logo
29 MART 2024

ÖZEL HABER: 5G - KAFALARDAKİ BÜYÜK KUŞKU

5G’nin koronavirüs salgınına yol açtığı şimdilik bir sosyal medya paylaşımı olsa da, yetkin araştırmalar yüksek frekanslarda çalışan bu yeni teknolojinin ciddi sağlık sorunlarının yanı sıra günlük yaşamı koronavirüsten beter felce uğratacak bir muhteva taşıdığını ortaya koyuyor.
08.04.2020 14:54:00
ÖZEL HABER: 5G - KAFALARDAKİ BÜYÜK KUŞKU
ÖZEL HABER: 5G - KAFALARDAKİ BÜYÜK KUŞKU
RECEP BAHAR / ÖZEL RAPOR
 
Dünya İngiltere'de kimliği henüz tespit edilemeyen bazı şahısların, Birmingham kentinde dikilen 5G baz istasyonu direklerine yönelik saldırısını yüksek sesle konuşuyor. Aslında bu saldırı son iki yıldır bilim çevrelerinde yüksek perdeden tartışılan "5G-sağlık" ilişkisinin yeniden masaya yatırılmasını sağladı. Bu ilişkiyi 'sağlık kıyameti' olarak adlandıran da var!
Şu ana kadar Çin'in yanı sıra az sayıda ülkede 5G baz istasyonu kuruldu. Bu ülkelerden biri koronavirüs salgının şiddetli şekilde etkilediği İtalya... Türkiye'de de faaliyet gösteren Vodafone, İtalya'nın önemli kentleri konumundaki Milano, Roma, Napoli ve Torino'ya çok sayıda 5G baz istasyonu yerleştirdi. Bu şehirlerden Milano koronavirüs salgınından ağır şekilde etkilenirken, Napoli için aynı şeyi söylemek mümkün değil. 
 
Vuhan'da da var
 
Çin'e gelince 5G pilot çalışmaları ülkenin en kalabalık kenti Şanghay'ın yanı sıra başkent Pekin, Nancing ve  koronavirüsün ilk defa görüldüğü Vuhan'da başladı. Diğer şehirler Vuhan gibi salgından ağır etkilenmedi. Salgının coştuğu şehirlerden biri olan İspanya'nın başkenti Madrid'de Vodafone Espana'nın Çin şirketi Huawei ile işbirliğine giderek, 5G çalışmasında epey mesafe aldığını da not edelim. Madrid, Avrupa'da 5G'nin ilk başladığı şehirlerden biri. Benzer şekilde 5G çalışmaları yine virüsün sarstığı Almanya'da da start aldı. 
ABD'de ise salgının merkezi New York'ta Verizone firması geçen yıl 26 Eylül'de 5G çalışmalarını başlatmıştı. Enteresandır salgının yoğun olduğu semtlerde 5G baz istasyonları var!
Buna karşılık koronavirüsün yoğun görüldüğü İstanbul, İran'ın Kum, Meşhed ve Tahran şehirlerinde tek bir 5G baz istasyonu bulunmuyor. Avrupa'da ise yine salgının yoğun etkilediği Belçika, 5G'nin yaydığı radyasyonu güvenli bulmadığı için söz konusu teknolojiye şimdilik geçit vermedi. 
 
 
Sağlığımızı nasıl etkiliyor?
 
