Vatanımda bir şeyler oluyor, vatanımda çok şeyler oluyor fakat büyük bir ustalıkla milletimden saklanıyor.Kendi ülkesinde topal koyunlar gibi sürünün en arkasında yürüyen nice çulsuzlar, benim ülkeme geldiklerinde aslan gibi kükrüyor, gözlerini kapayıp ağzını açıyor ve salyalı ağzı ile saldırıyor her tarafa.Bu topal koyunları aslan gibi kükreten nedir?El cevap, milletin yakasına sülük gibi yapışmış olan şakşakçı taifesidir. Bunlar gazeteci, Müslüman gazeteci, "hizmet" ehli yazar-çizer maskeleri altında utanmadan, yüzleri kızarmadan Batı'dan esecek her rüzgarı alkışlamak için hazır kıta beklemektedirler.Bunlar hazinenin üstünde oturan dilenciler konumunda oldukları için, her yeni güne dair söyleyecekleri bir sözleri yoktur, onun için gazetelerinin manşetlerini, yazılarının başlıklarını, yazacakları konuları sürekli o dışardan saldıranların cümlelerinden seçerler.Türk devletine, devletin kurumlarına, Türk milletinin ruh köküne salya-sümük saldırılar bunların gazetelerinde hemen manşet olur, köşelerinde hemen yer bulur.Gazetelerine, yazılarına bir göz attığınız zaman şu havayı rahatlıkla sezebilirsiniz: "hay diline sağlık Olli Rehn, ayağına sağlık Barosso? Tam da bunu söyleyecektik, demek ki bizden çok yaşayacaksın."Biri, sakalından da utanmadan taş getirir, taş götürür, biri duvar örer, biri haçı yerleştirir, biri çanın sesini kontrol eder, biri zangoçluğu üstlenir, biri bütün bunları koruması altına alır, biri papazın tütsü kabını taşır, biri yapılanlar fazla sırıtmasın diye ortamı duman altına alır, birisi güler, güldürür gibi yapar?Elin gavuru gelir, üst perdeden fırçayı basar, asar-keser, "devletinizi şöyle böleceğiz, milletinizi şöyle parçalayacağız" der, bu mumyalanmış,efsunlanmış biraz da papaz büyüsü yapılmış olan "diyalog ve hoşgörü" taifesi "nasıl isterseniz efendim, bize düşen ne ise baş üstüne" temennası çekerler ve utanmadan tekrar dönüp milletten "himmet" isterler.Şairin dediği gibi bilmem kimin trene baktığı gibi bakarlar ve " tekrar bekleriz" anlamında el sallama seanslarına devam ederler.Buyurun, başlığımıza da ilham kaynağı olan o meşhur şiire, şairine rahmet:Vatanımda sular akar başıboş; Herkes birbirini kakar, başıboş.
Bozkırlardan topal bir tren geçer; Çocuk, merkep, öküz bakar, başıboş.
Yanmaz da yürekler, ateşe atsan! Bir kibrit bir orman yakar, başıboş.
Tarih, kutuplara kaçmış bir fener, Buz denizlerinde çakar başıboş.
Yirmidokuz harflik sözde aydınlar, Yafta yazar, isim takar, başıboş.
Allah'ım, sen acı bu saf millete! Akşam yatar, sabah kalkar, başıboş. (Necip Fazıl Kısakürek)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025