ABD, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını neden istiyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump'la Beyaz Saray'da yaptığı görüşmede en dikkat çekici konulardan birisi Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması meselesiydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, "Heybeliada'daki Ruhban Okulu ile ilgili üzerimize ne düşerse yapmaya hazırız" dedi.
Ve Erdoğan, "Türkiye'ye döndüğünde Fener Rum Patriği Bartholomeos ile bu konuyu görüşüp halledeceklerini" söyledi.
Trump ise Erdoğan'ın bu sözlerini "Çok iyi" diye yanıtladı, "Yardıma ihtiyaçları vardı ve ben de bunu gündeme getireceğimi söyledim" dedi.
Malum, Fener Rum Patriği Bartholomeos, 15 Eylül'de Trump ile görüşmüştü. Basına yansıdığı şekliyle, bu görüşmede Bartholomeos, Türkiye'nin azınlıklara baskı uyguladığını iddia ederek şikayette bulunmuştu.
15 Eylül'den sonraki süreçte bu konu gündem olmuş olacak ki, Sayın Erdoğan daha Trump bir şey demeden bir refleksle bu konunun halledileceğini söyledi.
Soru şu: Protestan ABD, Ortodoks Patrikhane'nin Heybeliada Ruhban Okulu'yla neden ilgilenir, Türkiye'ye bu konuda neden siyasi baskı kurar?
Öyle ya, iki lider 6 yıl sonra görüşüyor, gündem maddeleri içinde F35, F16, CAATSA, nadir elementler, Boeing uçakları, nükleer enerji tesisi, Rus petrol ve doğalgazı, ekonomik ve askeri ilişkiler gibi konular var ve bir de Heybeliada Ruhban Okulu var!
Doğal olarak "Ne alaka?" diyorsunuz.
Sorunun cevabına geçmeden önce olayın tarihçesine bir bakalım.
Heybeliada Ruhban Okulu'nun statüsü 1922 ve 1923 yılları arasındaki Lozan Barış görüşmelerinde önemli bir tartışma maddesi oldu.
Kurtuluş Savaşı yıllarında Patrikhane, Türk milletine zulmeden Rum çetelerinin en büyük destekçilerinden olmuştu.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu sebeple, Fener Rum Patrikhanesi`nin "bir fesat ve hıyanet ocağı olduğunu, Hıristiyan vatandaşların huzur ve refahını bozduğunu" söylemiş, "Rum Patrikhanesini artık topraklarımız üzerinde bırakmayız" demiştir.
Atatürk'ün planı Patrikhane'yi Yunanistan'a göndermekti.
Tartışmaların sonunda, Patrikhane'nin ekümenik olmaması, Fatih Kaymakamlığı'na bağlı ve sadece İstanbul, Göçeada ve Bozcaada'daki Rum azınlığın ayinlerini yönetmesi şartıyla Türkiye'de kalmasına izin verilmiştir.
Fakat Patrikhane Atatürk'ün vefatından sonraki süreçte "ekümeniklik" iddiasından vazgeçmemiş, özellikle de AKP iktidarı döneminde bu iddiasını daha yüksek sesle ifade etmeye başlamıştır.
AKP-FETÖ ittifakı dönemlerinde yürütülen dinlerarası diyalog faaliyetleri kapsamında Bartholomeos'a iftar sofralarında dualar yaptırılması, Patrikhane'yi cesaretlendirmiş ve Sümela'nın açılmasıyla Patrikhane'nin Lozan'daki "ayin" sınırları aşılmıştır.
Heybeliada Ruhban Okulu ise Patrikhane'nin ekümeniklik iddialarını destekleyen bir okuldur. Ekümeniklik, uluslararası bir statüdür, dünyadaki Ortodoksların "evrensel patriği" statüsüdür.
Peki, bundan ABD'ye ne? Esasen Hıristiyanlık inancına göre protestan ve ortodoks kiliseleri birbirlerine rakip olması lazım!
İşte burada dini bir hedeften ziyade siyasi bir hedefin olduğu ortaya çıkıyor.
ABD'nin asıl hedefi, ABD-Rusya güç mücadelesinde Ortadoksluğun etkisini Rusya'nın, Moskova Patrikhanesi'nin elinden almak.
Bu açıdan bakıldığında, ekümeniklik iddiası Fener Rum Patrikhanesi için iyi bir şey midir yoksa siyasi olarak Patrikhane'yi Rusya'nın hedefi haline mi getirmektedir, bunun da irdelenmesi lazım.
