Birleşmiş Milletler organizesiyle Newyork'ta 188 kadar ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması(NPT)nın imzası esnasında ilginç tartışmalar yaşandı.
10 gündür süren toplantılarda bazı ülkelerin talepleri ile diğerlerinin beklentileri örtüşmedi.
Özellikle nükleer donanıma sahip oldukları ve bu donanımı geliştirmeye gayret ettikleri iddia edilen ülkeler ile gelişmiş ülkelerin birbirleriyle olan ağız dalaşları toplantılarda gündemin kilitlenmesine neden oldu.
Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması,1970'ten beri yürürlükte ve bu anlaşma her beş yılda bir gözden geçiriliyor.
Newyork'taki bu son mütaalada özellikle Mısır ve diğer bağlantısız ülkelerin anlaşmaya ayrık politikalar geliştirdikleri konusunda Amerika Birleşik Devletleri ile diğer devletler arasında uzlaşmazlık belirdi.
Amerikan yönetiminin nükleer tanımlaması ve nükleer potansiyel taşıyan terörist ülke politikası diğer katılımcıların argümanları ile uyuşmuyor.
Toplantılardan gelen son haberlere göre bu uyuşmazlığın giderildiği belirtiliyor. Haber ajanslarına düşen son haberler bu yönde olsa da Amerika'nın nükleer silahlar ve onu önleme hususunda tuttuğu yönle hedefteki ülkelerin yönü çok farklı kulvarda yol alıyor.
Birleşmiş Milletler ekseninde sürdürülmekte olan sözkonusu anlaşmanın etki alanı askeri bir profilden değil sadece, sivil alanlarda da bunun etkisi sıkı bir takip sürecine çekilmiş durumda. Sivil toplum kuruluşlarını ilgilendiren yönünde yoğun tartışmalar var. Bunlar arasında Greenpeace önemli bir yer tutuyor.
Nükleer, kimyasal ve biyolojik silah donanımlarının insanlar ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çeken sivil toplum kuruluşlarının gelişmiş sanayi ülkelerine yaklaşımları ile o ülkelerin az gelişmiş ülkelerin silah donanımlarına bakışları bu toplantılarda uyumlu kılınmakta.
Dünya barışı adına Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasına uyacağını teyit ederek mevcut barışı terörist ülkelerden korumayı kendine amaç edinen ülkelerin dünyaya verdiği zarar gözlerden uzak tutulamaz.
Barış karşısında önlenmesi gereken ülkelerin barışı sağlamak adına giriştikleri eylemler potansiyel bir tehdit içermektedir.
Newyork'taki NPT toplantılarını bir de bu yönden değerlendirin.
10 gündür süren toplantılarda bazı ülkelerin talepleri ile diğerlerinin beklentileri örtüşmedi.
Özellikle nükleer donanıma sahip oldukları ve bu donanımı geliştirmeye gayret ettikleri iddia edilen ülkeler ile gelişmiş ülkelerin birbirleriyle olan ağız dalaşları toplantılarda gündemin kilitlenmesine neden oldu.
Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması,1970'ten beri yürürlükte ve bu anlaşma her beş yılda bir gözden geçiriliyor.
Newyork'taki bu son mütaalada özellikle Mısır ve diğer bağlantısız ülkelerin anlaşmaya ayrık politikalar geliştirdikleri konusunda Amerika Birleşik Devletleri ile diğer devletler arasında uzlaşmazlık belirdi.
Amerikan yönetiminin nükleer tanımlaması ve nükleer potansiyel taşıyan terörist ülke politikası diğer katılımcıların argümanları ile uyuşmuyor.
Toplantılardan gelen son haberlere göre bu uyuşmazlığın giderildiği belirtiliyor. Haber ajanslarına düşen son haberler bu yönde olsa da Amerika'nın nükleer silahlar ve onu önleme hususunda tuttuğu yönle hedefteki ülkelerin yönü çok farklı kulvarda yol alıyor.
Birleşmiş Milletler ekseninde sürdürülmekte olan sözkonusu anlaşmanın etki alanı askeri bir profilden değil sadece, sivil alanlarda da bunun etkisi sıkı bir takip sürecine çekilmiş durumda. Sivil toplum kuruluşlarını ilgilendiren yönünde yoğun tartışmalar var. Bunlar arasında Greenpeace önemli bir yer tutuyor.
Nükleer, kimyasal ve biyolojik silah donanımlarının insanlar ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çeken sivil toplum kuruluşlarının gelişmiş sanayi ülkelerine yaklaşımları ile o ülkelerin az gelişmiş ülkelerin silah donanımlarına bakışları bu toplantılarda uyumlu kılınmakta.
Dünya barışı adına Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasına uyacağını teyit ederek mevcut barışı terörist ülkelerden korumayı kendine amaç edinen ülkelerin dünyaya verdiği zarar gözlerden uzak tutulamaz.
Barış karşısında önlenmesi gereken ülkelerin barışı sağlamak adına giriştikleri eylemler potansiyel bir tehdit içermektedir.
Newyork'taki NPT toplantılarını bir de bu yönden değerlendirin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005