logo
25 NİSAN 2024

Nefes alıp verdikçe borçlanıyoruz

29.02.2020 00:00:00

İdlip bölgesinden şehit haberleri geldikçe içimiz yanıyor. Şehitlerimize Cenab-ı Hak'tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum.

İnşallah içinde bulunduğumuz şu mübarek günler ve aylar hürmetine bir an önce bu meseleler çözülür, bu gerginlikler biter de bu acıları daha fazla yaşamayız.

Bu acı günlerde gündemi yazmak, ekonomiyi değerlendirmek gerçekten çok zor… 

Ama şu bir gerçek ki, bu sorunlardan kurtulmak için de problemleri doğru teşhis etmek, başta ekonomik sorunlar olmak üzere tüm sorunlara doğru ve gerçekçi çözümler üretmek zorundayız.

Hangi sahada olursa olsun yaşadığımız sorunların ekonomiyle bir alakası var. Ülkeler ekonomide tam bağımsız olurlarsa daha sağlıklı politikalar üretebilirler ve birçok sorun kendiliğinden ortadan kalkar.

Hatta ekonomide tam bağımsızlık, en güçlü caydırıcı güçtür. Ekonomik olarak güçlü ülkelerle, hiçbir ülke karşı karşıya gelmek, bir gerilim yaşamak istemez.

Bizler ulu önder Atatürk döneminde ekonomide tam bağımsız bir ülkeydik.

Ve bunun neticesi olarak o dönemin süper gücü diyebileceğimiz ülkeler de dâhil, o günlerde Atatürk'ün Türkiye'si önünde boyun eğmek mecburiyetinde kaldı.

Fakat maalesef Atatürk'ün vefatından sonraki dönemlerde, Atatürk'ün bu çizgisinden saptık, Osmanlı'nın düştüğü ve çöküşüne neden bağımlı politikalara yeniden dönüş yaptık.

Dün Sevr'i önümüze koyanlardan yine borç ve akıl almaya başladık. Kurallarını onların koyduğu birliklere dâhil olduk, sırtımızı onlara dayadık.

Sonuç; hiçbir sorunumuzda yanımızda olmadıkları gibi, borç ve akıl için her kapılarına gittiğimizde bizden yeni tavizler koparmaya çalıştılar.

Osmanlı'yı bitiren ve borç batağına sokan en önemli unsurlardan birisinin kapitülasyonlar, yani ekonomik tavizler olduğunu bir türlü anlayamadık, aynı yanlış kapıdan tekrar girdik. Bugün bizi, borç karşılığı dayatılan güncel kapitülasyonlarla yeniden borç batağının içine, kısırdöngü bir ekonomik tablonun içine soktular.

Türkiye, senyoraj gelirini devreye koymayıp, dışarıdan borç aldığı yabancı para karşılığı parasını devreye koyduğu için, Prof. Dr. Haydar Baş'ın meşhur ifadesiyle, doların tercümesini kullandığı için ürettikçe, tükettikçe, ihracat ve ithalat yaptıkça borcu artan bir ülkedir. 

Daha net ifadesiyle, nefes alıp verdikçe borcumuz artıyor.

Yine Türkiye, üretim için kullandığı hammadde ve enerjiyi, kendi madenlerinden ve enerji kaynaklarından temin etmeyip, ithalat yoluyla karşıladığı için, ürettikçe, tükettikçe, ihracat yaptıkça, dış ticaret hacmi genişledikçe, büyüdükçe dış ticaret açığı ve buna bağlı olarak cari işlemler açığı vermektedir.

İşte bu sebeple böyle ihracata hormonlu ihracat, böyle büyümeye de hormonlu büyüme denir. Böyle ihracatın ve büyümenin ülkemize hiçbir faydası yoktur.

Ekonomide özellikle Trump'ın tweet attığı 15 Ağustos 2018'den bu yana, doların pahalı olması sebebiyle doğru dürüst bir ithalat yapamıyorduk, stoğumuzda olan hammadde ve ara mamüllerle üretim yapıp ihraç ettik. Tamam, kısa bir dönem de olsa dış ticaret fazlası ve cari fazla verdik ama bu stoklar tükenene kadardı.

Son zamanlarda faizleri baskılayarak, bazı sektörleri canlandırma yoluna gidildi, iharacat ise canlandırılmaya çalışıldı. Ama bu da dediğimiz gibi, yeni döviz kurlarından ithalat artışına ve dış ticaret açığının ciddi bir oranda artmasına neden oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2020 Ocak dış ticaret istatistiklerini açıkladı.

Buna göre, Ocak'ta, bir yıl önceki Ocak ayına göre ihracat yüzde 6,4 artarak 14 milyar 448 milyon dolar olurken, ithalat yüzde 18,8 artarak 19 milyar 207 milyon dolar oldu. Dikkat ederseniz ithalat, ihracata göre yaklaşık 3 kat daha fazla artmış oldu.

Bu sebeple, dış ticaret açığı geçen yıla göre yüzde 94,3 oranında artarak 2 milyar 290 milyon dolardan 4 milyar 448 milyon dolara yükseldi.

İhracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 85,8 iken, yüzde 76,8'e geriledi.

İthalatta ara malları ithalatının payının yüzde 78,1 olması, üretim için gerekli olan stokların eridiğini açıkça göstermektedir.

Gördüğünüz gibi ekonomide biraz hareket hemen dış ticaret açığını artırmaktadır.

Fakat problem şu: Böyle bir ekonomik gidişatta "sürdürülebilir borçlanma" esastır ve bizler Türkiye olarak artık borçlanmayı sürdüremiyoruz, yaşanan riskler sebebiyle borç para bulamıyoruz.

Borç istediklerimiz daha büyük tavizler istiyorlar, çıtayı oldukça yükselttiler ve pratik olarak görüldüğü gibi, taviz vermenin de bir sınırı var.

Eğer Türk milleti olarak bizler, Prof. Dr. Haydar Baş'ın kıymetini bilip, onun Milli Ekonomi Modeli'ni yıllar önce, BRICS devletleri gibi ülkemizde de hayata geçmesine kapı açsaydık, bu Modeli ekonomi politikası yapan Bağımsız Türkiye Partisi'ne (BTP) iktidar kapısını aralasaydık, emin olun ki bu sorunların hiçbirini yaşamayacaktık.

Ekonomimiz kendi ayakları üzerinde olacaktı, bir kuruş borçlanma gereği duymayacaktık, borç almadığımız için de taviz vermek zorunda kalmayacaktık.

Böyle güçlü bir Türkiye'ye de emin olun ki hiç kimse düşman olmak istemez, hatta düşmanlarımız bile bize dost olmak ister.

Aynen Atatürk'ün Türkiye'sinde olduğu gibi…

 
Murat Çabas / diğer yazıları
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.