logo
19 NİSAN 2024

'Önce Vatan' diyen kadro

28.08.2002 00:00:00
Bağımsız Türkiye Partisi MYK üyeleri ve il başkanları, 3 Kasım seçim çalışmalarını değerlendirmek için topladı. Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş'ın başkanlığında Gaziantep'te Tuğcan otelde gerçekleştirilen toplantıda, seçmen listelerinin durumu, sandık müşahitleri, aday adayları ile, BTP'nin, Türkiye'yi kısa zamanda bir kainat devletine dönüştürecek emsalsiz projelerinin vatandaşlarımıza anlatılması metotları üzerinde çalışma yapıldı. Ayrıca yeni başkanlık divanı oluşturuldu.

"Önce vatan" diyen kadro

Bu milleti ifsad etmek, birbirine düşürmek için ne mümkünse hepsinin yapıldığını, bu oyunların kesilmediğini, devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, bütün problemlerin çözümünün, oyunların akamete uğramasının BTP iktidarından geçtiğini belirttiği konuşmasında şu görüşlere yer verdi:

"Dini, dindarlık seviyesinde Allah için yaşayan, devletinin hukukunu sonuna kadar koruyan, hiçbir kesime zerre kadar zarar vermeyen, bir Bağımsız Türkiye kadrosu bu işleri halledecektir. Biz, sonuna kadar dindarız, ama fundamentalist değiliz. Bizim dönemimiz herkesin akaidini doya doya yaşadığı ve fakat devletini en üstte tuttuğu dönem olacaktır. Millet, birbiriyle, devletiyle savaşmayacak, tek bilek, tek yürek olacaktır. BTP, 7'sinden 70'ine herkesin huzur, saadet, mutluluk yaşayacağı bir zenginlik mekanını bu yüce milletimize emanet edecektir. Bunun için uyumadan, yatmadan, yemeden, gecemizi gündüzümüze katarak 24 saat çalışacağız. "Önce vatan, önce vatan" diyerek bu aziz milleti layık olduğu yere çıkartacağız."

Lozan delindi, Sevr hortlatıldı

BTP'nin MYK üyeleri ve il başkanlarına hitaben yaptığı konuşmada BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin içinde bulunduğu vahim tabloyu, BTP'nin kuruluş gerekçelerini, nasıl bir misyonu üstlendiğini anlattı. Çözüm paketleri hakkında bilgiler sundu. Ülkemizde hiç kimsenin tahmin edemediği nispette tahribatın var olduğunu, coğrafyamızın bile tartışma konusu yapıldığını, Lozan'ın delindiğini, Sevr'in hortlatılmaya çalışıldığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Türkiye artık yılanın ağzına düşmüştür. 'AB'ye gireceğiz' düşüncesi bu işi hızlandırmaktadır. İnsanımızın gözüne adeta mil çekmişler ve bu gerçeği göremez hale getirmişlerdir. İşte bu vaziyet karşısında bu vatanın evlatları bizlerin bigane kalması mümkün olamazdı. Onun için ülkemizi evvela bu badireden kurtarmak için seferber olduk" dedi.

BTP şart oldu

Bu seferberlikten önce Türkiye'yi idare eden siyasileri ayıktırmak için Kuvay-ı Milliye mitingleri yaptıklarını, ülkenin sürüklendiği badireyi gözler önüne serdiklerini, çıkış yollarını gösterdiklerini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti:

"Ermeni soykırımı iddiası ile ortaya çıkanlar, Avrupa'da bunu hukukî statüye kavuşturuyorlar, ABD'de aynısını yapıyorlar, bu adımın arkası ülkemizin parçalanma, bölünme sürecine sokulmasıdır, dedik. Artı, 'Ekonomiyi düzeltemediniz. Düzeltmek için projelerimiz var. Bunları size takdim edelim. Karşılığında hiçbir şey istemiyoruz. Tek isteğimiz bu milletin selamete çıkmasıdır' dedik. Fakat hiçbir cevap alamadık. Vahim manzara gün geçtikçe, memleketimizin aleyhinde, bağımsızlığımızı tamamen yok edecek noktaya doğru devam etti. Bunun üzerine de biz, milletimizin arzusu, isteği, desteği ile 9 ay evvel BTP'yi kurduk. Milletimiz, Türk-İslam dünyası için, dünya için hayırlı olsun, mübarek olsun!"

