O’na hiçbir şey gizli değildir
Ne kadar gizli olursa olsun, Allah, her şeyi duyar. Hatta karanlık bir gecede, bir kaya üzerinde sessizce yürüyen simsiyah karıncanın ayak seslerini bile işitir
24.07.2019 00:00:00





İmam Gazali Hazretleri buyurdu ki:
"el-Muiz ve el-Muzil Allah'ın isimlerindendir. Mülkü, dilediğine veren, dilediğinden alan şüphesiz ki O'dur. Gerçek mülk, ihtiyaç zilletinden kurtarmakta, şehveti kırmakta, cehaleti bertaraf etmektedir.
Her kimin kalbinden perdeyi kaldırıp Cemalini müşahade ettirirse (kanaat nimetine gark ederek mahlûkatından kimseye muhtaç bırakmazsa), kuvvet ve teyid bahşederek nefsine onu ezdirmezse, işte onu aziz kılmış ve daha dünyada iken ona mülkü vermiş olur. Ahirette de hiç şüphe yok ki onu kendisine şu ebedî hitapla yaklaştıracaktır: 'Ey itminana ermiş ruh, dön Rabbine, sen O'ndan razı, O senden razı olarak.' (Fecr: 27,28).
Kimi de gözlerini halkın ellerindekine dikmiş ve onu aşırı bir hırsa bürütmüş, azla kanaat etmez bir hale sokmuş ise onu zelil kılmıştır. Ona kim karışabilir? İşte bu O'nun işidir. İstediğini aziz, dilediğini zelil kılar.
Bu zelil kişi şu İlâhi hitaba maruz kalan kişidir: 'Fakat kendinizi, kendiniz yaktınız (hep müminlerin felâketini) gözettiniz. (İslâm dini hakkında) şüphe ettiniz. Sizi kuruntular aldattı. Sizi o çok aldatan (şeytan veya dünya), Allah'a karşı bile aldattı. Nihayet (işte) Allah'ın emri gelip çattı.' (Hadîd, 14).
Gerek dili ile ve gerekse eli ile aziz olma yolunu tutan kişinin bu vasıftan haz ve nasibi olmalıdır elbet.
Ne kadar gizli olursa olsun, O, her şeyi duyar. Hatta karanlık bir gecede, bir kaya üzerinde sessizce yürüyen simsiyah karıncanın ayak seslerini bile işitir.
Hamd edicilerin hamdini duyar, mükâfatlandırır, dua edenlerin yalvarışlarından haberi olur, dualarını kabul eder.
Duyar amma bizim gibi kulakla değil, yapar amma bizim gibi eli yoktur, konuşur amma bizim gibi dille değil. O bütün insanlarda olan aza ve hadisatın her şeyinden her çeşidinden münezzeh ve müberradır. Alet ve edevattan münezzeh kılındığımız için anlarız ki; O'nun duyuşu bizimkine benzemez, bambaşkadır. Duyuşu sonsuzdur. Bu hususu ince düşünmeyen kişi, affedilmeyecek bir hataya düşebilir. Onun için çok düşünmelisin ve pek dikkatli olmalısın.
His (duyma) yönünden, kulun bu sıfattan nasibi vardır lâkin kısadır. Çünkü o, bütün duyulan şeyleri idrak edemez, o ancak yakın olan sesleri duyabilir. Sonra duyu organı her zaman hastalanabilir. Ses gizli olursa duyma kabiliyeti hemen hemen işe yaramaz.
Bu vasıftan kulun alacağı dinî haz iki çeşittir:
1- Allah'ın her şeyi duyduğunu ve Allah'a gizli kapaklı hiçbir şey tasavvur edilemeyeceğini bilir ve ona göre dilini muhafaza eder, kötü niyet ve teşebbüslerde bulunmaz.
2- Kulağın, kendisine yalnız Allah kelâmını dinlemek için verildiğini bilir. Allah'ın Kitabını dinler, ondan istifade eder, Allah'a ulaştıracak hidayet yolları bulmak için canla ona sarılır."
OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.