logo
29 MART 2024

Öğrenciysen işin zor

19.09.2018 00:00:00

2018-2019 eğitim-öğretim yılımıza yeni Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk ile başlıyoruz. Öğretmenlerin birçoğu kendisinin eğitimci kimliğinden ötürü sistemdeki hataların giderileceğinden umutlular.


İşin başına geçtiği günden bu yana yaptığı açıklamalarla az çok fikirlerini anlayabildiğimizi ve önceki bakanlara nispeten doğru tespitlerle karşımıza geldiğini düşünüyorum. Tespitlerinden bir tanesinde hayatla çelişen sınava değindi: "Gençlik hayata değil, sınava hazırlanıyor. Hayatın istediği becerilerle sınavın istediği beceriler, birbirinden o kadar uzak ki! Üniversiteyi üstün başarıyla bitiren gençler, genellikle iş hayatında hayal kırıklıkları yaşıyor ve yaşatıyor."


Evet, çok haklıydı. Bizler akademik zekâsı –ki ezberci eğitim sistemiyle bu bile mümkün değil- gelişmiş olsa da sosyal zekâsı oldukça zayıf kalan bireyler olarak yetişiyoruz. Toplum olarak farkına varmasak da kaliteli iletişimden yoksun bir gelecek bizi bekliyor. Hak vermemenin mümkün olmadığı tespitlere devam edelim:


"Lise; çocuğun üniversitede başarılı olmasını engelleyen bir işlev görüyor. Yükseköğrenimin beklediğiyle sınavın gerektirdiği beceriler örtüşmüyor. Üniversiteler gün geçtikçe kendilerine daha zayıf öğrenci gelmesinden şikâyet ediyor. Çocuklar genel olarak soru çözmekle, sınava odaklanmakla meşgul olduğundan, genel becerilerinde gecikme oluyor. Temel matematiği bile sınav temelli öğrendikleri için üniversitenin temel matematiğini anlamıyorlar."


Yine haklıydı. Matematiğin mantığını kavratamadıkları öğrencileri on sınavdan yedisinde çıkan soru kalıplarını ezberleterek sınava hazırlayan hocalar tanıyorum. Hocaları günah keçisi yapmak doğru değil, neticesinde onlar da sisteme ayak uyduruyorlar. 


Sınava ve sisteme yapılan bunca doğru yerginin üzerine acaba sınavı kaldırırlar mı diye öğrenciler de ümitlenmeye başlamıştı ki cevabı gecikmedi:


"Bu sistem şu anda yürüyor. Herkes bu işin içinde dolayısıyla biz bu gemi yürürken bir tamirat içerisinde olacağız. Yenilenerek dönüşeceğiz."


Yani sınavı kaldırmak yerine iyileştireceklerdi ama atladıkları, anlayamadıkları bazı şeyler vardı. Yetişkinlerin eğitimci olsalar dahi bu devirde son sınıfa geçmiş bir sınav öğrencisini anlayabildiklerini sanmıyorum. Sınav yalnızca bize mental olarak zarar vermiyor ne yazık ki. Birey ve toplum için yıkıcı etkide maddi-manevi sonuçları oluyor.


Dostane rekabetlerin değil, kin güdümlü rekabetlerin olduğu bir ortama girersiniz. Hem de bu rekabette yalnızca öğrenciler yoktur. Ebeveynleriniz ve öğretmenleriniz sizden daha hırslılardır. Öyle ki sınava sen değil de onlar girecekmiş gibi. Güzel dinimizdeki, "Kendi nefsin için istediğini kardeşine de dile" mantığı ortadan kalkar. En sıkı dostlar birbirinden gizli kurs merkezlerine gider, özel dersler alır, deneme sınavında kötü yapan iyi yapana küser. Çünkü dost olmanız rakip olduğunuz gerçeğini değiştirmez. Öğretmenin sende bir ışık gördüyse üstüne düşer de düşer. Diğer hocanın girdiği sınıftaki öğrencileri geçmeni ister. Niye istemesin ki? Onun da başkalarından iyi öğrettiğini bilmeye ihtiyacı var. Annen komşu Hayriye Abla'nın oğluyla kıyaslar seni. E kadıncağız bir komşu gününde de seninle hava atmasın mı, gururlanmasın mı canım? Sen mi? Sen 17-18 yaşlarında ergenliğin zirvesindesindir. Kendi isteklerinle çevrendekilerin beklentileri arasında sıkışıp kalırsın. Strese girersin ama kendin için değil portakalda vitamin çocuğun için. Nasıl mı? Bir gün, bir öğretmenimiz ders anlatırken durdu ve şöyle dedi: "Farkında mısınız, ileride çocuğunuza sunacağınız imkânları şu anda belirliyorsunuz?" Vay canına! Ben daha kendim çocuktum. Bu neydi şimdi böyle? Tabii şoku atlattıktan sonra ne kadar haklı olduğunu anlıyorsun. Bunlar hafif doz sarsıntı elbette. Kitaplar, özel dersler, özel okullar… Hepsi ateş pahası masraflar. İmkânı olmayan birinin ileride evladına kuracağı cümle şu mu olacak: "Bizim kitap alacak paramız yoktu. O yüzden sınava doğru düzgün hazırlanamadım. Dolayısıyla sana sunabildiğim imkânlar bu kadar. Özür dilerim." 


Sınavın bize şimdiden yüklediği sorumlulukları, bizde oluşturduğu sancıları anlayabiliyorsunuzdur artık. Peki, kim bu sisteme "Dur" der. "Bu çocukların çektiği çile yetti" der. Görmezden geldiğimiz, hakkını eline vermediğimiz Haydar Hoca tabii. Yıllarca sınavsız üniversite projesinden bahsetti ve arkası da boş değildi yapardı da. Yapamayacağını, böyle bir durumda herkesin tıp fakültesi seçeceğini söylediler. Ama öyle yanıldılar ki. Tam istihdamı sağladığın, herkesin refah seviyesini yoksulluk sınırının üzerine çıkardığın bir ülkede öğrenci neyle ilgileniyorsa, neyi yapabilecekse onu seçerdi. Çünkü Prof. Dr. Haydar Baş'ın elinde Milli Ekonomi Modeli vardı. Önce ekonomiyi sağlamlaştıracaktı. Sonra da Türkiye'yi mutsuz doktorların, depresif öğretmenlerin, verimsiz mühendislerin vb. ülkesi yapmaktan kurtaracaktı. Bunların bilincinde olduğumdan kim gelirse gelsin sınavın kalkmayacağını biliyordum hele de doların yükselişiyle yaşadığımız bu ekonomik kriz döneminde mümkün değildi.


Yeni eğitim yılımızda öğrenci arkadaşlarıma başarılar diler, yeni neslin doğru karar ve seçimlerle yoluna devam etmesini dilerim.

 
Akda Kazancı / diğer yazıları
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.