Ankara Emniyet Müdürlüğünce "yasa dışı dinleme yapıldığı" iddiası yalanlandı.

15.05.2024 17:50:00
Anadolu Ajansı

Emniyet Genel Müdürlüğü, sosyal medyada ve bazı televizyon kanallarında yer alan Ankara İl Emniyet Müdürlüğünce "yasa dışı dinleme yapıldığı" iddialarının gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

Emniyet Genel Müdürlüğünün sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Sosyal medyada ve bazı televizyon kanallarında Ankara İl Emniyet Müdürlüğünce 'yasa dışı dinleme yapıldığı' ile ilgili çıkan haber ve iddialar asılsızdır ve kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır." denildi.

Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasıyla ilgili iddiaların ardından açığa alınan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Öner ve yardımcısı Şevket Demircan hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.

15.05.2024 16:09:00 / Güncelleme: 15.05.2024 17:54:23
Haber Merkezi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Öner ve yardımcısı Şevket Demircan görevlerinden uzaklaştırılmıştı.

Akşam saatlerinde savcılık talimatıyla Çelik, Öner ve Demircan'ın evlerine Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri gönderilmişti.

SAVCILIKTAN GÖZALTI KARARI

Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner ve Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan hakkında gözaltı kararı verildi.

Başsavcılıktan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Gizli tanık SS' nin ifadesinde geçen iddialarla ilgili Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görev yapan dört kamu görevlisi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızca gözaltı kararı verilmiş olup, gözaltı kararı icra edilmiştir, soruşturma işlemleri titizlikle yürütülmektedir.

MÜDÜRLER GÖZALTINDA

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, gizli tanık Serdar Sertçelik'in açıklamaları üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı 4 polisin gözaltına alındığını açıkladı.

"Gizli tanık SS' nin  ifadesinde geçen iddialarla ilgili Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadale Şube Müdürlüğü'nde görev yapan dört kamu görevlisi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızca gözaltı kararı verilmiş olup, gözaltı kararı icra edilmiştir, soruşturma işlemleri titizlikle yürütülmektedir."

Hasan Tahsin, Türk basın tarihinin ve milli mücadele döneminin en önemli figürlerinden biridir. İzmir'in işgaline karşı ilk kurşunu sıkan ve bu cesur eylemiyle ulusal direnişin fitilini ateşleyen bir gazeteci olarak tarihe geçmiştir

15.05.2024 13:53:00 / Güncelleme: 15.05.2024 13:55:28
Ahmet Haydar Tarhanlı

15 Mayıs 1919 tarihinde, İzmir'in işgaline sessiz kalmayan Hasan Tahsin, işgalci Yunan askerlerine karşı tek başına bir direniş göstermiş ve bu eylemiyle, işgal altındaki bir milletin özgürlük ve bağımsızlık arzusunun sembolü haline gelmiştir. O gün, Konak Meydanı'nda, elindeki silahla düşman askerlerine ateş ederek, milli mücadeledeki ilk kurşunu atmış ve ardından şehit düşmüştür.

Hasan Tahsin'in bu eylemi, sadece bir gazetecinin cesaretinin değil, aynı zamanda bir milletin kaderini değiştirecek olan büyük bir hareketin başlangıcı olmuştur. O, kalemiyle olduğu kadar, cesareti ve fedakarlığıyla da milletinin hafızasında derin izler bırakmıştır.

İzmir'in işgaline karşı verdiği bu ilk tepki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkarak Kurtuluş Savaşı'nı başlatmasına giden yolda önemli bir adım olmuştur. Hasan Tahsin, bu eylemiyle, İzmir'in ve Türkiye'nin kurtuluşunun sembol isimlerinden biri olarak anılmaktadır.

Bugün, Hasan Tahsin'in şehit edilişinin 105. yılında, onun cesareti, gazetecilik ruhu ve vatanseverliği, İzmir'de ve tüm Türkiye'de saygıyla anılmaktadır. Onun adı, İzmir'deki İlk Kurşun Anıtı'nda ve gazetecilerin kalbinde yaşamaya devam etmektedir.

Hasan Tahsin, sadece bir gazeteci değil, aynı zamanda bir kahraman ve ulusal bağımsızlık mücadelesinin ebedi bir sembolüdür. Onun mirası, gelecek nesillere cesaretin, özgürlüğün ve bağımsızlığın ne anlama geldiğini öğretmeye devam edecektir.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi davası hükümlüsü Osman Kavala'nın yaptığı yargılanmanın yenilenmesi talebini oybirliğiyle reddetti

15.05.2024 11:25:00 / Güncelleme: 15.05.2024 13:19:18
Anadolu Ajansı

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, "15 Temmuz darbe girişimi" ve "Gezi Parkı olayları"na ilişkin davanın hükümlüsü Osman Kavala'nın avukatının yaptığı "yargılanmanın yenilenmesi" talebini oy birliğiyle reddetti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, "Gezi Parkı olayları"na ilişkin davada aldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası onanan Osman Kavala'nın avukatı Hilal Zengin aracılığıyla 30 Nisan'da yaptığı "yargılanmanın yenilenmesi"ne ilişkin talebini değerlendirdi.

Mahkeme kararında, yargılanmanın yenilenmesindeki amacın gerçeğin araştırtılması, böylece toplumun ve sanığın menfaatinin korunması olduğunu belirtilerek, şöyle devam edildi:

"Yargılamanın yenilenmesi talebinde yeni kanıtlar öne sürülüp, önceki dosyada mevcut diğer belgelerle birlikte talep dilekçesi değerlendirildiğinde hükümlü lehine yeni bir durum oluşturmayacağı ve hükümlü hakkında verilen mahkememiz kararının Yargıtay incelemesi neticesinde onanmak suretiyle kesinleştiği, sanığın dilekçesinde belirttiği hususların kanun yolu aşamasında incelendiği ve CMK 311. maddesinde (yeniden yargılanmayı düzenleyen) bulunan koşuların oluşmadığı, yargılanmanın yenilenmesi sebeplerinin mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır."

Yeniden yargılanma talebinin reddine karar veren mahkeme, mütalaaya uygun olarak oy birliğiyle alınan kararın bir üst mahkemeye itiraz edilebileceğini bildirdi.

Kavala ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmıştı

"Gezi Parkı olayları" davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı olan tutuklu sanık Osman Kavala'yı, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmış, "siyasal veya askeri casusluk" suçundan ise beraatine hükmetmişti.

Davanın temyiz edildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (istinaf), yerel mahkemenin kararını hukuka uygun bulmuştu.

Dava dosyası daha sonra Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne gönderilmişti. Daire, 28 Eylül 2023'te verdiği kararda, Türk Ceza Kanunu'nun 312/1 maddesi gereğince, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan Kavala hakkındaki mahkumiyet hükmünü onamıştı.