logo
16 MAYIS 2024

OPEC gücünü kaybediyor

OPEC'in küresel petrol piyasasındaki hakimiyeti 45 yıl önce yüzde 70'in üzerine iken bugün bu oran yüzde 30'lara düşmüş durumda. Bir dönem piyasadaki tüm politikaları ve fiyatları belirleyen OPEC, ortak politika geliştirememe ve iç çekişmeler nedeniyle eski gücünden uzak bir topluluk görüntüsü veriyor
12.12.2015 00:00:00
     Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC), küresel petrol piyasasındaki hakimiyeti 1970'lerde yüzde 70'in üzerine iken Rusya ve ABD gibi ülkelerin üretimlerini artırmasıyla bugün bu oran yüzde 30'lara geriledi. "Yedi Kız Kardeşler" olarak adlandırılan ve küresel petrol piyasasını, üretimi ve fiyatlandırmayı tekelinde bulunduran 7 uluslararası petrol şirketine karşı 1960'ta Irak'ta düzenlenen bir konferansla kurulan OPEC'in piyasalardaki hakimiyeti, kuruluş amacına uygun olarak 1973'te yüzde 70'lerin üzerine çıktı. Fakat günümüzde ABD'nin yeni teknolojiler sayesinde tekrar artan üretimi ve Rusya'nın Sovyetler Birliği dönemini de geride bırakan ihracat seviyeleri, OPEC'in küresel petrol piyasasındaki hakimiyetini yüzde 30'lara geriletti. OPEC'in Suudi arabistan, Irak, Kuveyt, İran ve Venezuela tarafından 1960 kurulmasının ardından, "Yedi Kız Kardeşler" küresel petrol piyasasındaki ayrıcalıklı fiyat belirleme gücünü kaybetti. OPEC'e daha sonra Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Libya, Cezayir ve Endonezya'nın da üye olmasıyla, kartel günlük yaklaşık 8.3 milyon varillik ortalama üretimiyle küresel petrol arzının yüzde 50'sinden fazlasını sağladı. Angola, Ekvador ve Nijerya'nın da örgüte dahil olmasıyla, 1970'lerin başında kartelin piyasa hakimiyeti günlük 22.5 milyon varillik üretimle yüzde 65'lere kadar çıktı. Artık, dünya çapında bir varil petrolün fiyatı OPEC üyelerinin ham petrol üretim miktarıyla ve örgütün kotasıyla belirleniyordu. ABD'nin 1973'te Yom Kippur Savaşı sırasında İsrail'e destek vermesinin ardından, başta Suudi Arabistan olmak üzere piyasa hakimiyet payı yüzde 70'in üzerinde olan OPEC'in üyeleri, Batılı devletlere ham petrol ambargosu uygulayınca, petrolün varil başına fiyatı 3 dolardan 12 dolara kadar yükseldi.

OPEC'e ilk darbe


İran'ın 1979 devrimi sırasında ABD'li petrol şirketleriyle anlaşmalarını iptal etmesi, Batılı ülkelere petrol satışını durdurması ve İran-Irak Savaşı'nın başlamasıyla ham petrolün varil başına fiyatı 1980'de 39 dolara kadar çıktı. OPEC'in 1970'lerde petrolü bir araç olarak kullanması ve artan petrol fiyatları nedeniyle arz güvenliğine yoğunlaşan tüketici ülkeler, 1980'lerde kendi topraklarında petrol arama ve üretim faaliyetlerine yoğunlaştı. Soğuk savaşın süper gücü ABD, günlük ortalama petrol üretimini 8 milyon varile çıkarırken, diğer süper güç Sovyetler Birliği de 12 milyon varilin üzerinde petrol üretmeye başladı. Bu nedenlerle, OPEC'in küresel petrol piyasasındaki payı ise yüzde 40'ın altına geriledi. Küresel talebin hızla artması nedeniyle petrol fiyatlarında tekrar görülen yükseliş, günlük ortalama 25 milyon varillik üretim seviyesiyle, OPEC'in küresel petrol piyasasındaki payını yüzde 50'nin üzerine çıkardı.
Irak'ın komşusu Kuveyt'i 1990'da işgal etmesiyle birlikte, OPEC üyeleri arasındaki siyasi görüş ayrılıkları meydana geldi. Üretim miktarı ve örgütün kotası hakkındaki bu politik farklılıklar, gelecekteki kutuplaşmaların da ilk habercisi oldu. Kuveyt'in işgaliyle petrol fiyatları, 1990'ın ağustos ve ekim ayları arasında varil başına 16 dolardan 36 dolara yükseldi. Ancak, 1997'deki Asya finansal kriziyle birlikte azalan küresel petrol talebi, fiyatları 1997 ile 1999 arasında 25 dolardan 11 dolar seviyesine kadar düşürdü. Bu dönemde, düşük üretim maliyetini kendi lehine kullanan OPEC, küresel piyasadaki payını yüzde 60'a kadar çıkardı.

