Suriye'yle ilgili önemli gelişmeler oluyor.
Bunlardan ilki Suriye'de çatışmaların başladığı 2011 yılından bu yana bu ülkeyle diplomatik ilişkilerini kesmiş olan Ürdün'ün yeniden diyalog kapısını açması oldu.
Ürdün Kralı Abdullah ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile 10 yıldan bu yana ilk kez geçtiğimiz günlerde bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Ürdün'den görüşmeyle ilgili yapılan resmi açıklamada, 'iki kardeş ülke', 'işbirliğini geliştirme', 'istikrar ve egemenlik' vurguları dikkatimi çekti.
Oysa Ürdün, Suriye'de 2011 yılında başlayan dış destekli olaylardan sonra Beşar Esad'a 'görevi bırak' çağrısında bulunmuş ve ülkedeki silahlı muhalif gruplara silah teminine çok büyük destek vermişti.
Ancak gelin görün ki, 'Esad gidici' diyenler yanıldı ve dün Esad'a 'çek git' diyen Ürdün, şimdi Esad'a 'kardeşiz' diyor ve işbirliğini geliştirmek için yeni kanallar açmaya gayret ediyor.
ABD'nin Ortadoğu'daki sadık müttefikleri arasında ilk sıralarda sayılan Ürdün'ün bu adımı, Suriye konusunda 10 yıldır izlenen politikalardan 180 derece değişimi gözler önüne seriyor.
Suriye'yle ilgili dikkatinizi çekmek istediğim önemli gelişmelerden ikincisi ise Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı'nın (İnterpol), Suriye'yi yeniden üyeliğe kabul etmesi oldu.
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 194 ülkenin üye olduğu İnterpol'e 1953'te üye olan Suriye'ye ülkede çatışmaların başladığı 2011 yılında teşkilatın küresel iletişim ağına erişim yasağı getirilmişti.
Bütün bu ve benzeri gelişmeler 2011'den sonra Arap Baharı sürecinin hamisi olan başını ABD'nin çektiği ülkelerin dışlanmasını sağladığı Suriye'nin dünya ülkeleri arasında hızla eski yerini aldığını göstermektedir.
Bu gerçeğin farkında olmayan az sayıda ülkeden biri olarak biz kalmış durumdayız.
Ülkeler Suriye hükümetiyle diplomatik kanallarını yeniden açabilmek için adımlar atarken, Türkiye'nin Suriye'yle normalleşmesinin önünde en kritik engellerden biri İdlib olarak duruyor.
Rusya, İdlib'in mevcut durumunun aynen devam etmesini istemiyor ve kentten terörist grupların çıkarılması gerektiğini, giderek daha yüksek bir sesle dile getiriyor.
Son olarak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un yaptığı açıklamalar Türkiye'ye adeta bir ültimatom gibiydi.
29 Eylül'de Soçi'deki Erdoğan-Putin görüşmesinden kısa süre sonra açıklama yapan Lavrov, "Hangi kılıkta olursa olsun bu terörist grupların İdlib'den çıkarılması gerekiyor ve bu ne kadar erken yapılırsa o kadar iyi" dedi.
Yani mevcut durumda İdlib, Suriye krizinde hiçbir şeyi çözmediği gibi, hem kentteki ne idüğü belli olmayan terörist grupların Türkiye'nin sırtına kambur olmasına neden oluyor, hem de Rusya ile aramızı bozan bir mesele halinde duruyor. Aynı zamanda da Suriye'yle normalleşmemizin de önüne takoz oluyor.
Bu yüzden Türkiye, ne gerekiyorsa yapıp İdlib kamburundan kurtulmalıdır.
Yoksa bu gidişle tüm dünya Suriye'yle normalleşirken komşu olduğumuz halde sadece biz kanlı bıçaklı olmaya devam edeceğiz.
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023