Her hafta "Milletin Efendisi" adıyla Meltem ve Mesaj Tv ekranlarında bir tarım proğramı yaparak; köylümüz ve çiftçimizin dertlerini ve dahi sıkıntılarını birinci ağızdan ekranlara yansıtmaya çalışıyoruz sevgili okurlar.Gezdiğimiz gördüğümüz ve mikrofon uzattığımız kadarıyla, köylü inanın patlamaya hazır bir bomba gibi... Ölmüşte ağlayanı yok...Eli böğründe çaresiz ne yapacağını şaşırmış demolarize bir ruh hali yaşıyor... Tarlasını ekse bi türlü ekmese bi türlü...İki arada bir derede... Sığınacak bir liman arıyor...Kendim ettim kendim buldum diyor... Keşke ellerimiz kırsa idi de bunlara oy vermeseydik diyor...IMF endeksli politikalarla ve adeta bir gizli elin himayesinde Türk ziraati, bugün son nefesini vermek üzere sevgili okurlar. Maliyetinde altında uygun görülen fiyatlarla üretim yapmanın bugün hiçbir anlamı kalmamış. Bu nedenle çıkın Anadolu'ya bakın, nadasa bırakılmış, ekilmeyen ve yok pahasına satılan yüz binlerce dekar tarlalar görürsünüz.İklim ve toprak verimliliği nedeniyle en avantajlı olduğumuz tarım sektörü, küresel güçlerin,uluslararası kredi kuruluşlarının ve yerli işbirlikçilerinin ortaklaşa yaptıkları uygulamalar sonucu yok edilmekte... Tarım ürünlerinin ekimine getirilen kısıtlamalar,sübvansiyonların kaldırılması ve sınırlı sahalarda yapılan ekimlerde intihar eden tohumların kullanılması gibi yöntemlerle tarımın tamamen dışa bağımlı olması ve bitirilmesi,çiftçiyi geçinebileceği yeni iş alanları aramaya yöneltmekte ... Tarımla uğraşmayı bırakan pek çok çiftçi, topraklarını işe yaramıyor gerekçesiyle paraya çevirmekte, bu topraklara talip olan yabancılara ederinin altında meblağlara satmakta... Bu durum, toprağın stratejik önemi düşünüldüğünde,ülke topraklarının vatandaşlarının rızası ile yabancılar satılmasından başka bir şey değil herhalde.Daha önce hem kendi için hem de şehirli için üretim yapan köylüler, tarım karın doyurmayınca çareyi kapağı bir an önce kentlerin varoşlarına atmakta buluyor ... Peki,şehirlerde istihdam alanları mevcut mu? Hayır. Yeterli altyapı var mı? Oda Yok.AB'nin uygulanan projesi ile köylü nüfusun yüzde 10'a düşürülmeye çalışılıyor Bu durumda 15 milyon köylü şehirlerin varoşlarına sürülecek ve sürülmekte...Düne kadar tarım ürünlerinde kendi kendine yeterli birkaç ülkeden biri olan Türkiye,şimdi buğdayını bile çok büyük bir oranda dışarıdan ithal etmekte. Yani kendi çiftçimizi açlığa mahkum ederken başka ülkelerin çiftçilerini zengin etmekteyiz. Üstelik yüklü miktarda cari açık veren ve bu cari açığı yüksek faizlerle alınan kredilerle kapatan bir ülke olduğumuz düşünüldüğünde,sadece yabancı ülke çiftçisini finanse etmekle kalmayıp aynı zamanda bu sebepten dolayı yüklü miktarlarda faiz ödedediğimiz ise günü gibi aşikar... Yanlış politikalar neticesinde,tarım kesimine verilen desteklerin kaldırılması hatta tahditlerin getirilmesi,öte yandan ithal ürünlere uygulanan gümrük duvarlarının aşağıya çekilmesi sonucu ülkemizde tarım kesimi maalesef tamamıyla bitirildi...Bugün dünyaya baktığımızda,tarım ürünleri açısından sıkıntı çeken ülkelerin,tarıma uygun verimli topraklara sahip olmasına rağmen,bu toprakları devreye koyabilecek finansmana ve bir modele sahip olmadıklarını görüyoruz.O finansman ve modelide başka bir yazımızda ele alalım dilerseniz sevgili okurlar...