... (dünden devam ediyoruz)
4 Mart 1919 tarihinde, İstanbul'da Pontus adıyla yayımlanmaya başlayan bir gazetenin baş makalesinde, 'Trabzon vilayetinde Rum cumhuriyetinin tesisine çalışmak maksadıyla yayımlandığı' ilan edilmişti.
… Bafra ve Çarşamba havalisindeki yerli Rumlar sürekli kiliselerde toplanıyor, teşkilatlanmalarını ve teçhizatlaşmalarını takviye ediyorlardı.
23 Ekim 1919 tarihinde, Doğu Trakya ve Pontus için merkez olarak İstanbul kabul edilmiş idi. Venizelos, İstanbul'un merkez olarak kabul edilme meselesinin daha sonraki bir tarihe ertelenerek, bunun yerine Pontus hükûmeti kurulması düşüncesini ortaya atmış ve İstanbul patrikhanesine buna göre talimat vermişti…
18 Aralık 1919'da Pontus Rum hükümeti ismiyle bir hükümet teşkil etmiş ve teşkilatlanmaya başlamıştı.
… Pontus eşkıyasının kuvveti başta 6 bin-7 bin silahlı idi. Daha sonra her taraftan katılanlarla 25 bin raddesini buldu.
Bazıları Atatürk'ün din anlayışını kaleme aldığı kitaplarında, O'nun Hıristiyan din adamlarından etkilendiğini yazarlar.
Batı'nın, haçlı zihniyetinin temsilcisi olduğunu gördüğü halde bunlara özenmesi, Müslüman hocaların onlara benzemesini istemesi söz konusu olabilir mi?
Nutuk'ta yer verdiği konulara bakıldığında, Atatürk hakkındaki bu görüşler zırvadan başka bir şey değildir.
Bakınız, Amerika Yakındoğu Heyeti, Anadolu'da yetimhaneler ve numune çiftlikler ve hayır müesseseleri açmak ve yetim çocukları yetiştirmek için izin ister. 3 Ocak 1921'de konu Meclis'te değerlendirilir ve ilgili karar çıkar.
Dört gerekçe ile reddedilen taleplerinde, dördüncü gerekçe şöyledir: "Sırf ilmî ve insanî gayretlerle memleketimizde çalışmakla beraber ruhlarında yerleşmiş bulunan Hıristiyanlık güdüsüyle hemen sırf Hıristiyan azınlıklarla meşgul olmak ve onlara ister kasıtlı ister kasıtsız Müslüman kitlelerden ayrılmak arzusunu aşılamak."
"Hiçbir hükümet kendi tebaasından olan on binlerce çocuğu kendi memleketi dahilinde bir yabancı heyeti tarafından her türlü teftişten azade olarak büyütülüp onlara istediği gibi telkinlerde bulunulmasına müsaade edemez..." hükmü ile yabancı dine mensup kişilerin, Türk evlatlarını yetiştirmesine izin vermez.
Buna karşılık, diğer dinlere mensup kişilerin ülkemiz sınırlarında serbestçe yaşamalarının önünü de kesmez. Tek şart, misyonerlik faaliyetlerine yönelmemeleridir. Bunun gibi ülke bütünlüğünü tehdit eden, işgalci güçlerle beraber hareket eden çalışmaların önüne geçmek maksadıyla;
1923 yılında Merzifon Amerikan Koleji, Atatürk tarafından kapatılmıştır.
13 Ekim 1935'te tüm Mason locaları, Atatürk'ün emri ile İçişleri Bakanlığı'nca resmen kapatılacaktır.
Mustafa Kemal, henüz 28 Aralık 1919'da Ankara'da halka yaptığı bir konuşmasında, 30 Ekim 1918 sonrasında İtilaf Devletleri'nin işgal gerekçelerinden biri olarak gayrimüslim unsurlardan yararlanmalarının altını çizer:
"… Mütarekename imzalandığında hür ve bağımsız bir Osmanlı milleti kabul ettikleri halde, aradan bir iki ay geçtikten sonra bu kanaatlerden uzaklaşıyorlar…
Yabancılar kendi iktisadî ve siyasî menfaatlerini tatmin edebilmek için aleyhimizde icat ettikleri iki görüşü yürütmeye başladılar.
Bu görüşlerden birincisi güya milletimizin gayrimüslim unsurları eşitlik ve adalet düsturuna uygun olarak idareye muktedir olmadığı…
… Efendiler hiçbir millet, milletimizden ziyade yabancı unsurların inançlarına ve adetlerine riayet etmemiştir.
Fatih, İstanbul'da bulduğu dinî ve millî teşkilatı olduğu gibi bıraktı. Rum Patriği, Bulgar Eksarhı (pisikoposu) ve Ermeni Kategigosu (patriği) gibi Hıristiyan dinî reisleri imtiyaz sahibi oldu.
Kendilerine her türlü serbestî bahşedildi. İstanbul'un fethinden beri gayrimüslimlerin mazhar bulundukları bu geniş imtiyazlar milletimizin dinen ve siyaseten dünyanın en müsaadekâr ve civanmert bir milleti olduğunu ispat eder en bariz delildir.
… Memleketimizde yaşayan gayrimüslim unsurların başına ne gelmişse, kendilerinin yabancı entrikalarına kapılarak ve imtiyazlarını suiistimal ederek vahşiyane surette takip ettikleri ayrılık siyaseti neticesidir..."
Kısaca Gazi Mustafa Kemal, bölücü ve yıkıcı etkilerinin farkında olduğu misyonerliğe karşıdır. (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk, s.648-652)
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019