Allah'ın selamı Fatiha Suresi'nde 'sırat el-müstakim' olarak işaret edilen Ehl-i Beyt'in ve Resûlullah'ın 'yüzleri nurdan olan topluluk' olarak ifade buyurduğu Ehl-i Beyt taraftarlarının üzerine olsun.
Biz merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın öğrencisiyiz. Öncelikle bunu söylememizin sebebi, bundan aldığımız büyük gururdur. Öyle ki bu, bana ve kıymetli kardeşlerime kıyamete kadar yetecek bir gururdur. Alemlerin Rabbine şükürler olsun.
Hz. Mevlana der ki: 'İnsanın değeri, (değer verdiği) aradığı şeyle ölçülür.'
Merhum Haydar Baş Hoca, Hz. Peygamber'e, Hz. Fatıma'ya değer veriyordu. O, İmam Ali'ye değer veriyordu. İslam'ın birliğine, hak ve hakikate, doğruluğa ve insanlığa değer veriyordu. Milletine, devletine ve bu devletin kurucusu Merhum Mustafa Kemal Atatürk'e değer veriyordu. Bu bağlamda diyebiliriz ki Haydar Baş Hoca'nın değerini izah etmeye kalksak buna ne kelimeler yeter, ne kalemler, ne de kağıtlar…
Bakınız Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: "Yıldızlar yeryüzü ehli için boğulmaktan kurtulma vesilesi olduğu gibi, Ehl-i Beyt'im de yeryüzü ehli için (ihtilâftan) kurtulma vesilesidir." (Müstedrek'üs Sahihayn, c.3, s.149).
Başka bir yerde ise, "Sizin aranızda benim Ehl-i Beyt'imin durumu, Nuh'un gemisinin durumu gibidir. Kim o gemiye bindiyse kurtuldu; kim de ondan geri kaldıysa boğuldu" buyurmuştur. (Kenz'ül Ummal, c.6, s.216).
Yine buyurmuştur ki: "Allah bir kimseye, Ehl-i Beyt'imi tanımayı ve onların velayetini kabul etmeyi lütfederse, bütün hayırları onun için bir araya toplamıştır demektir!" (el-Emâli, Şeyh Sadûk, s.383).
Bu hadis-i şeriflerden anlaşılmaktadır ki, Ehl-i Beyt'i sevmek ve İmam Ali'nin velayetini kabul etmek zarurettir, imanın ve İslam'ın bir gereğidir.
Peki, Haydar Baş Hoca ne yaptı? 14 ciltlik ve 11 bin sayfalık Ehl-i Beyt Külliyatı yazarak bizlere 12 İmam'ı tanıttı. Binlerce yerel, yüzlerce ulusal ve onlarca uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumları (yahut panelleri) düzenleyerek bizlere kurtuluş yolunu, o aydınlık yolu anlattı.
Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: "Ey Ali, sen şimdi Hayberlilere iyice yaklaşıncaya kadar sükûnetle ilerle. Sonra onları İslâm'a davet et ve üzerlerine vâcip olan İslâmî esâsları onlara haber ver. Allah'a yemin ederim ki, senin irşadınla Allah'ın bir tek kişiye hidâyet vermesi, senin kırmızı develere sahip olmandan." (Buhari, Megâzî, 39).
Başka bir rivayetle "üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha kıymetli ve daha hayırlıdır." (Hudarî, Nûru'l-Yakîn, s. 255).
Yine Allah Resûlü şöyle buyurmuştur: "Kim hidayete çağrıda bulunursa, kendisine tabi olanların sevapları kadar ona sevap verilecek ve tabi olanların sevaplarından da hiçbir şey eksilmeyecektir..." (İbn-i Mâce, Sünnet, 14).
Merhum Haydar Baş Hoca, elinin üstünde İmam Ali'nin elini taşıyan bir davetçiydi. Öyle ki, 30 yılı aşkın süredir İmam Ali'nin türbedarlığını yapan İslam âlimi Celal Maaş, rüyasında İmam Ali'yi görüyor ve İmam Ali buyuruyor ki: 'Benim elim Haydar Baş'ın eli üzerindedir. Hemen onun yanına gidip ona destek olacaksın.' Ve bu rüya 3 defa üst üste tekrarlanıyor.
Haydar Hoca bizleri 'Nuh'un gemisi'ne davet etti. O bizi, davet etti; davete icap edenler iman etti. Çünkü İmam Ali sevgisi imanın bir gereğiydi. Biz onun vesilesi ile İmam Ali'nin velayetini bildik ve kabul ettik. O bize öyle bir şey öğretti ki biz yeniden Müslüman olduk, hatta belki de onun sayesinde Müslüman olduk. Bu sözlerde ifrata gitmiyoruz ve mübalağa etmiyoruz.
O bizlere hakikat ilminin anahtarını verdi. Çünkü Hz. Peygamber buyurmuştu ki: 'Ben ilmin şehriyim, Ali de onun kapısıdır.'
Sadece manevi dünyamızı değil o bizim maddi dünya alemimizi de kurtardı. Onunla gerçek tarihi öğrendik. Liderimiz Mustafa Kemal'in ne büyük bir şahsiyet olduğunu anladık. O bize Lozan hakikatini öğretti. Milli mücadeleyi, Çanakkale'yi, milli kahramanlarımızı ve hatta milli ekonomiyi, milli parayı, milli devleti, hülasa dini ve milli olan; bize ait olan her şeyi öğretti. O bize hakkımız olanı öğretti.
Biz bugün manen ve fikren Prof. Dr. Haydar Baş'ın birer neferi olmaktan gurur duyuyoruz.
Şu çok iyi bilinmelidir: Onun gösterdiği hakikat yolu, bizim neslimiz ve neslimizin nesli ile kıyamete kadar var olacaktır.
Ne mutlu nasibi olanlara.
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018