Petrol fiyatları 147 doları gördü

ABD'nin 11 Eylül saldırıları nedeniyle önce Afganistan'ı daha sonra da 2003'te Irak'ı işgal etmesinin ardından Ortadoğu petrol arzını tehlikeye sokmasıyla petrol fiyatları Haziran 2008'de tarihteki en yüksek seviyesi olan 147 dolara kadar yükseltti. Yüksek petrol fiyatlarından yararlanmak isteyen OPEC'in, 2000'li yıllarda toplam üretim miktarı günlük ortalama 27.6 milyon varile ulaştı. Fakat, 2008 finansal krizi, küresel petrol talebini düşürerek fiyatları 2008'de 36 dolara kadar çekti. Petrol fiyatlarının tarihteki bu en hızlı düşüşünün ardından OPEC, fiyatları tekrar yükseltmek için üretim kısma ve OPEC dışındaki ülkelerle koordineli hareket etme kararı aldı. Rusya ile ortak hareket etmeye çalışan OPEC'in pazar payı yüzde 50'nin altına düştü. Dünyanın en büyük petrol tüketicisi ABD'de gelişen teknoloji ile birlikte kaya petrolü üretimi, 2008 ile 2014 yılları arasında hızla artarak günlük ortalama 5 milyon varilden yaklaşık 9 milyon varile çıktı. ABD'nin artan üretimi, petrol ithalatını düşürürken, dünya genelindeki toplam talebi olumsuz etkiledi ve küresel petrol piyasasında arz fazlasına neden oldu. Öte yandan, Rusya, petrol ve doğalgaz üretimini son 10 yılda hızla artırdı, Asya ile Avrupa pazarlarına enerji ihraç eden önemli bir oyuncu haline geldi. Bu arada ABD'li kaya petrolü üreticileri 128 doları gören fiyatlardan faydalanmak için üretimlerini daha da artırarak piyasada bir arz balonu oluşturdu.

Petrole Çin şoku

Piyasalardaki 1.5 milyon varili bulan arz fazlası ve dünyanın en büyük enerji tüketicisi Çin'in yavaşlamaya başlayan ekonomisi, petrolün varil fiyatının Kasım 2014'te 70 dolara kadar gerilemesi neden oldu. OPEC üyeleri 27 Kasım 2014'te Viyana'da buluştuğu zaman küresel petrol arzı, ABD ve Rusya'nın hızla artan üretimiyle, günlük ortalama 90 milyon varile ulaştı, OPEC ise toplam 30 milyon varillik üretimle, petrol piyasasında sadece yüzde 33'lük bir pay sahibi konumunda yer aldı. OPEC, üretimde kesintiye gitmeyeceğini açıklayarak dünyayı şoka uğrattı ve piyasalarda uzun vadeli düşük fiyatlı petrol beklentisi oluşmasına neden oldu. Daha önceleri kartelin yükünü çeken Suudi Arabistan, 1980'lerin sonundaki stratejisini yeniden hayata geçirerek, petrol fiyatlarının yüksek arz karşısında daha da düşmesini ve böylece ABD ile Rusya'daki yüksek maliyetli petrol üretimini pazar dışına itmeyi amaçladı. Moskova'nın 2015'in ikinci çeyreğinde OPEC ile görüşmeleri sonuç vermeyince, kartel 5 Haziran 2015'te tekrar üretim kotasında kesintiye gitmeme kararı aldı ve petrol fiyatları temmuzda 50 dolara kadar geriledi. 

