Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında çalkalanmaya başlayan Türkiye gündemi 5 önemli gerçeği ispatlamış oldu.Nedir bunlar?Birinci gerçek: Siyaset çürümüştür. Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları bakan oğullarından bakanlara kadar sirayet etmiştir. Daha da ötelere gitmesinin önlenmesi için hükümet görüldüğü gibi elinden geleni ardına koymuyor.Onlarca ihalede yolsuzluk ve rüşvetin gırla gittiği söyleniyor.İstifa eden bakan "Başbakan emretti ben de yaptım" diye itiraflarda bulunuyor.Daha sayabileceğimiz bu ve benzeri şeyler siyasetin çürümüşlüğünün göstergesi.İkinci gerçek: Yargı çürümüştür. Bir savcı çıkıp, "Soruşturma yapmam engelleniyor" diye gazetecilere dert yanarken ardından başsavcı gazetecilerin karşısına çıkıp, "o savcı yalan yanlış şeyler söylüyor" diyebiliyor.Yargı emir veriyor kolluk dinlemiyor.Cemaatin savcısı hükümetin savcısı diye yargı ikiye bölünmüş durumda.Bu yargının da çürüdüğünün işareti.Üçüncü gerçek: Emniyet çürümüştür. İddialar doğruysa bir grup emniyet görevlisi savcının emrini yerine getirip soruşturmayı devam ettirmeye çalışırken diğer bir grup ise yüksek yerlere ulaşacağından dolayı bu soruşturmayı engellemek için elinden geleni yapıyor.Tıpkı yargıda olduğu gibi emniyette de cemaatin polisi hükümetin polisi diye bölünmüşlük hâkim durumda.Dördüncü gerçek: Cemaat çürümüştür.Biz bu cemaatin baştan ayağa çürük olduğunu zaten biliyor ve ifade ediyorduk. Ama bunu insanların görmesi zor oluyordu.Son beddua hadisesi ve normal bir cemaat ibadet ve kullukla uğraşırken bu Pensilvanya cemaatinin istihbarat ve şantaj kasetleriyle hemhal olması çürük kokuların en duyarsız burunların bile direğini kırmaya yetti de arttı. Namazla niyazla, kullukla ve ibadetle uzaktan yakından alakası olmadığı görülen bu çürümüş cemaatin CIA, Mossad ve bilimum karanlık örgütlerle istihbarat paylaşımı yaptığı da yaşanan son gelişmelerle tescillenmiş oldu.Beşinci gerçek: Prof. Dr. Haydar Baş haklı çıkmıştır.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 9 ay kadar önce Başbakan Erdoğan'ı uyarmış ve "Sonun Hüseyin bin Ali gibi olacak" demişti. Şerif Hüseyin uğruna Osmanlı'ya ihanet ettiği ve çok güvendiği İngilizlerden en büyük darbeyi almıştı.Başbakan Erdoğan da en güvendiği yerden darbe aldı. Besleyip, büyüttüğü, bizzat "Ne istediniz de vermedik" dediği cemaat, Başbakan Erdoğan'a en büyük darbeyi vurmuş oldu.Prof. Dr. Haydar Baş'ın "dostane" uyarılarını dikkate alsaydı Başbakan Erdoğan bugün altında inlediği ağır darbeyi belki de hiç almayacaktı.Bu gerçekler bağlamında milletimizin önünde ise şu iki seçenek var:Birinci seçenek: Bu çürümüşlüklerin peşinden koşmaya devam ederek, bataklığa daha da saplanacak.İkinci seçenek:Yahut da her yaptığı işle kendini ispat eden, ortaya koyduğu tüm tespitleriyle haklı çıkan, ülkenin problemlerine çözüm koyma noktasında eşi benzeri olmayan Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi'ni iktidar edecek.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023