Bu başlık milletimizin ince zekasının ürünü olan "karakolda doğru söyler mahkemede şaşar" veciz sözünden esinlenerek atılmıştır. Bu sözden anlaşılacağı üzere asl olan hüküm verilecek yerde doğru söylemek ya da icraat yaparken doğruyu yapmaktır.
Medyada çok kişi sayın Başbakanın vücut dili üzerine yazılar yazdı. Ben de sayın Başbakanın nazım diliyle, nesir dili yani icraatleri üzerine bazı tespitler yapmak istedim. Buyurun cenaze namazına afedersiniz tespitlere.
Tabii sayın Başbakan için bir milad olan Siirt konuşmasındaki şiirden başlayalım. Irk ayrımına karşı olduğunu ifade ederek;
"Minareler süngü, kubbeler miğfer
Camiler kışlamız, müminler asker"
mısralarını okuyor. Bakıyoruz AKP icraatlarına, son AB ilerleme raporu ile millet bir sürü ırka bölünmüş ve her biri azınlık olarak tanımlanmış. Hatta yeni yeni ırklar türemiş. Otuzbinin üzerinde kilise evi açılmış. Şimdi soruyoruz: Bu kilise evler kimin kışlası, bu kışlalar hangi askerler ile doldurulacak? Ya da dinler bahçesi adı altında açılan kilise ve sinagoga askerler nereden bulunacak?
Yine sayın başbakan Kuzey Irak'ta haince şehit edilen güvenlik güçleri için Mehmet Akif'in Çanakkale Şehitleri adlı şiirinden mısralar okuyordu. Yapılan konuşma ve icraatlara bakıyoruz; törenden iki gün önce sayın Başbakan, Mehmet Akif'in "tek dişi kalmış canavar" diye nitelendirdiği batı medeniyeti için; "AB'nin dışında kalmayı medeniyetin varoşunda kalmak" diye nitelendiriyor. Bu ifadeler ile Mehmet Akif'i bir arada anmak mümkün mü? Elbette hayır. Görüldüğü gibi millete şiir okunuyor, icraatlar ise AB ve ABD için yapılıyor.
Vatandaşa şiirde "beraber yürüdük biz bu yollarda" deniyor, Erzurum meydanında mağduriyetini ifade etmeye çalışan vatandaşa fırça atılıyor. İcraata bakıyorsunuz milletin adeta kılcal damarlarından kan çekerek alınan kan gibi, toplanan vergilerin tümü gereksiz borçlanmalar yapılan medya patronlarına faiz adı altında hortumlanıyor ve onlar ile beraber yürünüyor.
Kimi doyurmaya çalıştıkları ortada. Millete sıra gelmiyor. Kısaca millete şiir, millet dışındaki herkese ve her kesime hizmet.
Aziz okuyucularımıza yine milletimizin diliyle seslenmek istiyorum: Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
Günün sözü: "Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün." Hazreti Mevlana
Medyada çok kişi sayın Başbakanın vücut dili üzerine yazılar yazdı. Ben de sayın Başbakanın nazım diliyle, nesir dili yani icraatleri üzerine bazı tespitler yapmak istedim. Buyurun cenaze namazına afedersiniz tespitlere.
Tabii sayın Başbakan için bir milad olan Siirt konuşmasındaki şiirden başlayalım. Irk ayrımına karşı olduğunu ifade ederek;
"Minareler süngü, kubbeler miğfer
Camiler kışlamız, müminler asker"
mısralarını okuyor. Bakıyoruz AKP icraatlarına, son AB ilerleme raporu ile millet bir sürü ırka bölünmüş ve her biri azınlık olarak tanımlanmış. Hatta yeni yeni ırklar türemiş. Otuzbinin üzerinde kilise evi açılmış. Şimdi soruyoruz: Bu kilise evler kimin kışlası, bu kışlalar hangi askerler ile doldurulacak? Ya da dinler bahçesi adı altında açılan kilise ve sinagoga askerler nereden bulunacak?
Yine sayın başbakan Kuzey Irak'ta haince şehit edilen güvenlik güçleri için Mehmet Akif'in Çanakkale Şehitleri adlı şiirinden mısralar okuyordu. Yapılan konuşma ve icraatlara bakıyoruz; törenden iki gün önce sayın Başbakan, Mehmet Akif'in "tek dişi kalmış canavar" diye nitelendirdiği batı medeniyeti için; "AB'nin dışında kalmayı medeniyetin varoşunda kalmak" diye nitelendiriyor. Bu ifadeler ile Mehmet Akif'i bir arada anmak mümkün mü? Elbette hayır. Görüldüğü gibi millete şiir okunuyor, icraatlar ise AB ve ABD için yapılıyor.
Vatandaşa şiirde "beraber yürüdük biz bu yollarda" deniyor, Erzurum meydanında mağduriyetini ifade etmeye çalışan vatandaşa fırça atılıyor. İcraata bakıyorsunuz milletin adeta kılcal damarlarından kan çekerek alınan kan gibi, toplanan vergilerin tümü gereksiz borçlanmalar yapılan medya patronlarına faiz adı altında hortumlanıyor ve onlar ile beraber yürünüyor.
Kimi doyurmaya çalıştıkları ortada. Millete sıra gelmiyor. Kısaca millete şiir, millet dışındaki herkese ve her kesime hizmet.
Aziz okuyucularımıza yine milletimizin diliyle seslenmek istiyorum: Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
Günün sözü: "Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün." Hazreti Mevlana
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012