Ekonomik hastalığın sebebi

Parti kurmak için kurulan bir parti olmadıklarını, verdikleri mesajlarla, ortaya koydukları açık ve net tarihi projelerle, programlarla bunu ispat ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin yakalandığı ekonomik hastalığın sebebinin finans sıkıntısı olduğunu belirterek, bu konudaki çözümün ne olduğu, buna rağmen ise hangi çıkmaz sokağa girildiği hakkında şu bilgileri aktardı:

"Bu mali kaynaklar, geri kalmış ülkeler için bellidir. Esas olan o milletlerin, devletlerin, insanın emeğinin devreye konulmasıdır. İktisat tarihinde borç ile kalkınan hiçbir ülke yoktur. Kalkınan ülkeler, emisyon hacmini genişleterek emeği devreye koymuşlar, üretmişlerdir. "Her malın mutlaka bir alıcısı vardır" diyerek de ürettiklerine içte ve dışta pazar bulmuşlardır. Dünya bunu böyle yaparken biz ne yapıyoruz? Dünyada global güçler var. Global sermayenin tefecileri var. Bu tefeciler, "Eğer siz emisyonu genişletirseniz, işçinin, çiftçinin, emeğini devreye koyarsanız enflasyon artar" dedi. Sayın Derviş bu vaazı yaptı. Bizim Dervişler de bu vaaza inandı. Biz, bu global tefecilerden borç almayı tercih ettik. Hem de öyle bir tercih yaptık ki, dünyada, döviz cinsinden, % 3-4'ün üstünde faizle borçlanan hiçbir kimse yoktur. Ama bizim Derviş % 14 ile borçlandı. Olur da bu kadarı olmaz. Bu iç ve dış borçlanmanın faturası 49 katrilyon tutuyor. Buna bir de bankacıların hortumladığı para 90-100 katrilyona ulaşıyor. İşin enteresan tarafı, Türkiye'de idarecilik yapmış bir lider, 'Bu, sistemin gereğidir' diyor. Yani çalmak, hırsızlık, sistemin gereği imiş. Bu laf büyük bir cinayet değil de nedir? Kaldı ki bunlar birbirlerini çalmıyorlar. Benim çiftçimi, köylümü, manavımı, otelcimi, bakkalımı, kısaca beni çalıyorlar. Bu faiz borcunu ödemek için ise vergi üstüne vergi, zam üstüne zam geliyor. Pahalılık aldı başını gidiyor. Benzinde, mazotta yıllık enflasyon % 175, ekmekte % 120 oldu. Ama bizim idarecilerimiz % 75 enflasyondan bahsediyorlar. Allah sizleri bildiği gibi yapsın ki kurtulalım yoksa bunların elinden kurtulmak mümkün olmayacak. Mevcut uygulamalar her bir insanımızın sırtını 1,5-2 milyar TL civarında borç yükü getirdi. 5 kişilik bir aile 4,5-8 milyar hava parası verecek, onun üstünde kazandığı ile geçimini temin edecek demektir, bu. Bu, mümkün müdür? Değildir. Bu mantıkla dünyada hiçbir ülke kalkınamamıştır."

Küresel tefecileri tanıyalım

Global güçlerden borç alma tercihi yapılınca, tek yol olarak bu yol gösterilince, bize borç verenlerin, 'nasıl olsa bize ihtiyacı var' anlayışıyla şartlar dayattıklarını, tahkim ve tahdit yasalarını bu espriden kaynaklandığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, global güçlerin borç vermesi neyin aracı olarak kullandığını, borç aldığımız bu güçlerin nasıl bir karakteristik yapı arzettiğini, borç alış-verişinin neticesinde bizi nelerin beklediğini şöyle dile getirdi:

"Küresel dediğimiz güç, dün, ülkeleri savaşla işgal ederdi. Savaşla işgal pahalı gelmeye başlayınca soğuk harp dönemini başlattı. Her ülkede kendi adamı gibi insanlar yetiştirdiler. Bu insanlara da gelip, Türkiye'de Alman'ın, İngiliz'in, Amerika'nın propagandasını yaptılar. Yapıyorlar. Bir ara biliyorsunuz, Rusya'nın, Çin'in propagandasını yapıyorlardı. Türklerin sanki hiçbir şeyi yokmuş gibi davranıyorlardı. Halbuki Oğuz Kaan, "Gökkubbe çadırımız, güneş bayrağımızdır" diyordu. Şu azamete bakın. Nerede bu millet, nerede bu zillet?"