OPEC'te görüş ayrılıkları çoğalıyor

Ancak, OPEC içindeki görüş ayrılıkları, kartelin fonksiyonunu yitirdiğine dair sinyaller verdi. Suudi Arabistan, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirliklerini yanına alarak, OPEC'in üretimde kesinti yapmamasında ısrar etti. Venezuela, İran ve ekonomik gelirleri yüksek ölçüde petrol ihracına bağlı olan Kuzey Afrika ülkeleri, kartelin üretimini kısmasında ısrar ederek petrol fiyatlarını yükseltmeyi ve gelirleri artırmayı amaçladı. Tarih 4 Aralık 2015'i gösterdiğinde OPEC ülkeleri, olağan genel toplantısı için Viyana'da buluştu. 7 saatten fazla süren toplantıda tekrar dünyayı şok eden bir karar çıktı. OPEC, resmi olarak üretim kotası belirlememişti ve fiili seviyesinde üretime devam etme kararı verdi. Kartelin resmi kotası olan günlük ortalama 30 milyon varile rağmen, Suudi Arabistan ve Irak'ın artan üretimiyle birlikte OPEC, Ekim 2015'te 31.4 milyon varil ham petrol üretti. Bu miktar, küresel petrol üretimi göz önüne alındığında pazar payının yüzde 33'üne denk geldi. Pazar payını önemli ölçüde kaybeden ve iç çekişmeler nedeniyle politika dahi belirleyemeyen OPEC'in Genel Sekreteri El-Bedri, 4 Aralık'ta basın mensuplarına örgütün gücünü koruduğunu söylemesi gülüşmelere neden oldu. En etkili zamanlarında piyasadaki tüm politikaları ve fiyatları belirleyen OPEC, azalan piyasa hakimiyeti, ortak politika geliştirememe ve iç çekişme gibi zafiyetleri nedeniyle gelecekte eski gücünden uzak bir topluluk olmaya devam edeceği görüntüsü veriyor.
Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak
Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu
Kobani davasında karar açıklandı
Demirtaş'ın cezası belli oldu
Deprem vurursa...
Türkiye'nin durumu harap
Erdoğan'ın atama tercihine tepki gösterdi
Nasıl normalleşecek bu ülke?
İGDAŞ, Halk Ekmek, İSPARK ve Hamidiye Su satılacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı
"İsrafta tasarruf yok, vatandaşa hizmette tasarruf var"
BTP lideri gündemi değerlendirdi
İddianameye girmese de dosyaya girdiler
Sinan Ateş cinayetinin şüpheli araçları
İktidar ve yandaşları zamları 'güncelleme' diye savunuyor
Avrasya Tüneli geçişine de zam!
Şi Cinping'den 'çok kutupluluk' vurgusu
"Rusya ile ortak stratejik tercihimiz"
Slovakya Başbakanı'nın durumu ciddiyetini koruyor
Ameliyatı 5 saat sürdü
Putin, Şi Cinping'le görüşmesinin ardından konuştu
"Çin'le ticaretimiz rekor kırdı"
BTP’den Hemşirelik Haftası’nda anlamlı ziyaret
“Hemşirelik kutsal bir meslektir”
Tarım ÜFE açıklandı
Yıllık artış yüzde 60.77
'Kendi aracımı kullanıyorum, yakıtımı da kendim alıyorum'
Özel yapım makam aracını satışa çıkardı
'Azgın' ve 'muhafazakar' milliyetçiler kavgası mı var?
'Devlet içinde savaş var'
Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak
Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu
Kobani davasında karar açıklandı
Demirtaş'ın cezası belli oldu
Deprem vurursa...
Türkiye'nin durumu harap
Erdoğan'ın atama tercihine tepki gösterdi
Nasıl normalleşecek bu ülke?
İGDAŞ, Halk Ekmek, İSPARK ve Hamidiye Su satılacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı
"İsrafta tasarruf yok, vatandaşa hizmette tasarruf var"
BTP lideri gündemi değerlendirdi
İddianameye girmese de dosyaya girdiler
Sinan Ateş cinayetinin şüpheli araçları
İktidar ve yandaşları zamları 'güncelleme' diye savunuyor
Avrasya Tüneli geçişine de zam!
Şi Cinping'den 'çok kutupluluk' vurgusu
"Rusya ile ortak stratejik tercihimiz"
Slovakya Başbakanı'nın durumu ciddiyetini koruyor
Ameliyatı 5 saat sürdü
Putin, Şi Cinping'le görüşmesinin ardından konuştu
"Çin'le ticaretimiz rekor kırdı"
BTP’den Hemşirelik Haftası’nda anlamlı ziyaret
“Hemşirelik kutsal bir meslektir”
Tarım ÜFE açıklandı
Yıllık artış yüzde 60.77
'Kendi aracımı kullanıyorum, yakıtımı da kendim alıyorum'
Özel yapım makam aracını satışa çıkardı
'Azgın' ve 'muhafazakar' milliyetçiler kavgası mı var?
'Devlet içinde savaş var'

