Mustafa Kemal: '27 Haziran 1335’te Sivas’a muvasalat etmiştim'
27 Haziran 1335’te Sivas’a muvasalat etmiştim. Azledildiğimden bahis Ali Kemal Bey’in bir tamiminin daha varit olduğunu öğrendim. 23 Haziran 1335 tarihli olan bu şifreli tamimde
21.05.2025 00:10:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





27 Haziran 1335'te Sivas'a muvasalat etmiştim. Azledildiğimden bahis Ali Kemal Bey'in bir tamiminin daha varit olduğunu öğrendim. 23 Haziran 1335 tarihli olan bu şifreli tamimde:
"İngiliz mümessil-i fevkaladesinin talep ve ısrarıyla azledildi. Müşarünileyhin İstanbul'a celbi Harbiye Nezareti'ne ait bir vazifedir. Lakin dâhiliye Nezareti'nin size emr-i katisi: Artık o zatın mazul olduğunu bilmek ve kendisiyle hiçbir muamele-i resmiyeye girişmemek ve umur-ı hükûmete müteallik hiçbir matlubunu isâf ettirmemektir" deniliyordu.
Bu muameleye dair Sadaret'e ve Harbiye Nezareti'ne 28 Haziran 1335'te şu telgrafı çektim:
"Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye ve Redd-i İlhak cemiyetlerine müzaheretimden ve İngilizler tarafından talep edildiğinden bahisle azl olunduğuma, daha bazı nâbecâ sözler ilavesiyle dâhiliye Nazırı Ali Kemal Bey'in makamat-ı mülkiyeye tamim eylediğine muttali oldum.
Acizlerini bu memuriyete nasp ve tayin buyuran Zat-ı Hazret-i Padişahî'nin bu babda bir gûna irade-i seniyelerini şeref telakki eylemediğim gibi ne Makam-ı Celil-i Sadaret'ten ve ne de Harbiye Nezaret-i Celilesi'nden azlime dair hiçbir emir almadım.
Binaenaleyh Ali Kemal Bey'in bu gizli neşir ve tamiminin ne gibi mülahazat-ı sakime tahtında cereyan ettiğini ve rüesa-yı devlet arasında tefrika ve memlekette kanunsuzluk, inzıbatsızlık ve binnetice millet arasında anarşi tevlidine saik olan bu zihniyetin ne kadar hatarnâk olduğunu vâreste-i arz görüyorum.
Ali Kemal Bey'in infisalimi bildiren telgraf haberleri mûmâileyhin hatt-ı hareketinin hükûmet-i seniyeye mazharı tasvip olmadığını tamamen göstermiş bu suretle zail olmuş ise de Meclis-i Vükela'nın bilkülliye karar ve kanaati haricinde yapıldığına katiyen kani bulunduğum bu muhataralı ve mesuliyeti cidden ağır düşüncelerin millet ve memleketin selamet-i atiyesi için ne büyük zararlar tevlit edebileceğini tekrar arza mecburum. Mûmâileyh hakkında yapılacak muameleyi takdir-i fahimanelerine arz ederim. 3'üncü Ordu Müfettişi Fahr-i Yaver-i Hazret-i Şehriyari Mustafa Kemal"
Umum vilayetlere, müstakil ve mülhak mutasarrıflara ve kolordulara ve 2'nci Ordu Müfettişliği'ne de şu telgrafı yazdım:
"27 Haziran 1919 (27 Haziran 1335)
Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye ve Redd-i İlhak gibi münhasıran vatanı ve istiklal-i milliyeyi tahlise müstenit bir gaye-i mukaddeseye müzaheretimden ve İngilizler tarafından talep edildiğimden bahisle azl olunduğumu dâhiliye Nazırı Ali Kemal Bey'in makamat-ı mülkiyeye mahremane tamim ettiğine muttali oldum.
1 - Âcizlerini bu memuriyete nasp ve tayin buyuran Zat-ı Hazret-i Padişahî'nin bu bapta bir gûna irade-i seniyelerini şeref telakki eylemediğim gibi ne Makam-ı Celil-i Sadaret'ten ve ne de Harbiye Nezaret-i Celilesi'nden azlime dair bu ana kadar hiçbir emir almadım.
Binaenaleyh Ali Kemal Bey'in bu gizli neşir ve tamiminin ne gibi mülahazat-ı sakime tahtında cereyan ettiğini zaman ve hadisat kariben umum nazarında ispat edecektir.