"Lozan'da, merhum İnönü, Lord Curzon'un hiçbir dediğine "evet" demiyordu. Çünkü Atatürk'le devamlı irtibat halindedir. Atatürk, telgrafla, İnönü'ye, "Bağımsızlıktan bir karış taviz veremezsin" diyor. Bu tavır karşısında Lord Curzon, "Şu anda istediklerimizi alamadık. Ama onları cebimize koyduk. Bir gün paraya ihtiyacınız olacak. O zaman bunları yine önünüze koyacağız" diyor. İşte şimdi AB adı altında önümüze gelen Lord Curzon'un istedikleridir. Bunlar bilinmelidir. Tarihini bilmeyen insandan bir şey olmaz. Tarih bir milletin hafızasıdır. Bu hafızayı kaybettiniz mi kimliğinizi kaybedersiniz. Biz, biz olalım, hafızamızı kaybetmeyelim. Bu insanların Hindistan'da 40 bin dokumacının kolunu kestiğini unutmayalım. Hindistan'da ipek dokumacılığı en ileri noktada idi. Tekstil sektöründe dünyada bir numara idi. Onların pazarını ele geçirmek için 40 bin insanın kolunu kestiler. Bir vahşi hayvanın hile ve desisesinden sakınmak mümkündür, ama bunlarınkinden sakınmak mümkün değildir. Hayvan sana bir defa saldırır. Postu bir defa kurtardın mı, tamamdır. Fakat, bunların nasıl, nereden saldıracakları belli değildir."

Hicaz'daki oyun Anadolu'da devrede

Global güçlerin, İngilizler'in, Hicaz bölgesinde oynadığı müthiş oyuna dikkat çeken, on binlerce misyonerin bu bölgeyi Osmanlı'dan koparmak için görevlendirildiğine dikkat çeken, siyasi alanda Hüseyin bin Ali'yi, dini alanda Abdülvehhab'ı nasıl kullandığına işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, aynı oyunun bugün de oynandığını, tarihten ders alınmazsa tekerrür edeceğini söyledi. Prof. Dr. Haydar Baş, "Hüseyin bin Ali'de, Abdülvehhab da devrede" diyerek şöyle devam etti:

"Birileri çıktı. 'Türk milletine dini doruk noktada yaşatacağım" dedi. Sonra bir de baktık ki, 11 Eylül'den sonra, Avrupa'da, imamın sağına-soluna birer papaz koydu ve dua ettiler. Her dinin kendine has kuralları vardır. Bu kuralları kimse istediği gibi değiştiremez. Bir diğeri, "Sevr'e karşı olmak ancak bize attir" demeye başladı. Ama, AB'yi savunan da sensin. AB'nin şartlarının başında ise Sevr geliyor. Peki sen hangi isteğinde samimisin? AB'ci isen Sevr'e karşı olman mümkün değildir. Sevr'i reddediyorsan AB'ci olman mümkün değildir. Bu bir tarafa şimdi 4 hak dinden bahsetmeye başladı bu nasıl iştir?"

Ülkücülerin de, halkçıların da asıl yeri

BTP'nin Atatürkçü tek parti olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, ülkücü ruh taşıyanların da, gerçek halkçıların da yerinin BTP safları olduğunu söylediği konuşmasında konuya şöyle açıklık getirdi:

"Ülkü ruhunu taşıyan bütün arkadaşlarımızın da yeri burasıdır. Bu ocakta en mümtaz yerleri vardır. Onlar, ben demek, ben, onlar demektir. Bizi zarurî haller bu işin içine itti. Benim siyasi hayatım çok uzun olmaz. Yakınlarım bunu çok iyi bilirler. Onun için istiyorum ki, içimizden, bu bayrağı taşıyacak erler, yiğitler çıksınlar.

"Sol" denilen akıma gelince; Amerika'dan bir adam getirdiler. Bu adam global güçler için geldi. Liberalizmin mümessili olarak bankacılardan başka kimseyi düşünmeyen bu adam birden halkçı oluverdi. 40 yıllık yani bir anda kâni oldu. Sayın Derviş'in şu hareketle, işçinin, çiftçinin esnafın, sürünen insanın yanında olduğunu söyleyebilir misin? CHP'li kardeşlerime sesleniyorum. Sen, körün, sağırın yanındasın. Elsizin, dilsizin, işsizin yanındasın. Çiftçinin, çöpçünün yanındasın. Esnafın, halkın yanındasın. Yani sen benimle berabersin var mısın?"
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı

Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı

Tokat'ta incelemelerde bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şu ana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi.
19.04.2024 16:34:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat'ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu.

Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu'na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat'ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine Sayın Valimizin, yine AFAD'ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz" dedi.

"Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda"

Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekerek, "Gerek Tokat'ta gerek Yozgat'ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunların çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege'deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalar'dan Alp'lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu.

"500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı"

Tuzcuoğlu, depremin ardından 500'e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi:

"Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana kadar incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can kaybı olmaması."

Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

İstanbul merkezli 6 ilde düzenlenen ve Dilan Polat ile eşi Engin Polat'ın da tutuklandığı soruşturma kapsamında, 16 şüphelinin "vergi usul kanuna muhalefet" suçundan tahliyesine karar verildi

19.04.2024 12:08:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:14:38
AA
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, Engin Polat ve Dilan Polat'ın aralarında olduğu 16 şüpheli hakkında "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet" ile "suç örgütü kurma ve üye olma" suçlarından yürütülen soruşturma sürüyor.

Soruşturma kapsamında, aylık tutukluluk incelemesi yapan sulh ceza hakimliği, 16 şüphelinin "vergi usul kanununa muhalefet" suçundan tahliyesine karar verdi.

Hakimlik, şüphelilerin "suç örgütü kurma ve üye olma", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlarından ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.

Ne olmuştu?

İstanbul merkezli 6 ilde 1 Kasım'da ve devamında düzenlenen operasyonlarda, Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Soruşturma kapsamında daha önce şirketlerinde yapılan aramalarda dijital materyal ve defterlere el konulan Polat çiftinin de yer aldığı şüphelilerle ilgili MASAK ön inceleme raporu hazırlanmış, raporda tasfiye halindeki 3 firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenmişti.

Paranın yine aile bireylerine ait şirketler arasında transfer edildiği, son aşamada ise Engin Polat'ın sahibi olduğu Milda Gayrimenkul isimli firmada toplanarak gayrimenkul ve çok sayıda araç alındığının tespitinin ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin kimliklerini belirlemiş, İstanbul merkezli Ankara, Yalova, Ordu, Kırklareli ve Manisa'da 43 adrese eş zamanlı operasyon düzenlemişti.

Soruşturma kapsamında çalışmalarını sürdüren ekipler, Dilan ve Engin Polat'a ait bir medikal şirketin Ankara'da başka bir firmaya isim hakkını verdiğini, bu firmanın hesabındaki 1 milyon 800 bin liranın da ortakların kişisel hesaplarına aktarılmaya çalışıldığını tespit etmişti.

Dilan Polat, Engin Polat ve Sıla Doğu'nun da aralarında bulunduğu şüphelilerden 16'sı tutuklanmıştı.

Hakimlik, 27 şirkete kayyum atanmasına hükmetmişti.

Soruşturma kapsamında, Dilan Polat'ın 2019'da "şampiyonlar ligi" adıyla sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafta yer alan bazı kişiler kimlikleri tespit edilip soruşturmaya dahil edilmiş, savcılık, sosyal medya fenomeni olan bu kişiler hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilmesini talep etmişti.

Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, sosyal medya fenomenleri Eylül Öztürk Özkan, Feyzanur Başar, İleyda Topal, İlke Ela Göz, Kadir Yiğit, Mervenur Korkut, Muhammet Oğuz Başar, Murat Yiğit, Nurgül Yiğit, Tolunay Topal, Tuğba Demirhan, Yavuz Selim Korkut, Habip Özsefil, Huri Özsefil ve Özge Duman'a yurt dışına çıkış yasağı getirmişti. 

5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde geçtiğimiz gün etkili olan depremlerde 338 konut hasar gördü.
19.04.2024 10:50:00
İhlas Haber Ajansı
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde en şiddetlisi 5.6 büyüklükteki depremler Tokat'ta 3, Yozgat'ta da 3 ilçede hasara neden oldu.

Hasar tespit çalışmaları sürerken şuana kadar yapılan tespitlere göre 338 konut, 99 ahır ve 12 cami ve 1 fırında hasar oluştu.

Panikle kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı.

Yozgat ve Tokat'ta hasar tespit çalışmalarının akşam saatlerinde tamamlanması bekleniyor.

İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı
19.04.2024 10:29:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Uçak yaklaşık 2 saat sonra tekrar havalandı.

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-Tahran seferini yapan Meraj Airlines uçağı, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Bir süre havalimanında bekleyen yolcular, yaklaşık 2 saat sonra hava sahasının açılmasıyla birlikte yeniden Tahran'a havalandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.