Avukat Feyza Altun'a 9 ay hapis cezası

Sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan avukat Feyza Altun 9 ay hapisle cezalandırıldı. Sanık Altun,'Suç işleyenler aslında bu tweeti yayanlar ve gündeme getirenlerdir' dedi.
16.05.2024 18:03:00
İhlas Haber Ajansı
Avukat Feyza Altun'a 9 ay hapis cezası
Avukat Feyza Altun'a 9 ay hapis cezası
Sosyal medya platformu üzerinden paylaştığı yorum nedeniyle Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından avukat Feyza Altun hakkında soruşturma başlatılmıştı.

Beykoz 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanık Feyza Altun ve taraf avukatları katıldı.

'Suç işleyenler aslında bu tweeti yayanlar ve gündeme getirenlerdir'

Sanık Feyza Altun, '14 yıldır avukat olarak görev yapıyorum, şeriat Türkiye'de korunan bir değer değildir. Olay tarihinde ben Farsça bir şiiri X sosyal paylaşım sitesinde kendi adıma kayıtlı kullanıcı hesabımdan paylaşmıştım. Bu paylaşımdan sonra tanımadığım birisi "lan Feyza şeriat atak mı geçiriyorsun" şeklinde paylaşımda bulundu. Bunun üzerine ben iddianameye konu tweeti attım. Bu tweetin yanlış anlaşılabileceğini fark edince 5-10 dk sonra bu tweeti sildim. Suç işleyenler aslında bu tweeti yayanlar ve gündeme getirenlerdir. Türkiye'de şeriat yönetiminin olmasını kabul edemem, Türkiye laik bir devlettir, şeriat yönetimi kafa kesen bir yönetimdir. Ben böyle bir yönetim istemiyorum. Benim din ve vicdan özgürlüğüyle bir problemim yoktur. Beraatime karar verilmesini talep ederim' dedi.

Savcı 3 yıl istedi

Cumhuriyet savcısı mütalaasında, Feyza Altun'un 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti.


9 ay hapis cezası

Mahkeme heyeti, Feyza Altun'un 'Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçundan 9 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmetti. Mahkeme heyeti ayrıca Feyza Altun'un suç nedeniyle pişmanlık duymamasından dolayı indirim uygulamadı.

Kobani davasında karar açıklandı: Demirtaş'a 42 yıl hapis

Kobani Davası, Sincan Cezaevi görüldü. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ duruşmaya katılmazken mahkeme heyeti duruşma erteleme talebini reddetti. Duruşmada karar çıktı.
16.05.2024 17:12:00 / Güncelleme: 16.05.2024 19:00:41
Haber Merkezi
Kobani davasında karar açıklandı: Demirtaş'a 42 yıl hapis
Kobani davasında karar açıklandı: Demirtaş'a 42 yıl hapis
Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'teki eylemlere ilişkin aralarında terör örgütü PKK elebaşılarının yanı sıra eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın yargılandığı davada hüküm açıklandı.

22. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada sanık avukatlarının beyanlarının ardından, sanıklara son sözleri soruldu.

Mahkeme başkanı verilen aranın ardından hükmü açıkladı. Buna göre, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 10 yıl hapse çarptırıldı.

Eski HDP MYK üyeleri Ali Ürküt "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçuna yardım"dan 13 yıl 4 ay, "suç işlemeye tahrik" suçundan da 4 yıl 6 ay, Alp Altınörs aynı suçlardan sırasıyla 18 yıl ve 4 yıl 6 ay, Bülent Barmaksız ise 16 yıl ve 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Eski HDP milletvekili Ayla Akat Ata "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 9 yıl 9 ay, Emine Ayna aynı suçtan 10 yıl, partinin eski PM üyeleri Ayşe Yağcı ve Aynur Aşan ise 9'ar yıl hapis cezası aldı. Ayla Akat Ata ve Ayşe Yağcı'nın tahliyelerine karar verildi.

