'Olmaz', ne acayip kelime değil mi? Hele de olmaz denilen işin olmayacağına dair belli bir bilimsel delil, sarsılmaz bir temel, geçerliliği kanıtlanmış bir kaynak yokken. Yapacağınız bir işe yahut inandığınız bir görüşe olmaz deniyorsa nedenini sorgulamak insan aklının bir gereği. 'Olmaz da niye olmaz?' sorusunu sormak, sordurmak lazım.Basit bir örnek koyalım oraya. Toplumumuzun olmazlarından biridir 'Balık ile yoğurt yenmez, zehirlenirsin.' Öyle derler. Oysaki bilimsel bir temeli ya da kanıtlanmış bir kaynağı yoktur bu olmazın. Hatta uzmanlara sorulduğunda balıkla yoğurt yemenin zararı olmadığını aksine yoğurdun zehirlenmeleri engellediğini öğreniyorsunuz. 'Neden olmasın?' demedikçe olmaz diyenlere uyuyorsunuz.Ülkemizde ve dünyada yaygın olarak uygulanan ekonomik sistemin yani Kapitalizmin de zihinlere kazıdığı ne akla ne de dine uygun olan 'olmazlarından' bazılarına bakalım: 'Kaynaklar sınırlıdır ihtiyaçlar sınırsızdır. Sömürmezsen olmaz! Büyük balık küçük balığı yutar, yutmazsa olmaz! Zenginlerin zenginleşmesi, fakirlerin fakirleşmesi doğaldır! Emeği gasp etmezsen kâr olmaz!' Görüldüğü gibi bu sistemin insanlığı büyük acılar, savaşlar içinde adi bir dünya düzeninde yaşamaya zorlayan esasları, olmazları var. Kapitalizmin söylediği yalan ve getirdiği talan ortadayken sistemin böyle olmazları varken asıl ey insanlık sen bunlara kaşı gelmezsen OLMAZ.Körü körüne olmazları kabullenmiş, ülkesinin geleceğine dair umudu kalmamış ve özgüvenini yitişmiş; baskı, şiddetle ve eğlence dünyasının morfiniyle etkisiz hale getirilmiş kimseler kurtuluşunun, çarenin farkına varmalı, vardırılmalı. Bunu yaparken de o yerleşmiş olmazları diğer bir deyişle tabuları yıkmak olmazların oldurulacağını kabul ettirebilmek şart.Aslında biz 'imkânsız, olmaz' kelimelerini İngiliz Kraliyetinin iftihar ettiği Oceans savaş gemisiyle birlikte Çanakkale sularına gömmüş bir milletiz. İstiklal Savaşında yedi düvele meydan okuyan bu millet OLMAZ kelimesini düşmanla birlikte yere sermiş bir milletiz. Bize dayatılan şu 'Olmaz' kelimesini bırakıp da 'olmazsa olmaz' çözümler kimin elindeyse artık oraya demir atmalı. Çünkü orası can, mal, namus emniyetimizin kısacası layık olduğumuz ve doğal hakkımız olan yaşam standartlarının sağlanacağı yerdir. Deyimi yerindeyse insani haklarınızın riya ve ihanet fırtınalardan korunacağı yegâne limandır.Bu liman dünyanın ileri gelen devletlerinin, eli kanlı kapitalizmin yalanlarından sığındığı Milli Ekonomi Modeli'dir. Rotası kâinat devleti olan gemisi ve eşsiz mürettebatıyla kaptan Prof. Dr. Haydar Baş'ın limanıdır. MEM yurt içinde ve yurt dışında sayısız bilimadamı tarafından 9 ayrı uluslararası konferansta ele alınan, kullanıldığı devletler tarafından hem ekonomiye ve insanlığa çare hem de dünya sahnesinde devletine güç kazandırdığı kanıtlanmış tek modeldir. Kapitalizmin aksine barışçıl, yurtsever ve bolluk içinde bir yaşam sunduğu bariz bir şekilde kanıtlanmış olan bu modelin hayata geçmesi fikrine bazılarınca verilen 'olmaz' yanıtına itibar etmeyiniz.
İlay Sultan / diğer yazıları
- Ehl-i Sünnet İmamları'nın Ehl-i Beyt sevdası / 19.06.2017
- Atatürk ve 19 Mayıs üzerine / 21.05.2017
- Gadir-i Hum'un önemi / 03.05.2017
- Gadir-i Hum / 28.04.2017
- Yalan dehlizinde sürüklenen millet / 19.04.2016
- Bu kaçıncı kara sabah? / 08.02.2016
- Uzaylı taşlama / 23.06.2015
- Milli Mücadelede Akif'in safı / 29.05.2015
- Sokağın nabzı / 28.04.2015
- O gözlükleri çıkarın / 21.04.2015
- Atatürk ve 19 Mayıs üzerine / 21.05.2017
- Gadir-i Hum'un önemi / 03.05.2017
- Gadir-i Hum / 28.04.2017
- Yalan dehlizinde sürüklenen millet / 19.04.2016
- Bu kaçıncı kara sabah? / 08.02.2016
- Uzaylı taşlama / 23.06.2015
- Milli Mücadelede Akif'in safı / 29.05.2015
- Sokağın nabzı / 28.04.2015
- O gözlükleri çıkarın / 21.04.2015