 
Koronavirüsün 190'dan fazla ülkeye yayıldığı dikkate alındığında nispeten fiili olarak 6-7 aylık hikayesi olan 5G'nin doğrudan salgının müsebbibi olduğunu iddia etmek insafsızlık olur ancak salgının en ağır şekilde vurduğu şehirlerin çoğunda 5G olması da dikkatlerden kaçmıyor. Koronavirüs salgınından önce 5G'nin yol açabileceği başlıca sağlık sorunları arasında 'kanser' ilk sırada yer alıyordu. Bu yeni teknolojinin hücrenin operasyon merkezi DNA'nın yapısını bozduğu, erken yaşlanmaya yol açtığı dile getiriliyor. Lehte yayınlar olduğu gibi karşıt görüşte de yayınlar bulunuyor. 5G'nin yaydığı ionize olmayan radyasyonun etkileri araştırılmaya devam ediliyor. ABD'de Ulusal Toksikoloji Programı'nın (National Toxicology Program) yaygın atıfta bulunulan çalışmasına göre, radyofrekans radyasyonuna yüksek dozda maruz kalmanın erkek farelerde kanserli kalp tümörlerine, beyin tümörlerine vesaire yol açtığı tespit edildi. Ancak baz istasyonu yakıp yıkmaya götüren ana iddia ise "5G'nin bağışıklık sistemini" tarumar etmesi, virüsün yayılışını kolaylaştırıp hızlandırması şeklinde. İddianın ilk olarak Ocak ayı sonunda Facebook'ta ortaya çıktığı ancak Nisan ayının ilk haftasında yaygınlık kazandığı tespit edildi. Koronavirüs de bağışıklık sistemiyle alakalı bir sağlık sorunu. 5G baz istasyonları düşük güçlü olduklarından sağlıklı bir iletişim için sayılarının çok fazla olması gerekiyor. Bu ortalığın baz istasyonlarıyla dolması anlamına geliyor. RadiationHealthRisks.com'un çalışmasına göre, "1G, 2G, 3G ve 4G; 1 ile 5 gigahertz frekans kullanıyor. 5G'de kullanılan frekans ise 24 ile 90 gigahertz arasında. Elektromanyetik tayfta frekans ne kadar artarsa, yaşayan organizmalara zararı o kadar fazla olur." International Commission on Non-Ionizing Radiation Protection (Uluslararası İyonize Olmayan Radyasyon Koruma Komisyonu) ise bu görüşlere katılmıyor. 
 
Virüsten tehlikeli virüs
 
5G aslında hızlı internet anlamına geliyor. Sürücüsüz araç, insansız ya da uzaktan yönetilen fabrika, teletıp (hastaneye gitmeden tıbbi hizmet almak) bu sayede mümkün olacak. Ülkelerin elektrik santralleri ve içme suyu barajları tek bir komuta merkezinden yönetilebilecek. Hal böyle olunca gelecekte koronavirüsten beter gaileler insanlığı bekliyor. 
Örneğin hidroelektrik, doğal gaz, termik, nükleer, güneş ve rüzgar santrallerinin, kısaca bir ülkeye elektrik sağlayan sistemin tek bir merkezden ve uzaktan kontrol edildiğini düşünelim. Türkiye'de 31 Mart 2015'te yaşandığı gibi böyle bir merkeze yönelik siber saldırı, kısa sürede giderilemezse ülkede hayat felce uğrar. Fabrikalar, hastaneler, kısaca her şey vesaire durur. Benzer bir saldırı Ukrayna'da da yaşandı ve elektrikler uzun süre kesildi. ABD ve Rusya'nın 'gizli siber savaş gücü'nün bunu yapabilecek kapasitesi olduğu biliniyor. 
Elektrik olmadığı için su pompaları çalışmaz, musluktan su akmaz! Dahası su şebekesi de uzaktan yönetildiği için aynı sorun orada da yaşanabilir. Dünyanın birçok şehrinde su arıtma merkezleri dijitalleşti. Dev havuzlara ne kadar klor veya diğer kimyasalların atılacağını otomatikman algoritmalar saptıyor. İşte bu sisteme yönelik bir siber saldırı düzenlendiğinde, arıtmada kullanılan madde miktarları azaltıldığında ya da artırıldığında neler olmaz ki? Böyle bir durum 2016'da ABD'de yaşandı. Siber korsanlar, su akışına ve kullanılan kimyasal miktarına müdahale etti. Korsanlar, 2.5 milyon abonenin bilgilerini de çaldı. 
Çöp toplamadan sokak lambalarına kadar birçok hizmeti akıllı hale getiren Akıllı şehirler kavramı da, trafik kontrol sistemleri de siber saldırıya açık. 
 