Eski HDP Milletvekilleri Aysel Tuğluk, Altan Tan, Ayhan Bilgen ile diğer sanıklardan Berfin Özgü Köse, Bircan Yorulmaz, Can Memiş, Emine Beyza Üstün ise üzerlerine atılı suçlardan beraat etti.

Avukatlar protesto etti

Sanıkların son sözlerinin alınmasının ardından mahkeme, kararını açıkladı. Mahkeme başkanının, hükmü açıklamaya başladığı sırada, sanık avukatları ve izleyiciler, masalara vurarak sloganlar attı.

Bu kişilerin salondan çıkmasının ardından başkan, mahkemenin kararını açıklamaya devam etti.

Beraat kararları

Buna göre, sanıklar, Aysel Tuğluk, Altan Tan, Ayhan Bilgen, Berfin Özgü Köse, Bircan Yorulmaz, Can Memiş, Emine Beyza Üstün, Gülfer Akkaya, Gülser Yıldırım, İbrahim Binici, Sırrı Süreyya Önder ve Sibel Akdeniz'in üzerlerine atılı suçlardan "delil yetersizliğinden" beraat etti.

Demirtaş'a 42 yıl ceza

Dava kapsamında, 47 ayrı suçtan yargılanan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçuna yardımdan 20 yıl, 2 kez "suç işlemeye tahrik" suçundan 7 yıl 6 ay hapis, 4 kez "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 10 yıl, "halkı kanunlara uymamaya tahrik" suçundan 1 yıl 6 ay, "toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" suçundan 1 yıl 6 ay "suçu ve suçluyu övme" suçundan da 1 yıl 6 ay olmak üzere toplam 42 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Heyet, sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları dikkate alınarak hakkında Türk Ceza Kanununun 62. maddesindeki indirim hükümlerinin uygulanmamasına karar verdi.

Yüksekdağ'a farklı suçlardan ceza

Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise "devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçuna yardımdan 19 yıl, "suç işlemeye tahrik" suçundan 4 yıl 6 ay, "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 1 yıl 6 ay, "toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" suçundan 2 yıl, 2 kez "örgüt propagandası" suçundan 3 yıl, "seçim yasaklarına aykırı hareket etmek" suçundan da 3 ay olmak üzere toplam 30 yıl 3 ay hapis cezası aldı.

Sanık Pervin Oduncu "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçuna yardımdan 18 yıl 4 ay, "suç işlemeye tahrik" suçundan da 4 yıl 6 ay hapse mahkum edildi. Aynı suçlardan sırasıyla sanıklar Cihan Erdal 16 yıl ve 4 yıl 6 ay, Dilek Yağlı 16 yıl ve 4 yıl 6 ay, Günay Kubilay 16 yıl ve 4 yıl 6 ay, İsmail Şengül 16 yıl ve 4 yıl 6 ay ve Nazmi Gür 18 yıl ve 4 yıl 6 ay, Zeki Çelik 18 yıl ve 4 yıl 6 ay ve Zeynep Kahraman 18 yıl ve 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Sanıklar Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Nezir Çakan, Meryem Adıbelli, Mesut Bağcık ve Zeynep Ölbeci hakkında ise "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan hüküm kuruldu. Bu suçtan Kışanak ve Tuncel 12'şer yıl, Türk ve Ayna 10'ar yıl, Ata 9 yıl 9 ay, Aşan, Yağcı, Çakan, Adıbelli, Bağcık ve Ölbeci ise 9'ar yıl hapse mahkum edildi. Ölbeci'ye ayrıca "terör örgütü propagandası yapma" suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi.

72 sanığın dosyası ayrıldı

Kararını oy birliğiyle alan mahkeme heyeti, firari 72 sanığın dosyasının ayrılmasına hükmetti.

