Orta öğretim kurumlarında Osmanlı Türkçesi dersinin konması güzel ve faydalı bir gelişme. Zira bin yıldır edebiyatımızı, bilimimizi, dinimizi, kültürümüzü, tarihimizi hep Arap ve Fars harflerinden aldığımız harflere kodlanmış bir Türkçe ile yazdık. En uzun yazı dilimiz Arap ve Fars harfleri temelli Osmanlı Türkçesi dediğimiz Türkçedir. Aslında "Osmanlı Türkçesi" tabiri de eksik. Zira biz bu harf sistemini Osmanlıdan çok önce de kullanıyorduk. Ama en çok Osmanlı döneminde eser verildiği için bu tabir yaygınlaştı. Dolayısıyla atalarımızla, tarihimizle, kültür ve edebiyatımızla doğrudan doğruya irtibata geçmenin yolu, eskimez yazı dediğimiz bu yazı sistemini bilmemizden geçiyor. Türk milleti, tarihini, edebiyatını, kültürünü ne kadar iyi bilirse milliyet bilinci, ahenkli, uyumlu millet olma şuuru o kadar gelişir. Çocuklarımıza daha okullarda Osmanlı Türkçesi denilen; Türkçenin Arap Fars harf temelli yazı dili dönemini öğretirsek onların ufku açılacak, çok zengin bir edebiyat, bilim, kültür ve din bilgisi hazinesinin anahtarlarına sahip olacaklardır.Fakat duyduğumuza göre orta öğretim kurumlarında Osmanlı Türkçesini Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri okutacakmış. Bu, son devre yanlış bir karar. Hemen geri dönülmesi ve işin ehline verilmesi gerekiyor. Bu dersin öğretmeni, üniversitelerimizin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunlarıdır. Ben de bu bölümün hocasıyım. Biz 4 yıl boyunca öğrencilerimize Osmanlı Türkçesinin hem harf sistemini ve okunuşunu öğretiyoruz, hem bu yazı diliyle yazılmış şiir, roman, hikâye, tiyatro, tarih gibi değişik türlerde yazılmış metinleri edebiyat tahlili yöntemleriyle işliyoruz. Dolayısıyla Osmanlı Türkçesi demek, sadece harf meselesi değildir. İlahiyat Fakültesi öğrencileri Arapça öğreniyorlar. Osmanlı Türkçesi Arapça demek değildir. Osmanlı Türkçesi, Arap ve Fars harflerinden faydalanılarak oluşturulmuş, Türklerin kendi dillerini kodlamaya yarayacak ölçüde düzenledikleri bir yazı sistemidir. Yani Türkçe kelimelerin, tamlamaların, cümlelerin Arap ve Fars harfleriyle yazılmış şeklidir. Bu yazı sisteminde ayrıca Türkçe sesleri karşılamak üzere düzenlenmiş harf şekilleri ve işaretleri de vardır. Yani Arapçayı bilen biri Osmanlıcayı okuyamaz, okumaya çalışsa da anlamaz. Ayrıca Osmanlı Türkçesinde bol miktarda Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalar; hatta bu dillere ait ekler, dilbilgisi unsurları da vardır. Ayrıca Osmanlı Türkçesinde Türk edebiyatına özgü mazmunlar, kalıplar, göndermeler, mecazlar filan da vardır. Osmanlı Türkçesinin kültürel, tarihî ve edebî arka planı oldukça zengindir. Biz Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğrencilerimize Osmanlı Türkçesini sadece harf olarak değil; bundan fazla olarak bu yazı sistemine dökülmüş olan duygu, düşünce ve hayalleri, bilgi ve kültür birikimini hem bilgisel malzeme olarak, hem de teknik düzeyde edebî, sanatsal, estetik değerlerini öğretiyoruz. Bu sözünü ettiğim hususlar, yani teknik anlamda edebiyat eğitimi İlahiyat Fakültelerinde verilmez. Edebiyat başlı başına bir bilimdir. Vezinden, kafiyeden, edebî sanatlardan, nazım şekillerinden, olay anlatımına dayalı kurgusal metinlerin teknik özelliklerine kadar birçok şeyi bilmek gerekir. Bunları Türk Dili ve Edebiyatı Bölümlerinde biz öğretiyoruz. İlahiyat Fakültelerinde ise sadece Arap harfleri ve diğer dinî bilgiler öğretiliyor. Osmanlı Türkçesine dersine İlahiyat Fakültesi mezunu öğretmenlerin gireceği bilgisi doğruysa, Millî Eğitim Bakanının bu hatadan bir an önce dönmesini bekliyoruz. Yeterli sayıda Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olmadığı için mecburen din bilgisi öğretmenlerini bu derste istihdam ediyoruz diyemezler. Çünkü tayin bekleyen onbinlerce Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu öğrencimiz var. Bunların tamamı bir an önce atanmalı ve iş ehline verilmeli. Türk çocukları da işi ehlinden öğrenmeli, Türk eğitiminin kalitesi de yükselmeli. Din Bilgisi öğretmeni olan arkadaşlarımız da Türk çocuklarına "Allah katında tek hak din olan İslam"ı ve Türk?İslam ahlakını iyi öğretirlerse kendilerinden bekleneni yapmış olurlar. Onların işi zaten ağır. Ayrıca Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerinin işini de onlara yüklemeyelim.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015