 
Ya internet çökerse!
 
Bir de internet altyapısının komple çöktüğünü düşünün. Kendi açımızdan konuşursak bu gazeteyi çıkarmamız mümkün olmaz. Web sitemiz de çalışmayacaktır. Uçaklar şimdilerde olduğu gibi uçamayacaktır. Lojistik merkezleri çalışmayacağından süpermarket zincirlerine hatta mahalle bakkalına ürün sevkedilemeyecektir. Elektriğimiz, doğal gazımız hatta suyumuz kesilecektir. Bunlar koronavirüs salgınından çok daha büyük tehlike demek. İşte gerçek kırmızı alarm bu ve 5G teknolojisi bu riskin tam da göbeğinde yer alıyor. 
Oysa internetin, daha geniş anlamıyla dijitalleşmenin olmadığı dönemlerde bu hizmetler verilebiliyordu! Anlı şanlı 5G'nin ve dijitalleşmenin getirdiği bu tür riskler de var! Onun için devletimizin hatta devletlerin böylesi durumlarda temel hizmetlerin devamını sağlayacak bir B planı olmalı. 
Jeneratörlerle ne kadar devam edebilirsiniz ki? Koronavirüs günlerinde evimizden her türlü hizmeti alıyoruz. Elektriğimiz, suyumuz, doğal gazımız var; internet yavaşlasa da kesilmediği için işimizi evden yapabiliyoruz, siparişlerimizi cep telefonuyla marketi arayarak ya da mobil uygulamalarla online verebiliyoruz. Müzeleri online gezebiliyoruz... Teknolojiyle haşir neşir olan, mühendis kökenli bir gazeteci olarak Türkiye'nin dikkatini bu noktalara çekmek isterim. 
 
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'

Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı

Seçil Erzan tarafından Selçuk İnan'a verilen ve üzerinde Denizbank yetkilisinin imzası olduğu iddia edilen belge sahte çıktı!
29.03.2024 11:14:00
12 Punto
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Türkiye'de gündem yaratan olaylardan biri olan Denizbank'ın eski Levent Şube Müdürü Seçil Erzan'ın davasına yeni bir rapor girdi.

8 Mart'ta yapılan ve 13 saat süren son duruşmada bazı kararlar alındı. 24 Mayıs'a ertelenen duruşma için, müştekilerden Selçuk İnan'ın ifadesinin alınması için Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılmasına hükmeden heyet, Fatih Terim'in tanık olarak dinlenmesi talebinin daha sonra değerlendirilmesine hükmedildi.

Alınan kararlar arasında "Müşteki Selçuk İnan vekilinin talep ettiği belgelerde sanıklardan Asiye Öztürk'e ait imzalarının Sanık Asiye 'ye ait olup olmadığı hususunda ATK 'dan ek rapor alınmasına," dair kararda yer aldı.

ADLİ TIP KURUMU "İMZA SAHTE" DEDİ

12 Punto'dan Müslim Sarıyar'ın haberine göre, mahkemeye sunulan Seçil Erzan ve yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası yer aldığı iddia edilen ıslak imzalı antetli Denizbank yazısı Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Adli Tıp Kurumu belgede iddia edilen banka şube müdür yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası olduğu belirtilen imzayı inceledi. Yapılan incelemede sözde belgede atılan imzanın, Asiye Öztürk'ün imzası olmadığını belirtti.

BU RAPOR DAVA DOSYASINA GİRDİ

Hazırlanan raporda şöyle denildi:

"Fotokopi belgeler, bilgisayar ortamında hazırlanmış belgeler, faks çıktısı ve karbon suret belgelerde bazı tanı unsurları kayba uğrayabileceği gibi bu tür belgelerin sair usullerle elde edilebilme olasılığının da bulunduğu, ayrıca belgeye imza, yazı ya da artefakt gibi harici unsurlar eklenebileceğinden fotokopi belgeler üzerinde inceleme yapılması sakıncalı olup genel olarak belge asılları üzerinde inceleme yapılmasının gerekli olduğu, söz konusu belgelerin orijinal belgelerden elde edilmiş olduğunun kabulü halinde tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu belgelerdeki imzalar ile Asiye Öztürk'ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR."