Alfabetik sıraya göre açıklanan cezalar şöyle:

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ahmet Türk'e "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla 10 yıl hapis cezası verildi.
Ağırlaştırılmış hapis cezası istenilen Ali Ürküt'e "Devletin birliğini bozma eylemine yardım" suçundan 13 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Ürküt'ün tutukluluk halinin devamına, suç işlemeye tahrikten de ayrıca 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmesine karar verildi.
Ağırlaştırılmış hapis cezası istenen Alp Altınörs'e 18 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi. "Suç işlemeye tahrik" iddiasıyla 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Altan Tan'ın beraatine karar verildi.
Ayhan Bilgen'in de beraatine karar verildi.
Ayla Akat'a 9 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Tutukluluk süresi göz önünde bulundurularak tahliye kararı verildi.
Aynur Aşan'a 9 yıl hapis cezası verildi.
Aysel Tuğluk'un beratine karar verildi.
Ayşe Yağcı'ya 9 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti tahliyesine karar verdi.
Bircan Yorulmaz ve Berfin Özge Köse için beraat kararı verildi.
Bülent Parmaksız "devletin bütünlüğünü bozmak" suçundan 16 yıl ceza aldı. "Suç işlemeye tahrik" iddiasıyla 2 yıl ceza verildi. Söz konusu cezada arttırım yapılarak, 4 yıl 6 aya çıkarıldı.
Can Memiş'e beraat kararı verildi.
Cihan Erdal ve Dilek Yağcı'ya 16 yıl hapis cezası verildi. Yağcı'ya "Suç işlemeye tahrik" iddiasıyla 2 yıl verildi. Cezada arttırım yapılarak, 4 yıl 6 aya çıkarıldı. Tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Emine Ayna'ya 10 yıl hapis cezası verildi. Yurtdışı yasağı konuldu.
Beyza Üstün için beraat kararı verildi.
Figen Yüksekdağ'a "Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma" suçundan 19 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına karar verilirken ayrıca "tahrik ve bu suçun basın yoluyla işlendiği" gerekçesinden 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Yüksekdağ'a ayrıca "terör örgütü propagandası"ndan 1 yıl 6 ay ceza verilirken, "Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılma" sebebiyle 2 yıl hapis cezası verildi. Seçim yasaklarına aykırı hareketi ettiği gerekçesiyle de 3 ay ceza aldı. Yüksekdağ'a Mehmet Tunç'un cenazesinde yaptığı bir başka konuşma sebebiyle 1 yıl 6 ay, Van'da yaptığı bir konuşmadan da 1 yıl 6 ay ceza verildi. Yüksekdağ toplamda 30 yıl 3 ay hapis cezası aldı.
Gültan Kışanak'a "terör örgütü üyeliğinden" 12 yıl hapis cezası verildi. Heyet tutukluluk süresini göz önünde bulundurarak adli kontrol şartıyla tahliye kararı verdi.
Günay Kubilay'a "Devletin bütünlüğünü bozmak" suçundan 16 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi
İbrahim Binici'ye beraat kararı verildi.
İsmail Şengül'e 16 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Meryem Adıbelli "terör örgütü üyeliği"nden 6 yıl ceza aldı. Adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.
Mesut Bağcık'a "terör örgütü üyeliği" suçundan 9 yıl hapis cezası verildi. Adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.
Nazmi Gür'e 'devletin bütünlüğünü bozmak 'suçuna yardımdan 18 yıl, 'suç işlemeye tahrik suçundan' 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Nezir Çakan'a örgüt üyeliğinden 9 yıl hapis cezası verildi.
Pervin Oduncu'ya 'devletin birlik ve bütünlüğünü bozmaktan 18 yıl, suç işlemeye tahrikten 4 yıl 6 ay ceza verildi.
Sebahat Tuncel'e örgüt üyeliğinden 12 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk süresi göz önünde bulundurarak adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.
Selahattin Demirtaş'a "Devletinin birliği ve bozmaya yardım" suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası verilip, ceza 20 yıla çevrildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi. "Suç işlemeye tahrik"ten 4 yıl 6 ay ceza verildi. 21 Mart 2016 Newroz'unda yaptığı konuşmadan 2 yıl 6 ay verildi. Ayrıca, 29 Şubat'ta Diyarbakır'da yaptığı konuşmada 'halkı kanunlara uymayan tahrikten' 1 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Demirtaş'a "propagandadan" 2 yıl 30 ay ceza verildi. Demirtaş'a "yasa dışı gösteriye tahrik" iddiasından da 3 yıl hapis cezası verildi.Demirtaş'a Cizre'de yaptığı bir açıklamasında 2911 sayılı yasaya muhalefetten 1 yıl 6 ay ceza verildi. "Suç ve suçluyu övme" suçundan 1 yıl 6 ay ceza verildi. Yine propaganda suçundan 2 yıl hapis cezası verildi. Demirtaş için 42 yıl hapis cezası istendi.
Sırrı Süreyya Önder beraat etti.
Zeypep Karahan "Devletin bütünlüğünü bölmek suçuna yardım"dan 18 yıl, "suç işlemeye tahrik" suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası aldı.

