30 Ağustos'ta kutladığımız Zafer Bayramı'nda ve askerliğe ilk adımlarını atan Mehmetçiklerin yemin törenlerinde tören alanlarında veya büyük kışlaların, karargâhların önünden geçerken, "Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye" yazılarını sizler de görmüşsünüzdür. Güçlü bir Türk ordusu, Türkiye Cumhuriyeti'nin güçlü olduğunun delillerinden biridir. Güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti devleti olmadan da güçlü bir Türk ordusu olamaz. Güçlü devletten bahsederken 'millî güç' kavramının bütün unsurlarını kastediyorum. Siyasi güç, askeri güç, ekonomik güç, demografik güç (nüfus veya insan gücü de denilebilir), coğrafi güç, bilimsel ve teknolojik güç, psiko-sosyal ve kültürel güç milli gücü oluşturan unsurlardır.
Yakın zamana kadar Türk Silahlı Kuvvetleri, yeryüzündeki en caydırıcı ve etkin ordulardan birisi idi. Böyle olduğu için de bilimsel ve teknolojik gücümüz yeterli olmadığı halde, ekonomik gücümüz istediğimiz seviyede olmadığı halde bu noktalardaki açıklarımız pek göze batmıyordu. Üzerimizdeki kirli hesaplar dönüp dolaşıp Türk ordusuna takılıp kalıyordu. Ordusunu etkisiz hale getirmeden Türkiye'nin güçsüz düşürülemeyeceği, bölünüp parçalanamayacağı anlaşılmıştı. Bu sebeple Türk ordusunu zayıflatmak lazımdı. Orduyu küçültmek, itibarsızlaştırmak, ordu-millet bütünlüğünü bozmak, savunma ihtiyaçlarını karşılayamayacak derecede büyük ekonomik krizler çıkarmak, komuta kademesinde gruplaşmalar ve ihtilaflar çıkarmak, ordu ile siyaset arasına fitneler sokmak gibi yakın zamanda yaşadığımız bütün acı tecrübelerin sebebi budur.
90'lı yıllarda yol üstünde bir mola yerinde bir arkadaşım, yabancı uyruklu bir tır şoförüyle çay içerken şoförün Yunan vatandaşı olduğunu öğreniyor. Bizimki asıl kimliğini gizleyip, kendini Türkiye'de yaşayan bir azınlık gruptan biriymiş gibi tanıtıyor. Yunan şoför gayet memnun, sohbet ilerledikçe bizim arkadaşa güveni de artıyor. Hele bizimkisi Türkiye Cumhuriyeti'nden dert yanmaya, şikâyet etmeye başlayınca iyice zokayı yutup başlıyor içindeki zehri kusmaya. Yok efendim şöyle olsa Türkiye boyunun ölçüsünü alır, filan devletler anlaşıp böyle yapsa Türkiye kuzu gibi olur… Lafın sonunda Yunan şoför diyor ki; "Mümkün olmadı, çünkü Türk ordusu var, Türk ordusu çok güçlü." Bu Yunan şoförün de onun gibi düşünen başkalarının da tek kaygısı Türk ordusu. Ordu olmasa veya zayıf olsa, demek ki bizi el birliği ile bir kaşık suda boğacaklar.
O yıllarda Türk ordusunun sadece kara gücü, bir milyona yakın mevcudu ile korku salıyor, halk ordusunu seviyor, güveniyordu. Kurtuluş Savaşı'nı kazanarak vatanı işgalden kurtarmış; canına, malına, namusuna saldıranları perişan etmiş Türk ordusu, Kıbrıs'ta soydaşlarını soykırımdan kurtarmış, 12 Eylül'de bir gecede ideolojik ayrılıklar nedeniyle dökülen kanı durdurup, anarşi ve terörün yerine asayişi, huzur ve güveni yeniden tesis etmiş, PKK bölücü terör örgütüne dünyayı dar etmiş, Kore ve Bosna başta olmak üzere, barış ve insanlık adına dünyanın dört bir yanında yerine getirdiği görevlerdeki tutum ve davranışlarıyla milletimizin güzel ahlakını ve asaletini öylesine güzel temsil etmiş ki, o yerlerdeki insanların güvenini, takdirini ve sevgisini kazanmakla kalmamış; hayran bırakmış.
