Ehl-i Beyt’in sır kâtibi: Cennetlik Selman-ı Fârisî

Cennetin hasret çektiği 3 kişiden biridir, Hz. Selman… Peygamber Efendimiz (s.a.a) "Cennet üç kişinin hasretini çeker: Ali, Ammar bin Yasir ve Selman" buyurmuşlardır.

Hz. Selman Ehl-i Beyt'in sır kâtibi gibiydi. 200 yıl yaşayan Hz. Selman'ın tüm zamanları başta Hz. Peygamber olmak üzere İmam Ali, İmam Hasan ve İmam Hüseyin Efendilerimiz ile geçmiştir.

"Birçok geceler Hz. Selmân Resûlullah (s.a.a) ile sabahlara değin yalnız kalırlardı. Hz. Peygamber, "bir kişiye bakmakla kalbinin huzur bulmasını isteyen kişi Selman'a baksın" buyurarak kendisini çok defalar övmüş ve Selman biz Ehl-i Beyt'tendir şeklinde buyurmuşlardır.

Hz. İmam Muhammed Bakır ve İmam Cafer Sadık'tan (a.s) nakledilen bir rivayette bir gün İmam Ali'nin huzurunda Selman-ı Farisi'nin adı geçer. İmam Ali (a.s) Selman-ı Farisi demeyin, ona Selman-ı Muhammedi deyin, çünkü o biz Ehl-i Beyt ailesindendir, buyurmuştur. Müminlerin Emiri Hz. Ali'den nakledilen bir hadiste Selman, Ebu Zer, Ammar ve Mikdad'ın varlığından dolayı Allah insanlara rızık vermektedir. Yine Hz. Ali Efendimiz, Selman'ı ilk ve son ilimleri bilen olarak tanıtmıştır.

Hz. Selman, İslam Peygamberi Hz Muhammed (s.a.a)' in saçlarını tıraş etmesi sebebiyle berberlerin piri sayılmıştır. Selman'ın Rumca ve İbranice öğrendiği, Farsların, Romalıların, Yahudi ve Hıristiyanların kutsal kitaplarını okuduğu rivayet edilmektedir. Bu sebeple onun hakkında "sâhibü'l-kitâbeyn" (Kur'an'ı ve Kitâb-ı Mukaddes'i iyi bilen) veya "önceki ve sonrakilerin ilmini öğrenmiş bitmez tükenmez bir umman" ifadeleri kullanılmıştır.

Peygamberin Ehl-i Beyt'inden saydığı Selmân-ı Fârisî, İslâm'a etmiş olduğu hizmetler, Hz Ali ile olan yoldaşlığı ve Hz. Muhammed (s.a.a)'in ölümünden sonra Hz Ali'nin safında yer alması gibi nedenlerle türlü sırları barındıran bir sır hazinesi gibiydi…

Selman-ı Fârisî, asıl ününü Hendek Savaşı'nda Mekkeli putperestlerin Medine şehrini kuşatması öncesinde Hz. Muhammed (s.a.a)'e, "hendek kazılması" yönünde belirttiği fikir sayesinde savaşın Müslümanlar lehine sonuçlanması ile kazandı. Selman'ın Taif'in fethi sırasında mancınık ve debbabe kullanılmasını tavsiye ettiği ve bunların yapımını bizzat gerçekleştirdiği belirtilmektedir.



Selman, Sakife vakasına karşı çıkmıştır. Selman, Mikdad, Ebu Zer, İbadet bin Samit, Ebu Heysem el-Tehiyan, Huzeyfe, Ammar, Ubey bin Ka'b, Sakife'de yaşananlara dair çeşitli delil ve kanıtlar ileri sürerek itirazlarını bildirmişlerdir. "Halifeyi seçtiniz, ama Peygamberin emrini yerine getirmediniz. Yaşlı bir adamı seçtiniz ve Peygamber ailesini terk ettiniz. Hilafeti Peygamber ailesine bıraksaydınız, hatta iki kişi bile anlaşmazlığa düşmezdi ve bu ağacın meyvesinden fazlasıyla ve çok güzel yararlanırdınız." şeklinde ikaz ve uyarıda bulunmuştur.

Selman-i Farisi Hazretleri her fırsatta Hz. Ali'nin halife olduğu ile ilgili konuşmalar yapıyordu: "Allah'a yemin olsun ki peygamberin vasiyeti ve ahdinize vefasızlığınızdan dolayı her geçen gün daha da kötüleşiyorsunuz. Beni İsrail kavminin akıbetine düçar olacaksınız. Eğer Hz. Ali'nin velayet ve hilâfetine sarılsaydınız Allah'a yemin olsun ki yeryüzünün ve gökyüzünün nimet kapıları sizlere açılacaktı. Ben sizi uyarıyorum şu andan itibaren sizlerle olan arkadaşlık ve dini kardeşlik bağlarımı koparıyorum" şeklinde ikazlarda bulunmuştur.

Selman'ın en büyük faziletlerinden biri de Hz. Ali'nin mucizevi bir şekilde Medine'den Medain'e gelerek Selman'ın gusül kefen ve defin işlerini yapmasıdır.

Cabir b. Abdullah Ensari şöyle anlatıyor.

Bir gün Hz. Ali Medine'de bizimle sabah namazını kıldıktan sonra cemaate şöyle hitap etti: "Ey cemaat! Yüce Allah, kardeşiniz Selman'ın vefatında sabırlarınızdan dolayı sizlere mükafat versin.

Sonra Allah Resulu'nün sarığını ve cüppesini giyip, kılıcını aldı. Ve devesine binerek Kamber'le beraber Medain'e doğru hareket etti. Yolda giderlerken Kamber'e 10'a kadar saymasını söyledi.

Kamber olayı şöyle anlatıyor: "Sayı saymaya başladım ve 10 dediğim sırada Selman'ın evinin önünde olduğumuzu gördüm.

Selman'ın dostlarından Zadan şöyle diyor: "Ey Selman! Sana kim gusül verecek?" diye sordum. Selman, "Resullüllah'a gusül veren zat" dedi.

Zadan, "Söylediğin kişi İmam Ali'dir ama O şimdi Medine 'de, bu nasıl mümkün olabilir ki? Bin fersahlık yoldan gelip sana nasıl gusül verebilir?" diye sordu.

Selman, "Ben öldükten sonra çenemi bağladığında O'nun ayak seslerini duyacaksın çünkü Allah'ın Resulü bunu bana haber vermişti" dedi.

Zadan şöyle diyor: Selman öldüğünde çenesini bağlayıp başını bir örtü ile örtüp dışarı çıktığımda Hz. Ali'nin Kamber'le evin önünde deveden indiklerini gördüm. Hz. Ali ve hizmetçisi Kamber Hz. Selman'ın yanına girdiklerinde, ölmüş ve başı örtü ile örtülü olan Selman'ın örtüsünü açan İmam Ali Selman'ın gülümseyip ayağa kalkmaya çalıştığını görür.

İmam Ali'de Selman'a şöyle der: "Kalkma ey Selman ölmene geri dön..."

Hz. Ali ve Kamber Selman'ı gusül ve kefenledikten sonra defnederler.  Hz. Selman'ın vefat tarihi kimi tarihçilere göre hicri 25 kimi tarihçilere göre de hicri 35 yılıdır. Kabri Irak Medain şehrindedir. Gitmek, görmek dualarda bulunmak nasip oldu. Rabbim hep beraber tekrar tekrar gitmek nasip eylesin...