'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'

Zonguldak'ta sempozyumda konuşan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Rusya'nin yeniden bir Bizans olma sevdası olduğunu söylerken 'Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır' dedi.
16.05.2024 15:21:00 / Güncelleme: 16.05.2024 15:26:02
İhlas Haber Ajansı
'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'
'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından 'Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu' gerçekleştirildi.

Sezai Karakoç Kültür Merkezi'nde açılış töreni gerçekleştirilen sempozyuma, Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan konuk olarak katıldı.

Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'nın okunduğu sempozyumda konuşan düzenleme kurulu başkanı Doç. Dr. Yücel Namal, dünyada yaşanan hızlı değişim ve dönüşümün sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılması gerekli kıldığını söyledi.

Sempozyumun bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak, bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlendiğine dikkat çeken Namal şöyle dedi:
'Günümüz şartları ve dünyada yaşanan hızlı değişim, dönüşüm, sosyal bilimlerde yenilikçi veya sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle Türkiye Yüzyılı olacağına inandığımız bu asırda Atatürk'ün muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefi doğrultusunda üniversitemizde sosyal bilimler alanında kültür ana teması etrafında şekillenen Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu düzenlenmiştir. Bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak ve yeni bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlediğimiz sempozyumumuzda arkeolojiden, felsefeye, tarihten, edebiyata, sosyolojiye, psikolojiye kadar pek çok disiplinde alanında uzman araştırmacılarla ortak bir zeminde buluşma fırsatını bizlere sundu.'



'Türkiye'nin kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor'

İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Melih Geniş, Türkiye'nin Karadeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olmasının, ulaşım ve ticaret yollarının kesişim noktasında olmasının Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyduğunu söyledi.

Geniş, Zonguldak'ın yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasında öneminin bir kez daha ortaya çıktığını ifade ederek şu ifadelere yer verdi:
'Türkiye'nin Karadeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olması, Karadeniz'de kıyısı bulunan ülkelerin sıcak denizlere inebilmeleri ve dünya ile deniz yolu vasıtasıyla ticaret yapabilmeleri, Türkiye'nin ulaşım ve ticaret yollarının kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor. Türkiye Yüzyılı süresince ülkemizin öncelikli hedefleri arasında milli enerji politikası çerçevesinde yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasının yer almasıyla bilhassa bölgemiz ve Zonguldak önemini bir kere daha ortaya koymuştur. Bu durum neticesiyle kamu otoritelerine kuruluşlarınaa, sektör ve kamu iş birliklerinin yanı sıra yüksek öğretim kurumlarının da bölgenin sosyal, kültürel, ekonomik değerlerin değişiminde rol oynayacak yeni politikaların geliştirilmesi noktasında önemli bir rol ve sorumluluklar düşmektedir. Sempozyum ile bölgenin sosyal ve kültürel anlamda gelişiminin desteklenerek toplumun işleyişine katkı sağlanması hedeflenmiştir.'

'Necip milletimiz toplumsal ağına her hususta önem vermiştir'

ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer de Türk Milleti'nin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Özölçer, 'Her toplum kendi iç dinamiklerinden hareketle geçmişten gelen kültürü, günceli takip ederek korumaya güzelleştirmeye zenginleştirmeye çalışır. Kadim milletimizin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde çok mühim bir yere sahip olduğu aşikardır. Tarih sahnesine çıktığı andan itibaren necip milletimiz; insanı yaşamın merkezine almış onu tanımaya çalışmış ve insanın potansiyelini sonuna kadar kullanması gerektiğini sosyal bilimlerin hemen tüm dallarıyla anlatmaya çalışmıştır. Kısacası toplumsal ağına her hususta önem vermiş edebiyat, psikoloji, tarih, felsefe, arkeoloji, sosyoloji gibi disiplinlerde hep çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemiştir. Elbette bununla birlikte sadece insanı konu alan değerlere yönelmemiştir. Tabiata da olması gerektiği gibi davranmış, yeşili, toprağı, hayvanları, kısaca tüm doğayı benimsediği insanlık ülküsü çerçevesinde öncelemiştir' dedi.