Şimdi de Türk Silahlı Kuvvetleri fedakârca ve kahramanca verilen görevleri yapıyor. Çok katkı sağlayan tamamen yerli ve milli üretimimiz olan İHA ve SİHA gibi modern silahlara sahip. Belli bir süreyle kullanma şartıyla hibe edilmiş olan Amerikan silahlarının kamburlarından kurtulmuş. Başka daha pek çok kazanımlar da var.
Gelin görün ki bunlar Ege'de bize ait olan ada, adacık, kayalık statüsündeki 23 parça vatan toprağının Yunanistan tarafından işgalini engelleyememiş. Zorunlu askerlik hizmetinin 18 aydan 6 aya indirilmesi ile mevcut Mehmetçiklerinin üçte ikisinden vazgeçerek sayısal anlamda ordumuzun küçülmesi midir Yunan'a cesaret veren? Yoksa aynı anda Suriye, Irak, Libya, Afganistan ve diğer ülkelerde yürüttüğü askeri faaliyetlerin, yurt içinde sürdürdüğü terörle mücadelenin, Türkiye'nin altından kalkamayacağı kadar büyük boyutlarda olduğu yanılgısı mıdır? Türkiye'nin, parasıyla bile modern savaş uçağını tedarik edemez duruma gelmesi midir? Parasını verip aldığı S-400 hava savunma sistemlerini bir türlü aktif hale getirmemiş olması mıdır? Ya da Doğu Akdeniz ve Ege'de Yunanistan'ın arkasına aldığı AB ve ABD desteği midir? Bu ülkelerle yaptığı ortak tatbikatların verdiği güven midir? Ülkesinde mevcut olanlara ilave olarak Selanik'te yeni açılacak ABD üssü ve Türkiye sınırının hemen dibinde PYD-YPG işgal bölgesinde ABD'nin kurmakta olduğu askeri üs müdür? ABD'nin Türkiye'ye yönelik olarak uyguladığı düşman ülke yaptırımları veya ikide bir AB'de gündem edilen başka yaptırımlar mıdır? 28 Şubat sürecinde, malum kesim tarafından vurulan 'dinsiz ordu' damgasının etkisiyle, Türk halkının ordusuna güvenini, sevgisini yitirdiğini, ordunun halk desteğini kaybettiğini zannetmesi midir? FETÖ kumpasları ile Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine düzenlenen Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının tam silinemeyen izleri ve 15 Temmuz kalkışmasının doğurmaya çalıştığı habis algı mıdır?
Milli meselelerde gösterilecek zafiyet, başka zafiyetleri tetikler. İş bir tek Yunan ile de sınırlı kalmaz, başkalarının da iştahını kabartır.
Demek ki "ordunun küçülmesi lazım, ekonomiye çok büyük yük oluyor, zaten ardı ardına krizler yaşıyoruz, üstelik NATO varken bunca asker beslemek doğru mu" kabilinden yazılıp çizilenler, pek o kadar da kendiliğinden akıllara gelen düşünceler değilmiş. Stratejist, güvenlik uzmanı, araştırmacı, bilim adamı gibi etiketlerle makaleler kaleme alan, seminerler konferanslar veren, medyada boy gösteren, gazetelere sütunlarca yazı yazanların hepsi de masum ve iyi niyetli değilmiş. AB'ye gireceğiz diye, önü arkası iyice hesaplanmadan bir gecede çıkarılan kanunlarla yapılan düzenlemeler de pek hayrımıza değilmiş. AB, ABD ve NATO tavsiyeleri bizim faydamıza bir netice vermiyormuş.
- Kul, âşık, asker... / 18.04.2022
- ABD’nin ipiyle Çin kuyusuna inilmez - 2 / 03.11.2021
- ABD’nin ipiyle Çin kuyusuna inilmez - 1 / 02.11.2021
- Türklerin Müslüman oluşunda Ehl-i Beyt’in rolü ve önemi - 5 / 08.08.2021
- Türklerin Müslüman oluşunda Ehl-i Beyt’in rolü ve önemi - 4 / 07.08.2021
- Türklerin Müslüman oluşunda Ehl-i Beyt’in rolü ve önemi - 3 / 06.08.2021
- Türklerin Müslüman oluşunda Ehl-i Beyt’in rolü ve önemi (2) / 05.08.2021
- Türklerin Müslüman oluşunda Ehl-i Beyt’in rolü ve önemi - I / 04.08.2021
- Dini ve milli duygularla dolu bir haftanın ardından - II / 28.07.2021