ABD Başkanı Trump, 20 maddelik bir Gazze planı ortaya koydu ve Netanyahu'nun da bu planı kabul ettiğini söyleyerek Hamas'ın cevabını beklediği açıkladı. Yine bir oldubittiyle bir şeyler yapılmaya çalışılıyor.
Peki, biz Netanyahu'nun ağzından Trump'ın planını basına yansıdığı şekliyle kabul ettiğine dair herhangi bir açıklama duyduk mu? Elbette hayır, tam tersine, planın maddelerine aykırı olan ifadeler paylaştı.
Netanyahu, ABD merkezli X sosyal medya hesabından Trump ile görüşmesini değerlendirdiği paylaşımında, "Hamas'ın İsrail'i köşeye sıkıştırmasındansa, Hamas'ı köşeye sıkıştırdıklarını" ifade etti.
Netanyahu, "Dünya, Arap ve İslam aleminin Hamas'a, İsrail'in Trump ile hazırladıkları şartları kabul etmesi için baskı yaptığını" öne sürdü. Trump'ın Beyaz Saray'da açıkladığı Gazze ateşkes ve esir takası planına değinen Netanyahu, plana göre, "Gazze Şeridi'ndeki tüm İsrailli esirlerin serbest kalacağını, buna karşın İsrail'in Gazze'nin çoğundaki işgalinin devam edeceğini" savundu.
Trump'ın planına göre "Filistin devletinin kurulmasının" kesinlikle gerçekleşmeyeceğini ileri süren Netanyahu, ne Trump'ın ne kendisinin böyle bir şey açıklamadığını dile getirdi. Netanyahu, Trump'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu konuşmasında, Filistin'i devlet olarak tanıyan ülkeleri eleştirdiğine de işaret etti.
Evet, İsrail cephesinde durum bu.
Halbuki Trump'ın planında, İsrail'in Gazze'den geri çekilmesi var, Hamas yöneticilerine af var, isterlerse Gazze'de kalmalarına izin verileceği var, 3 yıllık geçici bir yönetim ve bu süre zarfında Gazze'nin yeniden inşasından sonra bölgenin Filistinlilere bırakılması var… Eğer aynı planın aynı 20 maddesinden bahsediyorsak, Netanyahu'nun sosyal medya paylaşımda ifade ettikleri bu planda yok.
Trump'ın son yaptığı açıklamalardaki üslubu da ilginç, sanki bir barış anlaşması gibi değil de, tek taraflı bir zorbalık anlaşması gibi davranıyor. Birleşmiş Milletler bünyesindeki Gazze toplantısında ve sonrasında Beyaz Saray'da gerçekleşen Gazze toplantılarında tam bir barış havarisiymiş gibi tavır sergileyen Trump, Katar'ın başkenti Doha'da arabuluculuk toplantısı başlarken söylemini tehditlere dönüştürdü.
Art arda yaptığı açıklamalarda Trump, barış teklifini kabul etmesi için Hamas'ı beklediklerini söyleyerek, "Hamas ile müzakere için pek fazla alan yok. Teklife olumsuz yanıt verirlerse çok üzücü sonuçları olacak" ifadelerini kullandı.
Hamas teklifi reddederse İsrail'e ne isterlerse yapmaları için izin vereceğini belirten ABD Başkanı, "Ne olacağını üç dört gün içinde göreceğiz" diye konuştu.
Trump, Gazze'deki esirlerin hemen serbest bırakılmasını istediklerini ifade etti.
Netanyahu'nun yaptığı açıklamalar, Trump'ın tehditleri bize gösteriyor ki, bu Gazze planı pek Gazzelilerin menfaatine değil. Planda bazı süslü ifadeler olsa da, bunların sadece kağıt üzerinde kalacağı açıkça belli oluyor.
Peki, ABD-İsrail ikilisi neden böyle bir planı gündeme getirmiş olabilir?
Dikkat ederseniz Netanyahu paylaşımında, "Hamas'ın İsrail'i köşeye sıkıştırmasındansa, Hamas'ı köşeye sıkıştırdıklarını" vurguluyor.
Demek ki satranç tahtasında bir şah-mat senaryosu var.
Şöyle ki, eğer Hamas planı kabul ederse, 72 saat içinde tüm esirleri İsrail'e teslim etmek zorunda kalacak, bundan sonrası plana göre mi gider, yoksa İsrail nasıl olsa esirleri kurtardım diye bildiğini mi okur meçhul; eğer Hamas kabul etmezse, bu sefer Trump, İsrail'e ne isterlerse yapmaları için izin verecek. Yani Hamas planı kabul etse de, etmese de Gazze Şeridi'nin ve Filistinlilerin akıbeti değişmiyor: İsrail Gazze'den çıkmayacak, Filistin devletine asla müsaade etmeyecek.
Planı her iki taraf evet dese de, İsrail'in anlaşmalara uymama gibi bir alışkanlığı var. Gazze'de defalarca ateşkes ve esir takası anlaşması yapıldı, hepsini İsrail ihlal etti. Lübnan'la ateşkes anlaşması yapıldı, yine İsrail ihlal etti. Gazzelilere yemek dağıtımı projesini ABD ile beraber organize ettiler ama İsrail dağıtım noktalarına gelen aç Filistinlileri hedef alarak onları katletti. Yemek dağıtımını bir tuzak olarak kullandı. Hepsinde ABD ve başka ülkeler arabuluculuk yapmasına rağmen İsrail hiçbir anlaşmaya uymadı.
Ayrıca böyle bir planın gündem edilmesinin bir sebebi de, son olarak İngiltere ve Fransa gibi ABD-İsrail ikilisinin en büyük müttefiklerinin Filistin devletini tanıma kararı oldu. Bu planın gündeme gelmesi, Filistin devletini tanıma furyasını ikinci plana atmış oldu.
Açıkça görülüyor ki; Ortadoğu'ya ve Gazze'ye barış ABD planlarıyla gelmez. ABD-İsrail ikilisi dışında, en azından Filistin'i tanıyan 157 ülke çözüm adına ortak bir adım atarlarsa belki bir sonuca ulaşılabilir.
- Netanyahu yeni Trump planını gerçekten kabul etti mi? / 30.09.2025
- ABD, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını neden istiyor? / 27.09.2025
- Kamuda tasarruf emeklilerden mi yapılacak? / 25.09.2025
- Bahçeli, TRÇ önerisinde samimi mi? / 24.09.2025
- Gençlerimizi korumak geleceğimizi savunmaktır' / 23.09.2025
- Suriye’de ABD-İsrail ikilisinin dediği oluyor / 20.09.2025
- Gençlerimiz uyuşturucu bataklığında! / 18.09.2025
- Dünya, İsrail'in Gazze soykırımı karşısında bu kadar mı aciz? / 17.09.2025
- Terörsüz Türkiye için önce gençlerimize sahip çıkmalıyız! / 16.09.2025