Kastamonu'nun saklı cenneti: Cide'yi keşfedin
Karadeniz'in hırçın dalgalarının yeşilin binbir tonuyla kucaklaştığı Kastamonu'nun incisi Cide, doğası, tarihi ve eşsiz kültürüyle keşfedilmeyi bekleyen bir cennet
20.09.2025 00:20:00
Abdülkadir Gündoğdu
Abdülkadir Gündoğdu





Karadeniz'in hırçın dalgalarının yeşilin binbir tonuyla kucaklaştığı Kastamonu'nun incisi Cide, doğası, tarihi ve eşsiz kültürüyle keşfedilmeyi bekleyen bir cennet.
Geçmişten günümüze uzanan zengin mirası, Cide'yi sadece bir ilçe olmaktan çıkarıp, adeta yaşayan bir açık hava müzesine dönüştürüyor.
Tarih Sahnesinde Cide
Cide'nin tarihi, Paflagonya medeniyetine kadar uzanır. Antik Çağ'da "Side" olarak bilinen bu bölge, stratejik konumu nedeniyle birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
M.Ö. 1200'lü yıllarda Gasgaslar tarafından kurulan Cide, sonrasında Hititler, Frigler, Lidya, Persler, Romalılar ve Bizanslılar gibi pek çok uygarlığın hâkimiyetine girmiştir.
Candaroğulları Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde ise Karadeniz'in önemli liman kentlerinden biri haline gelmiştir. Bu zengin tarih, ilçenin her köşesinde hissedilir.
Cide'nin Tarihi ve Kültürel Yapıları

Cide'nin tarihi dokusu, günümüze kadar ulaşan yapılarla somutlaşır. İlçeye adeta bir zaman yolculuğu yaptıran bu yapıların başında, Karadeniz mimarisinin güzel bir örneği olan Cide Evleri gelir. Ahşap işçiliğinin en zarif örneklerini sergileyen bu evler, dar sokaklarda sıralanarak Cide'ye özgü bir siluet oluşturur.
Timurlenk Camii: Osmanlı dönemine ait olan cami, sade ve etkileyici mimarisiyle dikkat çeker.
Aydos Kalesi: Cide'nin yüksek bir tepesinde yer alan bu kale, Bizans döneminden kalma surlarıyla panoramik bir manzara sunar. Kaleye yapılan bir tırmanış, Cide'nin yeşilini ve mavisini bir arada görmek için harika bir fırsattır.
İlyasbey Camii: Köy içlerinde yer alan bu cami, yöresel mimarinin izlerini taşır ve sakin atmosferiyle ziyaretçilerini büyüler.
Doğal ve Turistik Güzellikler

Cide, doğa turizmi açısından adeta bir cennet. Karadeniz'in en uzun sahil şeritlerinden birine sahip olan ilçe, el değmemiş koyları ve masmavi deniziyle bilinir.
Gideros Koyu: Cide'nin simgesi haline gelen bu koy, fırtınalı havalarda bile sakin kalmasıyla adını "girdap olmayan yer" anlamından alır. Etrafı yemyeşil ormanlarla çevrili olan Gideros, tekne turları ve doğa yürüyüşleri için ideal bir rotadır.
Loç Vadisi: Doğal şelaleleri, bakir ormanları ve huzur veren atmosferiyle doğaseverlerin vazgeçilmezidir. Vadi içerisinde yer alan Kılıçlı Mağarası ise mistik bir keşif imkanı sunar.
Çayyaka Plajı: İncecik kumu ve berrak deniziyle yaz aylarının popüler duraklarından biridir.
İnebolu-Cide Sahil Yolu: Türkiye'nin en güzel manzaralı sahil yollarından biri olarak kabul edilen bu yol, deniz ve ormanın iç içe geçtiği nefes kesici manzaralar sunar.
Cide Mutfağı
Cide mutfağı, Karadeniz'in bereketiyle harmanlanmış yöresel lezzetleriyle damaklara şölen yaşatır. Balık çeşitlerinin yanı sıra, hamur işleri ve yöreye özgü otlarla hazırlanan yemekler öne çıkar.
Cide Pidesi: Farklı iç malzemeleriyle hazırlanan ve taş fırında pişen bu pide, Cide'nin en meşhur lezzetidir.
Banduma: Kaz eti, yufka ve cevizle hazırlanan bu yöresel yemek, özel günlerin vazgeçilmezidir.
Kestane Balı: Cide'nin doğal florasından elde edilen kestane balı, hem şifalı hem de oldukça lezzetlidir.
Sırık Kebabı: Yörede yetişen kuzunun, ağaç sırığına takılarak ateşte ağır ağır pişirilmesiyle hazırlanan bu kebap, et severler için eşsiz bir deneyimdir.
Cide, sadece bir tatil rotası değil, aynı zamanda ruhunuzu dinlendirebileceğiniz, doğanın ve tarihin iç içe geçtiği bir yaşam alanı. Şehrin gürültüsünden uzaklaşıp, Karadeniz'in serin sularında huzur bulmak istiyorsanız, Cide'yi listenizin en başına eklemeyi unutmayın.
Geçmişten günümüze uzanan zengin mirası, Cide'yi sadece bir ilçe olmaktan çıkarıp, adeta yaşayan bir açık hava müzesine dönüştürüyor.
Tarih Sahnesinde Cide
Cide'nin tarihi, Paflagonya medeniyetine kadar uzanır. Antik Çağ'da "Side" olarak bilinen bu bölge, stratejik konumu nedeniyle birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
M.Ö. 1200'lü yıllarda Gasgaslar tarafından kurulan Cide, sonrasında Hititler, Frigler, Lidya, Persler, Romalılar ve Bizanslılar gibi pek çok uygarlığın hâkimiyetine girmiştir.
Candaroğulları Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde ise Karadeniz'in önemli liman kentlerinden biri haline gelmiştir. Bu zengin tarih, ilçenin her köşesinde hissedilir.
Cide'nin Tarihi ve Kültürel Yapıları

