Yıllardan bu yana Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Şii ve Sünni Müslümanların bir ve beraber olduklarını ortaya koymak için Türkiye için cansiperane bir mücadele veriyor.
Şii âlemi ve Sünni dünya için birleştirici unsurun, yegâne müşterek paydanın Ehl-i Beyt olduğunu vurguluyor.
Neden?
Çünkü; İslam dünyası bir ve beraber olmayı başaramaz ise bundan sonra artık bir daha toparlanabilmesi asla mümkün olmayabilir.
Çünkü; Şii olsun Sünni olsun tüm Müslümanları hedef alan Batılı küresel şer güçler, adım adım altın vuruşa hazırlık yapıyorlar.
İslam coğrafyasının bu tehditleri savuşturabilmesi ancak ve ancak güç birliğinin sağlanması, ayrılıkların ortadan kalkmasıyla mümkün olabilir.
İşte Haydar Baş Hoca tek başına bunun mücadelesini veriyor yıllardır.
Haydar Baş Hoca'nın çalışmaları, gayretleri, eserleri ve başarıları neden milletten gizlenmeye çalışılıyor sorusunun cevabı da işte tam da buradadır.
Müslümanların birlik olmasını, gönül birliği içerisinde davranmasını istemeyen güçler ve bunların yerli işbirlikçileri Haydar Hoca'nın önüne set çekmeye çalışmaktadır.
Başta milletimiz olmak üzere tüm İslam âlemini bir ve beraber kılacak anlayışı ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş'ı gizleyen odaklar, İslam'a sonradan sokuşturulmuş birlik ve beraberliğin önünde engel teşkil eden anlayışları ve bunların sözcülerinin ise önünü açmaktadır.
Bu sözcüler bazen cübbeli, sarıklı olarak da karşımıza çıkabilmektedir.
Şu inkâr edilemeyecek bir gerçektir ki; bugüne kadar ortaya konulan sonradan inancımıza eklenmiş bidat anlayışlar, Müslümanlar arasında birlik sağlamak şöyle dursun, ayrıklıkları ve fitneleri körüklemiştir.
İslam'ın özüne yakınken başarıdan başarıya koşan, tüm insanlığa medeniyeti öğreten Müslümanlar, özden uzaklaştıkça bugünkü zelil bir duruma mahkûm olmuşlardır.
İşte Haydar Baş Hoca'nın ortaya koyduğu gerçek İslam'ın ta kendisi, İslam'ın özü olan Ehl-i Beyt gerçeğidir.
Ehl-i Beyt'e sırtını dönen, Ehl-i Beyt'i anlamamak ve sevmemekte ısrar eden bidat anlayışlara ve sözcülerine kulak verdiği için bugünkü zillet halini yaşayan İslam âlemi Prof. Dr. Haydar Baş'ın seslendirdiği Ehl-i Beyt anlayışına dönerse ancak bu halden kurtulabilecek.
Bundan dolayıdır ki, Haydar Baş Hoca hepimizi, Resulüllah'ın (s.a.a), Hz. Fatıma'nın (r.a), Hz. Ali'nin (k.v), Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in (r.a) yaşadığı gerçek İslam olan Ehl-i Beyt'e davet etmektedir.
Haydar Baş Hoca bizi, İmam-ı Azam, İmam Şafii, İmam Ahmed bin Hanbel ve İmam Malik'in de yaşadığı İslam'a, Ehl-i Beyt'e davet etmektedir.
Hamaseti terk edip ilmen bakıldığında Şiilik ile Sünnilik arasında imanın ve İslam'ın şartları arasında hiçbir temel fark yoktur.
Bu bağlamda Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in son konuşmalarında ifade ettiği gibi, "Allah'ın haram demediğine 'haram' diyen, mümin dediğine 'kâfir' diyenin adına kâfir denir" prensibi ışığında Müslüman Şii'ye 'kâfir' diyen Sünni, Müslüman Sünni'ye kâfir diyen Şii ayrılıkları körükleyen bu yanlış tutumlarından ivedilikle vazgeçmelidir. Aksi takdirde yukarıdaki tanımın muhatabı olacaktır.
Aynı konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş, "Şii ve Sünni dünya, Kur'an ve hadislerin beyan ettiği Ehl-i Beyt görüşünde ve yaşantısında bir ve beraber olmalıdır. Her iki dünya da Ehl-i Beyt merkezinde akaidini ve İslam'ın şartlarını yaşamalıdır. Bu tevhid, sosyal hayata da yansımalı ve İslam kardeşliği temin edilmelidir" demektedir.
Haydar Baş Hoca'nın çerçevesini çizdiği bu kardeşlik ortamı tesis edildiği takdirde ne Büyük Ortadoğu Projesi, ne Arap Baharı ne de bunların ardındaki asıl hedef olan İslam coğrafyasının tamamını kapsayan Büyük İsrail hedefleri başarıya ulaşacaktır.
