Bugün 17 milyon öğrenci ders başı yapıyor. Peki, okul çağında ama kayıt olmamış/olamamış çocuk sayısı kaç? "Kayıp nesil" konusunu bir başka yazımıza ertelerken eğitimin mimarları olan öğretmenlerimizin önemini tekrar tekrar vurgulamak istiyoruz.
Eğitim cephemizde değişen bir şey yok. Milli eğitim bakanları ve kadroları değişse de sorunlar değişmiyor ve de çözüm getirilemiyor. En başta da atanamayan öğretmenlerimiz… Birileri de çıkıp demez mi, "Öğretmenler sırf memur olabilmek için hareket ediyor; ideallerinden değil…" Zihniyet bu olunca bunlara ve bunun gibilere insaf önerirken biraz da tarih dersi verelim…
İstiklâl Savaşı'ndayız. Bir yandan Kütahya-Eskişehir Muharebeleri tüm şiddetiyle sürerken, diğer yandan Mustafa Kemal de 15-21 Temmuz 1921 tarihlerinde Ankara'da toplanan Maarif Kongresi'ne katılmaktaydı. Mustafa Kemal Paşa, cepheyi bırakarak bu kongreye katılmış ve burada milli eğitim tarihine geçecek olan nutkunu okumuştu.
Özetle değinelim:
"Muhterem hanımlar, efendiler! Bizi yaşatmamak isteyenlere karşı yaşamak hakkımızı savunmak üzere toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi, burada Ankara'da açıldı. Derin bir idari ihmalin devlet varlığında açtığı yaraları sarmak için, en büyük çalışmayı hiç şüphesiz eğitim için yapmamız gerekiyor.
Şimdi maddi ve manevi bütün güç kaynaklarımızı düşmanlara karşı kullanıyoruz. Ancak, bu savaş günlerinde bile dikkat ve özenle işlenip çizilmiş bir milli eğitim programı yapmaya emek sarf etmeliyiz.
Milli eğitim programı derken, hurafelerden, yabancı fikirlerden, Doğu'dan ve Batı'dan gelebilen bütün tesirlerden uzak, tarihi ve milli seciyemize uygun bir kültürü kastediyorum…"
Mustafa Kemal Paşa bu konuşmayı yaparken, bir ara Yarbay Salih (Omurtak) Bey, Salih (Bozok) Bey'e cephenin Yumruçal-Nasuhçal arasında yarıldığını haber vermiş ve Mustafa Kemal'in hemen Genelkurmay'a gelmesinin iyi olacağını bildirmişti. Ancak, Mustafa Kemal Paşa konuşmasını yarıda kesmeyi istememiş ve konuşmasını şöyle sürdürmüştü:
"Milletimizi yetiştirmek gibi kutsal bir görev yüklenmiş olan gelecekteki kurtuluşumuzun yüce öncüleri kadın ve erkek öğretmenlerimiz hakkındaki saygı duygularımı bir kere daha dile getirmek istiyorum. Büyük tehlikeler önünde uyanan milletlerin ne kadar sebatkâr oldukları tarihten de bilinir. Silahıyla olduğu gibi kafasıyla da mücadele mecburiyetinde olan milletimizin birincisinde gösterdiği kudreti, ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur. Her türlü güçlüğü göze alarak bu yolda sarsılmadan yürüyeceğimize inanıyorum. Göreviniz çok önemli ve hayatidir. Bunda muvaffak olmanızı Cenab-ı Hak'tan temenni ederim."
Yeni öğretim yılında öğretmenlerimize hak ettikleri değerin verilmesi ve de gereğinin yapılması dileğiyle.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023



















































