Cide'nin tarihi dokusu, günümüze kadar ulaşan yapılarla somutlaşır. İlçeye adeta bir zaman yolculuğu yaptıran bu yapıların başında, Karadeniz mimarisinin güzel bir örneği olan Cide Evleri gelir. Ahşap işçiliğinin en zarif örneklerini sergileyen bu evler, dar sokaklarda sıralanarak Cide'ye özgü bir siluet oluşturur.
Timurlenk Camii: Osmanlı dönemine ait olan cami, sade ve etkileyici mimarisiyle dikkat çeker.
Aydos Kalesi: Cide'nin yüksek bir tepesinde yer alan bu kale, Bizans döneminden kalma surlarıyla panoramik bir manzara sunar. Kaleye yapılan bir tırmanış, Cide'nin yeşilini ve mavisini bir arada görmek için harika bir fırsattır.
İlyasbey Camii: Köy içlerinde yer alan bu cami, yöresel mimarinin izlerini taşır ve sakin atmosferiyle ziyaretçilerini büyüler.
Doğal ve Turistik Güzellikler

Cide, doğa turizmi açısından adeta bir cennet. Karadeniz'in en uzun sahil şeritlerinden birine sahip olan ilçe, el değmemiş koyları ve masmavi deniziyle bilinir.
Gideros Koyu: Cide'nin simgesi haline gelen bu koy, fırtınalı havalarda bile sakin kalmasıyla adını "girdap olmayan yer" anlamından alır. Etrafı yemyeşil ormanlarla çevrili olan Gideros, tekne turları ve doğa yürüyüşleri için ideal bir rotadır.
Loç Vadisi: Doğal şelaleleri, bakir ormanları ve huzur veren atmosferiyle doğaseverlerin vazgeçilmezidir. Vadi içerisinde yer alan Kılıçlı Mağarası ise mistik bir keşif imkanı sunar.
Çayyaka Plajı: İncecik kumu ve berrak deniziyle yaz aylarının popüler duraklarından biridir.
İnebolu-Cide Sahil Yolu: Türkiye'nin en güzel manzaralı sahil yollarından biri olarak kabul edilen bu yol, deniz ve ormanın iç içe geçtiği nefes kesici manzaralar sunar.
Cide Mutfağı
Cide mutfağı, Karadeniz'in bereketiyle harmanlanmış yöresel lezzetleriyle damaklara şölen yaşatır. Balık çeşitlerinin yanı sıra, hamur işleri ve yöreye özgü otlarla hazırlanan yemekler öne çıkar.
Cide Pidesi: Farklı iç malzemeleriyle hazırlanan ve taş fırında pişen bu pide, Cide'nin en meşhur lezzetidir.
Banduma: Kaz eti, yufka ve cevizle hazırlanan bu yöresel yemek, özel günlerin vazgeçilmezidir.
Kestane Balı: Cide'nin doğal florasından elde edilen kestane balı, hem şifalı hem de oldukça lezzetlidir.
Sırık Kebabı: Yörede yetişen kuzunun, ağaç sırığına takılarak ateşte ağır ağır pişirilmesiyle hazırlanan bu kebap, et severler için eşsiz bir deneyimdir.
Cide, sadece bir tatil rotası değil, aynı zamanda ruhunuzu dinlendirebileceğiniz, doğanın ve tarihin iç içe geçtiği bir yaşam alanı. Şehrin gürültüsünden uzaklaşıp, Karadeniz'in serin sularında huzur bulmak istiyorsanız, Cide'yi listenizin en başına eklemeyi unutmayın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.