Rüesa-yı devlet arasında tefrika ve memlekette kanunsuzluk ve inzıbatsızlık ve binnetice anarşi tevlidine saik olan bu hatarnâk zihniyetin tarih ve millet nazarında vehamet ve mesuliyeti noktasına nazar-ı dikkati celb-i lazimeden addederim.
Ali Kemal Bey'in salahiyeti fevkinde olarak mevcudiyet-i milliyemiz aleyhindeki bu gizli ve gayr-ı kanuni hareketten rücu ettirileceği tabiidir.
2 - Memuriyetimin hitamı hakkında bir irade-i seniyye-i Hazret-i Padişahî şeref telakki ettiğim takdirde bittabi, sıfat ve vazife-i resmiyemden tecerrüt ve bunu başkalarından evvel bizzat benim tamim edeceğim aşikârdır.
Böyle bir hâlde tabiisi vatana müstenit olan dini ve millî içtihadımı sîne-i millette bir ferd-i millet olarak dahi takip etmek benim için en mübeccel bir vazife ve en kati bir emeldir. Binaenaleyh devletçe ve bâ-irade-i seniyye-i Padişahî muhdes olan 3'üncü Ordu-yı Hümayûn Müfettişliği ve bunun devlet ve millete karşı olan mesuliyeti uhdemde bulundukça Bâb-ı Âli'nin talimatında münderiç vezaif-i resmiyeden naşî tekmil vülat-ı kiram ile elviye-i müstakilenin tebligatımı icraya tamamıyla mecbur ve bugünkü hakikate muttali olduktan sonra her vakit ve tarih karşısında da mesul bulunduklarını tebliğe müsaraat eylerim.
Bundan maada ordu müfettişliği devletin bir makam-ı resmîsi olup hiçbir zaman şahıs ile kaim ve alakadar bulunmadığından makamın kendisine mahsus muhaberat ve revabıtını hüsn-i suretle muhafaza ve idame ettirmek bir zaruret-i kanuniye olduğunu ve bu tebligatımın Ali Kemal Bey'in tebligatının tamim olunduğu makamata da iblağı lüzumunu ilaveten arz eylerim.
- İşbu telgrafname-i âcizinin vusulünün işar buyurulmasını rica ederim.
3'üncü Ordu Müfettişi Fahr-i Yaver-i Hazret-i Şehriyari Mustafa Kemal" (Atatürk söylem ve demeçler eserinden)
"İngiliz mümessil-i fevkaladesinin talep ve ısrarıyla azledildi. Müşarünileyhin İstanbul'a celbi Harbiye Nezareti'ne ait bir vazifedir. Lakin dâhiliye Nezareti'nin size emr-i katisi: Artık o zatın mazul olduğunu bilmek ve kendisiyle hiçbir muamele-i resmiyeye girişmemek ve umur-ı hükûmete müteallik hiçbir matlubunu isâf ettirmemektir" deniliyordu.
Bu muameleye dair Sadaret'e ve Harbiye Nezareti'ne 28 Haziran 1335'te şu telgrafı çektim:
"Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye ve Redd-i İlhak cemiyetlerine müzaheretimden ve İngilizler tarafından talep edildiğinden bahisle azl olunduğuma, daha bazı nâbecâ sözler ilavesiyle dâhiliye Nazırı Ali Kemal Bey'in makamat-ı mülkiyeye tamim eylediğine muttali oldum.
Acizlerini bu memuriyete nasp ve tayin buyuran Zat-ı Hazret-i Padişahî'nin bu babda bir gûna irade-i seniyelerini şeref telakki eylemediğim gibi ne Makam-ı Celil-i Sadaret'ten ve ne de Harbiye Nezaret-i Celilesi'nden azlime dair hiçbir emir almadım.
Binaenaleyh Ali Kemal Bey'in bu gizli neşir ve tamiminin ne gibi mülahazat-ı sakime tahtında cereyan ettiğini ve rüesa-yı devlet arasında tefrika ve memlekette kanunsuzluk, inzıbatsızlık ve binnetice millet arasında anarşi tevlidine saik olan bu zihniyetin ne kadar hatarnâk olduğunu vâreste-i arz görüyorum.
