Oyun bozan keşif

Gündemde kaybolmayalım, dostlar... Medyatik tuzaklara düşmeyelim. Enformatik oyunlara kurban gitmeyelim.Manşetler uçuşuyor: ABD, Patrik Bartho'yu resmen ekümenik ilan eyledi. Amerika, İstanbul'daki Papaz Bartho'yu "küresel statüye sahip bir dini lider" olduğunu deklare etti.Bu haberler, ABD'nin işgalci sicilini ve asıl "global vahşi" yüzünü görmezlikten gelenler için, ABD'yi ağabey kabul edenler için, Ertuğrul Özkök'ün nitelemesi ile "Müslüman rahip" kimlikli ve hocaefendi kılıklı olarak ABD çiftliğine sığınanlar için, ABD'nin stratejik ortağı olmaya devam edenler için belki "ayıktırıcı bir alamet" ve "uyarıcı bir haber" olabilir.Lakin, akl-ı selim olanlar için, artık böyle bir bilgiye, böyle bir habere ihtiyaç yok?ABD'yi tanımayan mı var!ABD'nin "ne olduğu" ve "ne yapmak istediği", az-buçuk aklı, imanı ve iz'anı olanlar için ayan beyan ortada.ABD'nin ne olduğunu anlamak için, her gün başımıza çuval geçirilmesi mi gerek?ABD'nin ne yapmak istediğini görmek için, Kuzey Irak'ta kurduğu Kürdistan gibi, doğu bölgemizde Büyük Ermenistan'ı da mı kurdurması gerek?ABD'nin ne yapmak istediğini görmek için, Kuzey Irak'ta kurduğu Kürdistan gibi, suriçi İsatanbul'da Vatikan benzeri ekümenik patriklik da mı kurdurması gerek?ABD'nin, ekümenik sevdalı Papaz Bartho ile kolkola olmasından, onu "küresel papaz" konumunda görmesinden daha doğal ne olabilir?Bunu, yıllardan beri sağır sultanlar bile duyuyor, âmâlar dahi görüyor. ABD'yi tanımayan mı var?Oyun, Müslüman kılıklı Amerikancıları keşif ile bozulurO halde asıl görülmesi gerekenler kimler biliyor musunuz; böylesi bir ABD ile ne pahasına olursa olsun "stratejik ortak" olanlar. Millet, bunları tanımalı.Asıl tanınması ve keşfedilmesi gerekenler kimler biliyor musunuz; "Müslüman rahip" kimliğinde ve Hocaefendi kılığında böylesi bir ABD'nin çiftliğine kapak atanlar, böylesi bir Bush'un ocağında Türk kahvesi fokurdatanlar, böylesi bir Papaz'la aynı safta, aynı sofrada, aynı iftarda, aynı amentüde buluşanlardır. Türk milleti bunları görmeli, bunların maskesini düşürmelidir.Bush'un vazifesi bushluktur, işgaldir, küresel terördür, sömürmektir. Papazın vazifesi de papazlıktır, ekümenik sevdalıktır? Müslüman kılığına bürünerek veya hocaefendi cüppesine sarınarak ABD veya papazların kollarına stratejik ortak veya hoşgörü havarisi diye sokulanların vazifesi ne, bunların yaptıkları nedir? Asıl cevap bulunması gereken can alıcı soru budur.ABD'yi veya papaz Bartho'yu keşfetme veya tanıma problemi yok? Onların her şeyi ortada. Türk Milleti, asıl onlarla "ortak" olmuş, onların ocağına kapak atmış, onlarla kolkola-omuz omuza vaziyette yol almaya devam eden "bizimkiler"i keşfettiği ve tanıdığı gün oyunu bozacaktır. Olmaz olmaz demeyin!Aksi halde her tarafı "kırmızı çizgi"lerimizle yaz-boz tahtasına dönmüş Kuzey Irak'ta yağdan kıl çeker gibi Kürdistan'ı kurduran irade, Hocaefendi'nin koluna takılı Fener papazını "Ekümenik Patrik" diye ilan da eder, İstanbul'u da "Vatikan gibi küresel dini liderin merkezi" haline getirir? Yine yağdan kıl çeker gibi.Olmaz olmaz, demeyin.Bu güne kadar "Olmaz olmaz!" denilenler, "Hepsi komplo teorileri, hadi canım sen de?" diye karşılananlar, yerli aymazlarımız sayesinde bir anda oluverdi. Kucağımızda Kürdistan doğuverdi. Başımıza çuval geçiverdi. Kıbrıs, avucumuzun içinden kaçıverdi. 30 bin kişinin katili teröristbaşı, idam sehpasından İmralı istirahatgâhına uçuverdi.Erdoğan ile Apo nasıl aynı söylemde buluşuyorlar?Laf Apo'ya gelmişken; ABD'nin ekümenik açıklaması ile Apo'nun lakırdılarını aynı kabilden görmek lazım gelir, diye düşünüyorum. Apo'nun dedikleri de çok önemli değil? 30 bin insanın katili diye hüküm giyen biri, idam sehpasından İmralı'ya uçtuktan sonra tabii ki her şeyi söyler. Ama, asıl dikkat edilmesi gereken tavır, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır'da veya Şemdinli'de Apo'nun bugüne kadar söylediklerinin benzerini tekrar etmesi veya Apo'yu sevindirecek türden beyanatlar vermesidir.İmralı ağası Apo, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 20-25 yıllık "terör meselemizi" Nisan ayında Diyarbakır'da "Mesele Kürt meselesidir, bu mesele benim meselemdir, devlet hata yapmıştır" şekline dönüştürüp konuştuğunun tıpatıp aynısını konuşuveriyor. İmralı ağası Apo ise "Erdoğan ile aynı kanaatteyiz, mesele Kürt meselesidir, alt kimlikler vardır, elbette tanınmalıdır; demokratik Cumhuriyet bunu icab ettirir" diyor.Diyarbakır ve Şemdinli'de "Mesele Kürt meselesidir, alt kimlikler tanınmalıdır" diye şaşan Erdoğan, herhalde bir yerlerden yeni öğrenmiş olacak ki "biraz ham" da olsa Yeni Zelanda'da "Kürt meselesi yoktur, terör ve bölücülük meselesi vardır. 30 tane alt kimlik var; alt kimlilerin ortak bağı dindir" açılaması yapıyor. Bu ne biçim politika, bu ne yaman çelişki!..Erdoğan'ın kendi içindeki çelişkisine mi yansın millet, yoksa Erdoğan ile idamlık katilin söylemlerinin "ortak tema"da ve "aynı kavramlar"da buluşma çelişkisine mi?Böylesi bir hükümet politikası, böylesi bir hükümet adamlığı, olsa olsa, Türkiye'nin kucağına Kürdistan gibi "global çocuklar" bırakır, "30 tane alt kimlik" bırakır, pek çok sürprizler bırakır.Dolayısıyla, ABD'nin, papaz Bartho'nun veya Apo'nun ne olduğunu görmek ve keşfetmek kadar; bizimkileri, yani bunların stratejik ortağı olanları, bunların koltuklarının altına veya çiftliklerine sığınanları, bunların söylemlerini tekrarlayıp duranları keşfetmek ve tanımak lazım? Türk Milleti, asıl bu "yerliler"i, asıl bu "bizimkiler"i tanıdığı gün oyun bozulacaktır.