"Mütevazi" anlam olarak "paralel" demek. Biz ise mütevazı yerine bilmeden karşımızdakine mütevazi diyerek paralel biri olduğunu söylüyoruz.17 Aralıktan sonra iktidar, yeni bir mağduriyet kaynağı daha yarattı ve 12 yıldır iktidarında olan bütün yanlışları, paralel yapı diye tanımladı, haşhaşiler, alim müsveddeleri dedi. Hatta işi aşüfteliğe kadar götürdü. Başbakan yıllardır kendine mütevazi yapının her dediğini yaptı. Kendisini uyaranlara kulak tıkadı. Şimdi bu mütevazisinden (paralelinden) şikayet ediyor. Bu şikayet sürecinde bir başka mütevaziste (paralelciye) sarılıyor. Evet, Said Kürdi'ye sarılıyor? SBS sınavında üç yanlış bir doğruyu götürür. Mütevazi, yanlış + Saidi Kürdi, Yanlış+ Tayyip Erdoğan'ın yanlışı = Türkiye'nin tasfiyesi.Başbakanın sarıldığı baş mütevazist Saidi Kürdi (Nursi)'yi biraz tanıyalım. Said Nursi, kendi yazdığı "İki Mekteb-i Musîbetin Şahâdetnâmesi Yâhut Divân-i Hârb-i Örfî" kitabında isminin, Saîd-î Kürd-î olduğunu beyan etmiş ve kendine Bediüzzaman unvanını yakıştırmıştır.1892 yılında Mardin'de bulunduğu sırada siyasi faaliyetlere başlamış, Mardin Mutasarrıfı, onun siyasi faaliyetleri sebebiyle silahlı nezaretçilerle birlikte Mardin'den çıkartarak Bitlis'e sürgün etmiştir.Said-i Kürdi, 1907'de üzerinde mahalli Kürt kıyafeti, boynunda dürbün, belinde tabanca ve kama, ayağında lapçın ve başında poşu olduğu halde İstanbul'a gelerek, Van'da Kürtçe öğretim yapacak, Mısırdaki El Ezher Üniversitesi ayarında Medresetüz Zehra adıyla bir okul açılması için II. Abdülhamit'e bir dilekçe sunmuştur. Dilekçenin metni Şark ve Kürdistan gazetesinin 1324 R birinci sayısında yayınlanmıştır. Bu dilekçeden sonra II. Abdülhamit tarafından önce deli diye tımarhaneye, sonra hain diye cezaevine atılmıştır.II. Abdülhamit'e son derece karşı olan Said-i Kürdi, İttihadı Muhammedi cemiyeti kurucuları arasında yer alarak, II. Abdülhamit'e karşı olan hareketin içinde yer aldı. Talat Paşa hatıralarında, Said-i Kürdi için "Said-i Kürdi, İttihat ve Terakki Cemiyetinin bir üyesidir. Teşkilat-ı Mahsusa'nın bünyesindedir ve istihbarat bölümündedir" demiştir.Tâlat Paşa, 1908 Meşrutiyetin ilanı günü, Said-i Kürdi'yi, Bakırköy Akıl Hastanesinden çıkarmış ve Said-i Kürdi, Taksim Hürriyet Meydanında, İttihat ve Terakki Paşaları ile beraber toplanan kalabalığa aynen şöyle demiştir: "İstibdadı yıktık, hürriyeti diktik, kahrolsun istibdat, yaşasın Meşrutiyet-i Meşrua" (Talat Paşanın hatıraları)Said-i Kürdi, 31 Mart isyanın çıkmasına neden olan İngiliz ajanı Derviş Vahdeti ile işbirliğine girerek Volkan gazetesinde yazılar yazmaya başlamıştır. 