Aksi durum İslam coğrafyasında akan kanın artarak devam etmesi ve daha büyük bir kaos olacaktır.
Şii âlemi ve Sünni dünya için birleştirici unsurun, yegâne müşterek paydanın Ehl-i Beyt olduğunu vurguluyor.
Neden?
Çünkü; İslam dünyası bir ve beraber olmayı başaramaz ise bundan sonra artık bir daha toparlanabilmesi asla mümkün olmayabilir.
Çünkü; Şii olsun Sünni olsun tüm Müslümanları hedef alan Batılı küresel şer güçler, adım adım altın vuruşa hazırlık yapıyorlar.
İslam coğrafyasının bu tehditleri savuşturabilmesi ancak ve ancak güç birliğinin sağlanması, ayrılıkların ortadan kalkmasıyla mümkün olabilir.
İşte Haydar Baş Hoca tek başına bunun mücadelesini veriyor yıllardır.
Haydar Baş Hoca'nın çalışmaları, gayretleri, eserleri ve başarıları neden milletten gizlenmeye çalışılıyor sorusunun cevabı da işte tam da buradadır.
Müslümanların birlik olmasını, gönül birliği içerisinde davranmasını istemeyen güçler ve bunların yerli işbirlikçileri Haydar Hoca'nın önüne set çekmeye çalışmaktadır.
Başta milletimiz olmak üzere tüm İslam âlemini bir ve beraber kılacak anlayışı ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş'ı gizleyen odaklar, İslam'a sonradan sokuşturulmuş birlik ve beraberliğin önünde engel teşkil eden anlayışları ve bunların sözcülerinin ise önünü açmaktadır.
Bu sözcüler bazen cübbeli, sarıklı olarak da karşımıza çıkabilmektedir.
Şu inkâr edilemeyecek bir gerçektir ki; bugüne kadar ortaya konulan sonradan inancımıza eklenmiş bidat anlayışlar, Müslümanlar arasında birlik sağlamak şöyle dursun, ayrıklıkları ve fitneleri körüklemiştir.
İslam'ın özüne yakınken başarıdan başarıya koşan, tüm insanlığa medeniyeti öğreten Müslümanlar, özden uzaklaştıkça bugünkü zelil bir duruma mahkûm olmuşlardır.
İşte Haydar Baş Hoca'nın ortaya koyduğu gerçek İslam'ın ta kendisi, İslam'ın özü olan Ehl-i Beyt gerçeğidir.
Ehl-i Beyt'e sırtını dönen, Ehl-i Beyt'i anlamamak ve sevmemekte ısrar eden bidat anlayışlara ve sözcülerine kulak verdiği için bugünkü zillet halini yaşayan İslam âlemi Prof. Dr. Haydar Baş'ın seslendirdiği Ehl-i Beyt anlayışına dönerse ancak bu halden kurtulabilecek.
Bundan dolayıdır ki, Haydar Baş Hoca hepimizi, Resulüllah'ın (s.a.a), Hz. Fatıma'nın (r.a), Hz. Ali'nin (k.v), Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in (r.a) yaşadığı gerçek İslam olan Ehl-i Beyt'e davet etmektedir.
Haydar Baş Hoca bizi, İmam-ı Azam, İmam Şafii, İmam Ahmed bin Hanbel ve İmam Malik'in de yaşadığı İslam'a, Ehl-i Beyt'e davet etmektedir.
Hamaseti terk edip ilmen bakıldığında Şiilik ile Sünnilik arasında imanın ve İslam'ın şartları arasında hiçbir temel fark yoktur.
Bu bağlamda Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in son konuşmalarında ifade ettiği gibi, "Allah'ın haram demediğine 'haram' diyen, mümin dediğine 'kâfir' diyenin adına kâfir denir" prensibi ışığında Müslüman Şii'ye 'kâfir' diyen Sünni, Müslüman Sünni'ye kâfir diyen Şii ayrılıkları körükleyen bu yanlış tutumlarından ivedilikle vazgeçmelidir. Aksi takdirde yukarıdaki tanımın muhatabı olacaktır.
Aynı konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş, "Şii ve Sünni dünya, Kur'an ve hadislerin beyan ettiği Ehl-i Beyt görüşünde ve yaşantısında bir ve beraber olmalıdır. Her iki dünya da Ehl-i Beyt merkezinde akaidini ve İslam'ın şartlarını yaşamalıdır. Bu tevhid, sosyal hayata da yansımalı ve İslam kardeşliği temin edilmelidir" demektedir.
Haydar Baş Hoca'nın çerçevesini çizdiği bu kardeşlik ortamı tesis edildiği takdirde ne Büyük Ortadoğu Projesi, ne Arap Baharı ne de bunların ardındaki asıl hedef olan İslam coğrafyasının tamamını kapsayan Büyük İsrail hedefleri başarıya ulaşacaktır.
Aksi durum İslam coğrafyasında akan kanın artarak devam etmesi ve daha büyük bir kaos olacaktır.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023