‘O musibeti musibetten sayma!
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Karşılığında sana sabır nimeti verilen ve kendisi vesilesiyle ilahi sevaba hak kazandığın musibeti musibet sayma. Asıl musibet, musibet gören insanın, tahammülsüzlük sebebiyle ecir ve sevaptan mahrum olduğu musibettir”
26.04.2020 23:55:00





OKAN EGESEL
Kur'an'da şöyle buyurulur: "Size bir iyilik gelse, onların fenasına gider; başınıza bir kötülük gelse buna sevinirler. Sabreder ve takva sahibi olursanız onların hilesi size hiçbir zarar vermez. Allah işlediklerinin hepsini ilmiyle kuşatmıştır." (Âl-i İmran, 120).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz zafer sabırla ve sıkıntı da genişlikle birliktedir. Her zorlukla birlikte kolaylık da vardır." (Bihar, 77/88/2).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim sabır bineğine binerse, zaferin zirvesine ulaşır." (a.g.e., 78/79/56).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sabırlı insan her ne kadar zaman uzasa da sonunda mutlu olur." (Nehc'ul Belağa, 153. Hikmet).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sabrın hayırlı neticeleri vardır. O halde sabredin ki zafere ulaşasınız." (Mişkat'ul Envar, 22).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sabır zaferin garantisidir." (Gurer'ul Hikem, 760).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sabret ki zafere erişesin." (a.g.e., 2232).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hüzünlerin sıkıntısı karşısında sabretmek fırsatlara (zafere) ulaşma nedenidir." (a.g.e., 2096).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zaferin tatlılığı sabrın acılığını ortadan kaldırır." (a.g.e., 4882).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Sabırla kurtuluş umulur. Bir kapıyı sürekli çalan kimseye sonunda o kapı açılır." (Bihar, 71/96/61).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sabır, isteklere ulaşmanın anahtarıdır. Mutluluk, sabreden kimsenin akıbetidir." (a.g.e., 78/45/46).
Kur'an'da buyurulur ki: "Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz, sabredenlere müjdele. Onlara bir musibet geldiğinde, 'Şüphesiz biz Allah'ınız ve elbette O'na döneceğiz' derler. Rablerinin mağfiret ve rahmeti onlaradır. Hidayeti bulanlar da onlardır." (Bakara, 155-157).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Azameti yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Ben dünyayı değiş-tokuş için kullarıma verdim. Her kim ondan bir şey Bana borç vermezse Ben de onu zorla kendisinden alırım (ve sabrederse) üç nimet bağışlarım ki onlardan birini bile meleklerime verecek olursam sevinirler: Selam, hidayet ve rahmet." (el-Hisal, 130/135).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Karşılığında sana sabır nimeti verilen ve kendisi vesilesiyle ilahi sevaba hak kazandığın musibeti musibet sayma. Asıl musibet, musibet gören insanın, tahammülsüzlük sebebiyle ecir ve sevaptan mahrum olduğu musibettir." (Bihar, 71/94/53).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Mü'minin hastalık karşısındaki tahammülsüzlüğüne şaşırıyorum. Eğer mü'min hastalığının kendisi için ne kadar sevabı olduğunu bilecek olsaydı, şüphesiz Rabbiyle görüşünceye kadar sürekli hasta olmayı isterdi." (Bihar, 81/210/25).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir derde müptela olup onu Allah yolunda sayarsa, Allah kendisine bin şehidin sevabını yazar." (Tıbb'ul Eimme, 17). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.