Zonguldak'ı çocuk yaşta çizim kitabındaki kömürü bulan Uzun Mehmet'in hikayesiyle tanıdığını anlatan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, milli mücadele döneminde şehrin nefes borusu olduğunu ancak yeterince anlatılamadığını söyledi.

'Milli mücadele yıllarında ne yazık ki Zonguldak'ın o yüzü çok fazla gösterilememiştir'

Turan, Zonguldak'ın milli mücadele yıllarında önemli bir yere sahip olduğunun altını çizerek şöyle dedi:

'Ülkemin pek çok yerini daha henüz tanımazken bilmezken Zonguldak ile o muhabbetli buluşmamı o kitapla sağladım. Daha sonraki yıllarda dünya tarihinin de gördüğü en kutsal mücadelelerden birisi olan milli mücadele yıllarında da ne yazık ki Zonguldak'ın o yüzü çok fazla gösterilmemiştir, görememiştir. Bunu belki biz tarihçilerin de bir kusuru vardır elbette. Ama ne yürekten ne gayretle destek verdiğini, katkı verdiğini yıllar sonra bazı araştırmalarımda da öğrendim. Anadolu hakikaten dört bir taraftan sarılmıştır. Doğu Cephesi vardır. Urfa, Antep, Antakya, Diyarbakır'a uzanan güney cephesi vardır. Akdeniz İtalyanlarla sarılmıştır. Batı'da Yunanlılar vardır, İngiliz armadası Çanakkale'den maalesef geçmiş, İstanbul'a gelmiş, çökmüştür. Sadece bir nefes borusu kalmıştır. İnebolu ve Zonguldak. İşte o nefes aldıran boru nefes aldıran yer olarak Zonguldak'a ayrı bir muhabbetim daha oldu. Daha da pekişti.'

'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'

Rusya'nın politikacılarından Vladimir Jirinovski'nin sözlerini hatırlatarak bugün Rusya'nın Suriye'deki varoluş gerekçesini anlatan Turan sözlerini şöyle tamamladı:

'Rusların Vladimir Jirinovski adında bir politikacıları vardı. Renkli bir politikacı, genelde muhalefette oynuyor. Nasyonalist bir Rus politikacısı. Birgün gazetecilerden birisi röportaj yapmış. Sözünü de esirgemiyor. Türkiye'ye de birkaç sefer geldi. Diyor ki 'Siz Türkler, dünyanın en suçlu, en kabahatli milletisiniz. Niçin denildiğinde, Orta Çağ'ın o zaman ki en büyük medeniyetini yıktınız. Daha bundan büyük kabahat olur mu' Hangi medeniyet deyince Bizans, Roma Medeniyeti'ni yıktınız' diyor. Her büyük milletin bir gelecek sevdası, ideali vardır. Bugün Rus Milliyetçiliğinin de gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır. Hala o devam ediyor. Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır.'

Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı: İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi satacak

İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi özelleştirmeye hazırlanıyor.
16.05.2024 12:59:00
Haber Merkezi
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı: İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi satacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı: İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi satacak
İBB birçok şirketi özelleştirmeye hazırlanıyor. Özelleştirilecek şirketler arasında İGDAŞ, Halk Ekmek, İspark ve Hamidiye Su da bulunuyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 31 Mart yerel seçimlerinde Büyükşehir Belediye Meclisi'nde çoğunluğu elde etti. Şimdi de birçok şirketi "halka arz" etmeyi planlıyor.

İBB Mali Hizmetler Daire Başkanı Neslihan Vural, belediye meclisinde CHP'nin çoğunluğu elde etmesinin, İGDAŞ'ın halka arzı da dahil olmak üzere 'fonlama sağlama' planlarında ilerlemeye imkan tanıdığını söyledi. İGDAŞ'ın halka arz planı ilk olarak 2010'larda gündeme gelmiş ancak hayata geçememişti.

Bloomberg'ün sorularını yanıtlayan Vural, gaza zam gelirse şirketin değerinin de 10 milyar doları bulacağını söyledi.

Ekonomik kriz nedeniyle halkın tercih ettiği Halk Ekmek'in de sırada olduğunu söyleyen Vural, İspark ve Hamidiye Suyu'n da özelleştirilmesi için hazırlık içinde olduklarını belirtti.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.