Dünya genelinde 6 bine yakın insan ölümüne neden olan, 150 bin kişiyi ölümcül pençesiyle yakalayan, ABD Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi'nin (CDC) ülkede 1.7 milyon kişinin ölümüne neden olabileceğini, dünya genelinde ise 214 milyon insanın hastalanabileceğini açıkladığı koronavirüs tehlikesi açıkça karşımıza dikilmiş bir durumdayken, Ak Partililerin hâlâ partizanlık yapmalarına ne demeli bilmiyorum.
Neden bu cümleyi kurmak zorunda kaldığımı izninizle hemen izah edeyim.
Seçildikten bu güne kadar tekdir edilecek bir şekilde sadece hizmet ve icraatlarıyla gündeme gelen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, ölümcül salgın konusunda örnek alınacak hizmetlere imza atıyor.
Bu kapsamda Ankara Büyükşehir Belediyesi temizlik ekipleri teyakkuz halinde 7 gün 24 saat mesai yapıyor.
Güzel değil mi?
Evet, güzel ancak, koronavirüs yayılmasını önlemek için çok başarılı bir hizmet ortaya koyan Ankara Büyükşehir Belediyesi, okulları ve kamu kurumlarını da herhangi bir ücret talep etmeden dezenfekte etmek için ilgililerden önce sözlü, sonra da yazılı izin istedi.
Ne cevap verilmiş dersiniz?
Hayır mı?
Yanıldınız, 'hayır' bile demeye tenezzül edilmemiş ve Başkan Mansur Yavaş'ın dezenfekte ekiplerinin izin talebi yanıtsız bırakılmış.
Bu nasıl bir partizanlık Allah aşkına?
Ankaralı vatandaşların her gün gitmek zorunda kaldıkları kamu kurumlarının ve evlatlarımızın eğitim aldığı okulların ölümcül virüslerden arındırılmasına engel olan bu zihniyet sahipleri, ölümcül bir partizanlık girdabına saplanmış durumdalar.
Kimse kusura bakmasın ancak, Türkiye'nin beyni mesabesindeki başkentteki kamu kurumlarını yönetenler böyle bir partizanlık yapıyorsa, bu artık iktidarın en dip noktaya batmış olduğunun göstergesidir.
Bu kafalardan millete faydalı zerre kadar bir hizmetin bugüne kadar gündeme gelmemesine şaşmamak lazım.
Zira bugüne kadar bir nebze olsun gizleyebildikleri içlerindeki partizanlık, Ak Parti'nin yerel seçimlerde hezimet yaşayarak Ankara'da aldığı ağır yenilgi sonrasında artık gizlenemiyor, dışarı taşıyor.
Bu yüzden ölümcül salgınmış, Türkiye'de yayılabilirmiş falan böyle şeyleri düşündükleri yok, varsa yoksa biricik amaçları uğradıkları ağır yenilginin acısını çıkarabilmek.
Ancak yaşadıkları yenilgilerin acısıyla bu yaptıkları şeyler, onlara yakında çok çok daha büyük hezimetler yaşatacak farkında bile değiller…
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024