Amerika kaybedecek!

Evet yanlış okumadınız. ABD ve İran savaşında kaybedecek olan taraf Amerika Birleşik Devletleri olacaktır. Bunu bir OKEY oyununa benzetirsek, Trump yanlış taşı çekti. Okey sandığı sahte okeydi. Şimdi Trump ve Amerika için bedel ödeme zamanı. 

Trump'ın iki görevi vardı: Kudüs Ordusu Komutanı General Kasım Süleymani ve Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasti. Eğer ABD Hasan Nasrallah'ı öldüremez ise bu ABD'nin Ortadoğu'daki ölüm fermanı olacaktır. Ki öyle de olacaktır. 2006 İsrail-Hizbullah savaşını unutmayın. İsrail'in de tarihindeki tek yenilgisi Hasan Nasrallah karşısında olmuştur. 

Son zamanlarda İsrail Başbakanı Netanyahu'dan da bir geri vites gelmişti: ABD-İran gerilimine İsrail'in dahil edilmemesi gerek demişti.

Yani diyebiliriz ki ABD'nin karşısında kolay bir lokma yok. Bu hem Hizbullah için hem de İran için geçerli. ABD ordusunun güç olarak açık ara önde olduğunu hepimiz biliyoruz. ABD ordusu dünyanın en güçlü ordusu arasında sayılırken İran on üçüncü sıradadır. 

Peki, tüm bunlar bu durumda ne kadar etkili olur? Söylemek gerekir ki savaşta kazananı doğru tahmin edebilmek için tek referans ordu değildir. Burada İran için Çanakkale Savaşı benzetmesi tabii ki yapmıyoruz. Ama Çanakkale Deniz Savaşları savaşta kazanmak için sadece güçlü bir ordunun yeterli olmadığını göstermiştir.

Şimdi tekrar İran ve ABD savaşına dönelim. İran'da her ne kadar yoksulluk, hayat şartlarının zorluğu, pahalılık veya rejim baskıları olsa da şu an halk tüm bunları bir kenara koymuş durumda. Şu an İran halkı için tek sorun var: ABD.

ABD halkı için aynı şey söz konusu değildir. Hatta ileriki zamanlarda, yani Amerikalı asker sayısının artışları ile halk Trump'tan bıkmış ve sıkılmış olacaktır. 

Şimdi olaya daha geniş bir açıdan bakabiliriz: Bu savaş, tüm halkını arkasına almış orta düzey bir ordu ile halkının desteği alamamış güçlü bir ordu arasında veriliyor. 

ABD İran'a füze atar ve bin sivil ölürse sizce halk rejime isyan mı eder, yoksa ABD'ye karşı daha mı çok kinlenir? Elbette ABD'nin İran'a saldırısı düşmanını daha çok güçlendirecektir.

Şimdi diğer bir ihtimali değerlendirelim: İran ABD'ye füze atarsa ve bin sivil ölürse halk Trump'a isyan mı eder yoksa savaş çığırtkanlığı yaparak Trump'a destek olmaya mı başlarlar? Bunu Amerika'da orta halli kendi yağında kavrulan bir vatandaş olarak ve Trump'ın, ABD Kongresi'ne danışmadan, Kongre'nin onayını almadan İran'a ilk saldırıyı yaptığını düşünürsek ve buna yakın zamanda başkanlık seçimi olacağını da eklersek Amerikan halkının İran halkı gibi savaş yanlısı bir tavır göstermeyeceğinin aşikar olduğunu görmemiz zor olmayacaktır.

Peki, Trump'ın tehditkar tavrı niye? Bu sorunun cevabı da çok basittir. Saldırı sırası İran'dadır. Saldırıyı engellemek mümkün değildir. Yapılacak en iyi ve tek şey saldırının boyutunu değiştirmek olacaktır. 

Az evvel anlattığımızı şöyle özetleyebiliriz: Bir taraftan Amerika da İran da saldırı yapabilecek güçtedir. Diğer taraftan İran için saldırı almak çok zor değilken, Amerika için saldırı almak çok yıpratıcı olacaktır. Bu hem Trump'ın halkı gözündeki değerini düşürecek, hem de Amerika'nın dünya çapındaki büyük gücüne gölge düşürecektir. 

Şimdi Türkiye'ye gelelim. Savaşa girersek ne olur, girmezsek ne olur? Eğer girersek kimin yanında gireceğiz? İran'ın yanında girersek Amerika ekonomik olarak bizi çökertir mi? Amerika'nın yanında girersek Müslüman TSK ordusu İranlı veya Iraklı Müslüman gençlerini mi öldürecek? Müslüman öldürmek TSK'ne yakışır mı?

Fark ettiyseniz şu ana kadar sadece soru sorduk ve hiçbir cevap vermedik. Ama buna rağmen olay bu sorulardan anlaşıldığı üzere bizim açımızdan çok zor olacaktır. Bunun nedeni milletimizin uzun süre derin bir uyku çekmiş olmasıdır. Doları devreden çıkartıp milli parayı devreye koymadık. Bir yandan yalnızca Allah'tan korkarız dedik, diğer yandan Amerika yaptırmaz dedik. Bir yandan beş vakit namazda Allahuekber yani Allah en büyüktür dedik, diğer yandan kıblemizi 6. filoya çevirip ABD ordusuna karşı namaz kıldık. Yani kendimizi bu duruma biz soktuk. Öyle ya biz aslında bağımsız bir devlet olmayı hiç istemedik. Bağımsız bir Türkiye'nin hayalini bile kurmadık. Şimdi tıpkı Trump için olduğu gibi bizim için de yanlışlarımızın bedelini ödeme zamanı.