Adli Tıp Kurumu tarafından mahkemeye gönderilen bu rapor dava dosyasına konuldu.

180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama

Mersin polisinin, bilinen alışveriş sitelerinin kopya linkini üreten, sahte hukuk bürolarından arama ve sazan sarmalı yöntemi ile dolandırıcılık yaparak 180 milyon lira haksız kazanç elde eden çeteyi çökertti, yakalanan şüphelilerden 20'si tutuklandı. 
29.03.2024 09:21:00 / Güncelleme: 29.03.2024 09:25:23
İhlas Haber Ajansı
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, çeşitli yöntemlerle dolandırıcılık yapan şüphelilere yönelik çalışma gerçekleştirildi.

Polisin planlı çalışmasında Facebook Market Palace ve bilinen sitelerin sahte linkini üretmek sureti ile bungalov ev, elektrikli ev aletleri ilanları veren, sahte hukuk bürosundan uzlaştırmacı olarak arayarak para talep eden ve internet sitelerinden araç almak isteyen kişileri sazan sarmalı yöntemi ile organize bir şekilde dolandıran şüphelileri belirledi. Şüphelilerin bu yöntemle 180 milyon TL haksız kazanç elde ettiklerini tespit eden polis 4 gün öne Mersin merkezli 4 ilde eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonda aralarında suç örgütü liderinin de bulunduğu 36 şüpheli yakalandı. Şahısların ev, iş yeri ve araçlarında yapılan aramalarda ise 70 adet cep telefonu, 4 adet ruhsatsız silah, 1 adet para atma makinesi, farklı şahıslara ait 62 adet banka kartı ile 120 bin TL para ele geçirildi.

Gözaltına alınan 36 şüphelinin emniyette ifadeleri tamamlandı, adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkartılan şüphelilerden 20'si tutuklandı, 10'u ev hapsi alırken, 6'sı ise adli kontrol şartı ile serbest kaldı.



Şüphelilerin paraları döviz ve altına çevirirken görüntüsü ortaya çıkmıştı

Polisin teknik takip çalışmasında şüphelilerin güven sağladıkları vatandaşlardan paraları aldıktan sonra döviz büroları ve sarraflara götürdükleri belirlenmişti. Nakit parayı altın ve dövize çevirdiği belirlenen şüphelilerin o anlara ait güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri de ortaya çıkmıştı.

Tutuklanan zanlıların ortaya çıkan görüntüsünde mağdurlardan dolandırıp nakit olarak getirdikleri yüklü miktardaki TL'yi altın ve dövize çevirdiği anlar yer almıştı.

Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

 
İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor.
28.03.2024 17:50:00 / Güncelleme: 28.03.2024 17:54:49
HASAN PARLAK
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler güruhu olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor. Nitekim Gazze'de soykırım yapan Yahudi askerleri, işgal ettikleri bölgede her türlü rezalete imza atıyor. Hatta rezaletlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geri durmuyor. Reuters ajansında yer alan görüntüler de Yahudi askerlerinin ne kadar 'insanlık sınıfı'nın dışında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim İsrail askerleri, Filistinlilerin evlerinde bulunan iç çamaşırlarıyla oynadıklarını gösteren fotoğraf ve videoları yayınlamaktan geri durmadı. Videolardan birinde Gazze'deki bir odada bir koltukta oturan İsrailli bir asker sırıtıyor, bir elinde silah, diğer elinde beyaz saten iç çamaşırını kanepede yatan bir yoldaşın açık ağzının üzerine sallıyor. Böylece Yahudi askerlerin insan olmadığını, başka tür bir mahluk olduğunu tüm dünyaya haykırıyorlar. 

Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu

Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında "Kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler' sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
28.03.2024 16:32:00
İhlas Haber Ajansı
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in bir mitingde 'Tayyip Bey çağırınca oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi" ifadelerini kullanması üzerine hakkında suç duyurusunda bulundu.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği Başkanı Cafer Akın, 'CHP Genel Başkanı Özgür Özel haddini aşan açıklamalarda bulunmuştur. Bunun üzerine Kahramankazan 15 Temmuz Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği olarak suç duyurusunda bulunacağız. CHP Genel Başkanı hadsiz Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişimine karşı koyan vatandaşlarımıza utanmadan, sıkılmadan 'zibidi' dedi. 'Tayyip Bey'in çağrısına oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi' ifadesini kullandı. CHP, Mustafa Kemal Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaya devam ediyor. Özgür Özel'i kınıyoruz. 15 Temmuz şehit ve gazilerine zibidi diyemezsin, haddini bil' diye konuştu.

'Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz'

Özel'den özür beklediklerini söyleyen Akın, 'Aziz Türk milleti evlatları, söz konusu vatan olduğunda canlarından geçerek darbecileri ve darbeciliğe alkış tutanları durdurmuşlardır. 15 Temmuz'da devletinin çağrısıyla milletle kol kola şehadete yürüyerek tanklara siper olan aziz şehitlerimizin aileleriyle birlikte şehitlere 'zibidi' deme hadsizliğini gösteren Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz. Her halükarda ülkeyi sizin kurtarmayacağınız kesin. Tankların arasından sıvışıp giderken, televizyon karşısında kahvenizi yudumlayarak izlediğiniz 15 Temmuz'da meydanlarda can veren, kan veren o 'zibidi' dediğiniz korkusuz kahramanlardan öğrenecek çok şeyiniz var. Asıl zibidi kim biliyor musunuz' O gece darbe oluyor diye alkış tutanlar, o gece kadeh kaldıranlar, o gece tankların arasından sıvışanlar, o geceden sonra darbecileri savunanlar, kahpe teröristlerle iş birliği içerisinde olanlar; millet siz siyasi malzeme yapın diye kurtarmadı bu vatanı. Ne Çanakkale'de kefensiz yatan atalarımız ne de 15 Temmuz'da karşı koyarken şehit olan yiğitlerimiz. Kahraman gazilerimiz, bu ülke için zerre faydası olmayanlar, ülke yönetimine talip olmaktan utanmıyorlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den şehit ailelerimiz ve gazilerimizden acilen özür dilemesini bekliyor ve şiddetle kınıyoruz' dedi.

'Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir'

Özel'in sözlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Avukat Burakhan Çınar ise, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz milleti için bir an olsun gözünü kırpmadan şehit olan ve yine bu uğurda gazi olanlara CHP Genel Başkanı'nın TV kanallarında da görüleceği üzere açık bir şekilde 'zibidi' şeklindeki hakaretini derin bir üzüntü ile hep beraber izledik, takip ettik. DEM Parti ile kent uzantısı neticesinde PKK'lı kişileri ilçe yönetimlerine sokan bir partinin genel başkanının her mitingde, hatta kendi partisinin genel başkanlık seçimlerinde dahi Selahattin Demirtaş'a, Osman Kavala'ya selam gönderirken, gazi veya şehit gibi kelimelerin nasıl bir maneviyat oluşturduğunu anlaması bizler tarafından beklenemez. Türk Ceza Kanunu'nun belirli maddelerini ihlal etmesi ve gazilerimiz ile şehit ailelerimiz üzerinde nasıl bir etki uyandırdığı kamuoyunun takdirindedir. Bu nedenle Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığımıza şikayetçi olmak için burada bulunuyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir. Bu nedenle de Özgür Özel'i kınıyoruz ve kendisinden şikayetçiyiz. Yüce Türk adaleti gereğini yapacaktır' ifadelerini kullandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.