'Nimetleri, nefsinizi ıslah için kullanın'
İmam Musa (a.s.) buyurdu ki: "Allah'ın size bahşettiği nimetleri, nefsinizi ıslah etmek için kullanın! Bu takdirde yakîniniz artar ve çok değerli bir kâr elde edersiniz"
09.05.2015 00:00:00
Râvi diyor ki:İmam Mûsâ bin Ca'fer (a.s.) Emîrü'l-Mü'minîn Ali'nin (a.s.) kabrinin yanında şöyle diyordu: "Selâm olsun sana ey Allah'ın velisi! Şehâdet ediyorum ki, şüphesiz sen ilk mazlum ve hakkı gasp edilen ilk şahıssın." (Bihâru'l-Envâr, c. 100, s. 265).İmam Rızâ (a.s.) buyurmuştur ki: "Babamın -Allah'ın selâmı üzerine olsun- Muharrem ayı girdiğinde güldüğü görülmezdi. On güne kadar sürekli gamlı ve mahzundu. Onuncu gün yani Aşura Günü olduğunda, o gün onun musibet, hüzün ve ağlama günü olurdu ve buyururdu ki: Bugün, öyle bir gündür ki, İmam Hüseyin bugünde şehâdete erişmiştir." (İkbâlu'l-A'mal, s. 544).İmam Mûsâ Kâzım (a.s.) şöyle buyurmuştur:"İmam Hüseyin'in (a.s.) Fırat kıyısındaki mezarını, hakkını, hürmetini ve velâyetini bilerek ziyaret eden kimsenin alacağı en küçük sevap, geçmiş ve gelecek tüm günahlarının bağışlanmasıdır." (Sevâbu'l-A'mal, s. 111-112).Tarihçi Ya'kubî, İmam Kâzım'ı anlatırken şunu yazar:"Mûsâ b. Ca'fer, kendi zamanının halkı arasında en çok ibâdet eden kimseydi." (Tarih-i Ya'kubî, c. 2, s. 414).Sa'd b. Ebû Halef, rivâyet eder:Ebû'l-Hasan Mûsâ (aleyhisselâm), oğullarından bazısına dedi ki: "Ey oğul! Dâima ciddi bir şekilde çalış. Sakın nefsinin Allah Azze ve Celle'ye ibâdet ve itaat hususunda eksik olduğunu aklından çıkarma. Çünkü hiç kimse Allah'a hakkıyla kulluk edemez." (Usûl-i Kâfî, c. 2, s. 151).Ali b. Ca'fer, rivâyet eder:Ebû'l-Hasan Mûsâ (Mûsâ b. Ca'fer aleyhisselâm) şöyle buyurdu:"Allah, mü'minlerin kalplerini, imanı bürümüş, içine iman konularak kapatılmış hâlde yaratmıştır. Kalbin içindeki imanın ışık vermesini dilediği zaman onu hikmetle olgunlaştırır, oraya iman eker. Kalbe iman eken, onu ayakta tutan âlemlerin Rabbidir." (Usûl-i Kâfî, c. 2, s. 683).Muhammed b. Sinan, Ebû Hatice'den rivâyet ediyor: Ebû'l-Hasan'ın (a.s.) yanına gittim. Bana dedi ki: "Yüce Allah, mü'mini, kendisinden olan bir ruhla destekler. Bu ruhu hatırladığı her vakitte mü'min ihsan eder ve sakınır. Bu ruhu hatırlamadığı zamanlarda günah işler, haddini aşar. Mü'min ihsanda bulunduğu zaman bu ruh sevinir ama kötülük ettiği zaman üzüntüden feryat eder.Ey Allah'ın kulları! O'nun size bahşettiği nimetleri, nefsinizi ıslah etmek için kullanın! Bu takdirde yakîniniz artar ve çok değerli bir kâr elde edersiniz. Bir hayra niyet edip onu işleyen veya bir kötülüğe niyet edip onu işlemekten kaçınan kimseye Allah rahmet etsin.Biz, Allah'a ibâdet ederek ve O'nun için amel işleyerek (o) ruhu destekleriz." (el-Kâfî, 2/268).Abdullah b. Ali, Ebû'l-Hasan el-Evvel'in (Mûsâ b. Ca'fer aleyhisselâm) şöyle dediğini rivâyet eder:Babamdan şunu çokça işittim: "Perdelerin arkasındaki kadınların takvasından bahsetmediği kimse, bizim taraftarlarımızdan değildir. Ve yaşadığı yerde bulunan on bin kişinin Allah'tan en çok sakınanı olmayan kimse bizim dostumuz değildir." (Usûl-i Kâfî, c. 2, s. 162).