31 Mart olayına karıştığı için mahkemeye çıkartılan Said-i Kürdi, mahkemede seleflerinin "Cemalettin Afgani, Muhammed Abduh, A. Suavi olduğunu belirtmiştir." Mahkeme sonunda Isparta'ya sürülmüştür. Yukarıda adı geçen kişilerin Mason olduklarını ve İslam coğrafyasında Misyonerlik faaliyetlerinde bulunduklarını bilmeyen yoktur.Said-i Kürdi, Doğu'da ve Güneydoğu'da, İngiliz hükümeti destekli bir Kürdistan kurulması amacıyla "Kürt Teali Cemiyeti" kurucuları arasında yerini aldı.Saîdi Kürdi, "İki Mekteb-i Musîbetin Şahâdetnâmesi Yâhut Divân-i Hârb-i Örfî ve Saîd-î Kürd-î" adlı kitabında, şunları söylemekte; "Soydaşlarıma, burada birkaç söz söylemezsem, bence bahis eksik kalır. Ey Asurîler ve Keyânîlerin cihangirlik zamanında, onların öncüleri (pişdar) ve kahraman askerleri olan Arslan Kürtler! Beş yüz yıldır yattınız, yeter artık, uyanınız, sabahtır. Yoksa vahşet ve gaflet sizi vahşet sahrasında yağma edecektir." Diyerek Kürtçülüğü başlatmış ve belki de bugünkü PKK ve uzantılarının temelini atmıştı.İlk adı Cemiyet-i Müderrisin (Medrese Öğretmenleri Derneği) olan Teali-i İslam Cemiyeti'nin yönetim kurulunda, Mustafa Sabri, İskilipli Atıf'ın yanında Said Kürdi de yer alır. Bu Cemiyet, 19 Şubat 1919'da İstanbul'da, Kuvayı Milliye karşıtı bildiriler yayınlayarak, milli mücadelenin karşısında yer aldı. Milli Mücadele taraftarlarını "kâfir" ilan eden fetvalar vererek, Yunan ordusunun yanında yer aldılar. Milli Mücadelenin kazanılmasından sonra siyasetten çekilen Saidi Kürdi kendisini, Saidi Nursi olarak tanıtarak, dinlerarası diyalog çalışmalarının ilk adımlarını atmaya başladı. Nursi, "Misyoner ve Hıristiyan ruhanileri, hem nurcular çok dikkat etmeleri elzemdir. Çünkü herhalde şimal cereyanı İslam ve İsevi dininin hücumuna karşı kendini müdafaa etmek fikriyle İslam ve misyonerlerin ittifaklarını bozmaya çalışacak, Tabaka-i avama müsaade kar ve vucubu zekât ve hurmeti riba ile burjuvaları avamın yardımına davet etmesi ve zulmünden çekmesi cihetinde Müslümanları aldatıp onlara bir imtiyaz verip bir kısmını kendi tarafına çekebilir. Her ne ise bu defa sizin hatırınız için kaidemi bozdum dünyaya baktım." (Emirdağ Lahikası Sayfa: 147) Yazdığı kitapları Papa'ya gönderdi. Papalıktan gelen cevabı yine kendi kitabında yazdı "Efendim zülfikar nam el yazısı olan güzel eseriniz İstanbul'daki Papalık makamı Vekaleti vasıtasıyla Papa hazretlerine takdim edilmiştir. Bu nazik saygınızdan dolayı gayet mütehassis olduklarını bildirirken, üzerinize Cenabı Hakkın lütüfularını dilediklerini tebliğe beni memur ettiklerini, arza müsaraat eylerim. Bu vesile ile saygılarımı sunarım efendim." Vatikan Bayn Başkatibi Emirdağ Lahikası Sayfa: 323Baş Mütevazi'nin yaptıkları (sadece bir iki örnek verdim) ortada? Şimdi küçük mütevaziye karşı büyük mütevaziyi öne çıkarmak, ona sarılmak mega Mütevazilik olur.
Tahsin Aydın / diğer yazıları
- Devlet ve Hüseyin Baş / 26.09.2022
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019