Ali Kemal Bey'in infisalimi bildiren telgraf haberleri mûmâileyhin hatt-ı hareketinin hükûmet-i seniyeye mazharı tasvip olmadığını tamamen göstermiş bu suretle zail olmuş ise de Meclis-i Vükela'nın bilkülliye karar ve kanaati haricinde yapıldığına katiyen kani bulunduğum bu muhataralı ve mesuliyeti cidden ağır düşüncelerin millet ve memleketin selamet-i atiyesi için ne büyük zararlar tevlit edebileceğini tekrar arza mecburum. Mûmâileyh hakkında yapılacak muameleyi takdir-i fahimanelerine arz ederim. 3'üncü Ordu Müfettişi Fahr-i Yaver-i Hazret-i Şehriyari Mustafa Kemal"
Umum vilayetlere, müstakil ve mülhak mutasarrıflara ve kolordulara ve 2'nci Ordu Müfettişliği'ne de şu telgrafı yazdım:
"27 Haziran 1919 (27 Haziran 1335)
Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye ve Redd-i İlhak gibi münhasıran vatanı ve istiklal-i milliyeyi tahlise müstenit bir gaye-i mukaddeseye müzaheretimden ve İngilizler tarafından talep edildiğimden bahisle azl olunduğumu dâhiliye Nazırı Ali Kemal Bey'in makamat-ı mülkiyeye mahremane tamim ettiğine muttali oldum.
1 - Âcizlerini bu memuriyete nasp ve tayin buyuran Zat-ı Hazret-i Padişahî'nin bu bapta bir gûna irade-i seniyelerini şeref telakki eylemediğim gibi ne Makam-ı Celil-i Sadaret'ten ve ne de Harbiye Nezaret-i Celilesi'nden azlime dair bu ana kadar hiçbir emir almadım.
Binaenaleyh Ali Kemal Bey'in bu gizli neşir ve tamiminin ne gibi mülahazat-ı sakime tahtında cereyan ettiğini zaman ve hadisat kariben umum nazarında ispat edecektir.
Rüesa-yı devlet arasında tefrika ve memlekette kanunsuzluk ve inzıbatsızlık ve binnetice anarşi tevlidine saik olan bu hatarnâk zihniyetin tarih ve millet nazarında vehamet ve mesuliyeti noktasına nazar-ı dikkati celb-i lazimeden addederim.
Ali Kemal Bey'in salahiyeti fevkinde olarak mevcudiyet-i milliyemiz aleyhindeki bu gizli ve gayr-ı kanuni hareketten rücu ettirileceği tabiidir.
2 - Memuriyetimin hitamı hakkında bir irade-i seniyye-i Hazret-i Padişahî şeref telakki ettiğim takdirde bittabi, sıfat ve vazife-i resmiyemden tecerrüt ve bunu başkalarından evvel bizzat benim tamim edeceğim aşikârdır.
Böyle bir hâlde tabiisi vatana müstenit olan dini ve millî içtihadımı sîne-i millette bir ferd-i millet olarak dahi takip etmek benim için en mübeccel bir vazife ve en kati bir emeldir. Binaenaleyh devletçe ve bâ-irade-i seniyye-i Padişahî muhdes olan 3'üncü Ordu-yı Hümayûn Müfettişliği ve bunun devlet ve millete karşı olan mesuliyeti uhdemde bulundukça Bâb-ı Âli'nin talimatında münderiç vezaif-i resmiyeden naşî tekmil vülat-ı kiram ile elviye-i müstakilenin tebligatımı icraya tamamıyla mecbur ve bugünkü hakikate muttali olduktan sonra her vakit ve tarih karşısında da mesul bulunduklarını tebliğe müsaraat eylerim.
Bundan maada ordu müfettişliği devletin bir makam-ı resmîsi olup hiçbir zaman şahıs ile kaim ve alakadar bulunmadığından makamın kendisine mahsus muhaberat ve revabıtını hüsn-i suretle muhafaza ve idame ettirmek bir zaruret-i kanuniye olduğunu ve bu tebligatımın Ali Kemal Bey'in tebligatının tamim olunduğu makamata da iblağı lüzumunu ilaveten arz eylerim.
- İşbu telgrafname-i âcizinin vusulünün işar buyurulmasını rica ederim.
3'üncü Ordu Müfettişi Fahr-i Yaver-i Hazret-i Şehriyari Mustafa Kemal" (Atatürk söylem ve demeçler eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.