İnsanlar daima iyi ve olumlu şeylere sahip olmak isterler. Bazı "uçuk kişiler", bunun dışında olabilirler. Bunun yanı sıra yine insanlar, kendilerine ait olanın veya sahibi olduklarının daima "iyi" olduğunu iddia ederler.Günlük dilimizde bunu anlatan çeşitli özlü sözler vardır. Bunlardan bir tanesi "kuzguna, yavrusu şahin görünür" şeklindedir. "Benim ayranım iyidir" ya da "kimse yoğurdum ekşi demez" gibi pek çok özlü söz bulunulabilir. Mukayese etmekPeki, bir şeyin gerçekten iyi olduğuna ya da söylenenin aksine iyi olmadığına nasıl karar vereceğiz?. Bunun esas yolu mukayese etmek. İyi olduğu iddia edilen bir şeyi edip, kontrol edip iyililiği hakkında edinmek ve bunu, iyiliği ya da kötülüğü hakkında kesin karar verilmiş be şey ile karşılaşıp, "iyi", "daha iyi" , "kötü", daha kötü" gibi kararlar vermek? Bazıları da bu işi ölçüye bağlamış. Bir altının saflığı gündeme geldiğinde 18 ayar 22 ayar gibi ölçülerle ifade ediliyor. Artık bundan sonra 18 ayar altın sahibinin , 22 ayar altın sahibine "hayır benim altınım daha saf" demesi imkanı ortadan kalkıyor. Her ne kadar bazen ölçülerde yanlışlık olabiliyorsa da, bu, az rastlanan bir durum. Üstelik gerektiğinde başka bir yerde bunun sağlaması da yapılabilir. Kendisine ait olanın iyi olduğunu iddia etme alışkanlığında olanlar ve bunun için demagoji yapmaktan kaçınmayanlar, böyle objektif ölçüleri pek sevmezler. Hatta onları da tartışmalı hale getirip kazanmanın yollarını ararlar. Böyleleri; bulanık suda balık avlamayı pek sevdiklerinden, durgun, şeffaf ve benzeri ortamları hiç sevmezler. Bir çeliğin paslanmaması için belli oranda bazı maddelerin içine katılması kaçınılmazdır. Bunlar olmadığında çelik paslanacaktır. Siz ne kadar iddia ederseniz edin, bu gerçek değişmez. Bu yüzden bir çeliğin paslanıp paslanmayacağına karar vermenin tek yolu, içinde gerekli maddelerin yeterince olup olmadığına bakmaktır. Bunun dışındaki iddia ve yöntemler geçersizdir.Tabii her zaman, her şey için ölçme yapıp net ve kesin kararlar verilemiyor. Bu durumda iş biraz zorlaşıyor, fırsatçılara gün doğuyor. Peki bunlar için ne yapılacak?. Benzerleriyle mukayese yapılacak. Diğer bir deyişle benzerleriyle rekabete sokulacak.Yoksa?demeyelim?Son dönemde ülkemizde bazı kurumlardaki bazı olaylarda problemler sıkça gündeme geliyor. Bunlardan devletle ilgili olanların ilgilisine sorduğumuzda "problem olmadığı" ya da "kurumların ve işlerin iyi olduğu" şeklindeki "standart cevaplar" alırsınız.Genelde bir 'kurumun başı' olduğu anlamındaki müdür, başkan gibi çeşitli sıfatla bu kişilerce yapılan bu beyanlar, bazen daha üst kişilere kadar ulaşabilmektedir. Devlet kuruluşlarının iyi ya da kötü olduğu da pek kolay ölçülemediğe göre, varsa özel sektördeki benzerleriyle mukayese edilecek. Özel sektörde benzeri olmayanlar ise yurt dışındaki benzerleriyle mukayese edilebilir. Bunlardan sonra insanın aklına iki soru geliyor!. - Özelleştirilmesi kararlaştırılan bazı kuruluşlardaki bazı kişilerin buna direnmesi, özel sektör ve rekabet koşullarına göre çalışma ve başarma zorluğundan mı kaynaklıyor?- Bazı kurum ve kuruluşların Avrupa Birliği'ne girmeye direnmesi, başarılarının onlarla açıkça mukayese edilmesi ve onların yöntemleriyle başarılı olunması korkusundan mı kaynaklanıyor?. Vatandaş olarak bizler de demeliyiz ki: "Evet siz iyi olabilirsiziniz. Bana göre de öylesiniz. Eğer ben yanılmıyorsam, siz de samimi iseniz; neden korkuyorsunuz?.
Ali Osman ULUSOY
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012