Lozan'daki statüsüyle, Türkiye'nin yasal koruması olan Patrikhane, ekümeniklik konusunda ABD'nin verdiği kör cesaretle siyasi bir hedef haline dönüşmektedir.
Rusya'ya karşı maşa olarak kullanılan Ukrayna'nın hali bugün ortadadır.
Türkiye açısından değerlendirecek olursak, Patrikhane'nin ekümenikliği Lozan'a aykırıdır, devlet içinde Vatikan benzeri bir devlet anlamı taşır ve üniter yapımızı ortadan kaldırır. Ayrıca Yunan'ın işgal iştahını yeniden kabartır, Megali İdea, Pontus devleti, İstanbul'un 'Konstantinapolis'leşmesi gibi kirli hesapları yeniden diriltir.
Heybeliada Ruhban Okulu'na dönecek olursak, Lozan'dan sonra 1971 yılına kadar bir yüksek okul olarak devam etmiştir.
1971'de özel öğretim kurumlarıyla ilgili yapılan bir yasal düzenlemenin ardından okul, YÖK'e bağlanarak devlet kontrolüne girmek istememiştir, özel azınlık lisesine çevrilmiş 2 yıl sonra 1972'de Patrikhane tarafından kapatılmıştır.
Okulu kapatan devlet değil, bizzat Patrikhane'nin kendisidir.
2024 yılına gelindiğinde okulun açılması uzun bir aradan sonra tekrar gündeme geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Mayıs 2024'te Yunan basınında yer alan bir açıklamasında, "okulun açılması için çalışmalar yaptıklarını" söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin 28 Mayıs'ta okulu ziyaret etti.
Tekin, ziyaretin ardından verdiği bir röportajda "kişisel olarak okulun açılmasını istediğini" söyledi.
Eylül 2024'te Bartholomeos, Yunan basınına verdiği demeçte, "Okulumuzun yeniden faaliyete geçmesinin eşiğinde bulunduğumuza artık eminiz" dedi.
Bartholomeos, 26 Aralık 2024'te Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ziyaret etti. Görüşmede Heybeliada Ruhban Okulu konusu da ele alındı.
Patrikhane'den yapılan açıklamada, "Bartholomeos'un okulun yeniden açılabilmesine yönelik çalışmalardan dolayı Erdoğan'a teşekkür ettiği, işlemlerin hızlandırılması hususunda da yardım ricasında bulunduğu" aktarıldı.
Bakan Tekin, 30 Aralık 2024'te "Onlarla görüşmeleri yaptık. Açılması yönünde bir karar verilirse hangi statüde açılacağına dair bir metin oluşturduk. Bundan sonrası artık siyasi bir mekanizma" açıklamasını yaptı.
Ve bu son Trump-Erdoğan zirvesinde konu tekrar gündeme damgasını vurdu ve Sayın Erdoğan bu işi halledeceğiz sözünü verdi.
Bu okulun önemi şu: Buradan yetişen patrikler, metropolitler, papazlar, ekümeniklik iddiasıyla birleştiğinde uluslararası statü kazanmış olacak, Patrikhane Vatikan'laşacak.
Bu arada, Heybeliada Ruhban Okulu'ndan mezun olan Makarios'u Kıbrıs'tan hatırlıyoruz.
1919'da Yunan'ın İzmir işgalinde Yunan ordusunu karşılayan, takdis eden ve Türklerin evlerini göstererek katliamlara neden olan yine bu okulun mezunu İzmir Metropoliti'ydi.
O yıllarda Trabzon Rum Pontus devletini ilan eden Trabzon Metropoliti'ydi.
Yunanistan bağımsızlığını ilan ettiğinde ilk tebrik etmeye giden Edirne Metropoliti'ydi.
Bunları da not düşelim ki, "Okul açılsın ne var ki?" diyenlere cevap olsun.
- Kamuda tasarruf emeklilerden mi yapılacak? / 25.09.2025
- Bahçeli, TRÇ önerisinde samimi mi? / 24.09.2025
- Gençlerimizi korumak geleceğimizi savunmaktır' / 23.09.2025
- Suriye’de ABD-İsrail ikilisinin dediği oluyor / 20.09.2025
- Gençlerimiz uyuşturucu bataklığında! / 18.09.2025
- Dünya, İsrail'in Gazze soykırımı karşısında bu kadar mı aciz? / 17.09.2025
- Terörsüz Türkiye için önce gençlerimize sahip çıkmalıyız! / 16.09.2025
- Sayın Bahçeli tavsiye mi ediyor, talimat mı veriyor? / 13.09.2025
- Gençlerin suça meyletmesi ceza ile önlenebilir mi? / 12.09.2025