ÖZEL MÜLAKAT: İstanbul gözden çıkarıldı
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk, Yeni Mesaj'a verdiği özel mülakatta, Türkiye'de koronavirüs ile mücadelede ciddi organizasyon eksikliği yaşandığına işaret ederek, "Zamanında tedbir alınamadığından İstanbul enfekte oldu, sonra da Anadolu'yu enfekte etti, oraya yaydı. İstanbul bu noktada gözden çıkarıldı" dedi.
13.04.2020 05:00:00





RECEP BAHAR / ÖZEL MÜLAKAT
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk, Yeni Mesaj'a verdiği özel mülakatta, koronavirüs sürecinin sağlık çalışanlarına etkisini anlattı. İstanbul'da binden fazla sağlık çalışanının enfekte olduğunu dile getiren Öztürk, "Bu veri bizim sahadaki arkadaşlardan aldığımız rakam. Bizler bu bağlamda minimum sayıyı paylaşıyoruz. Gerçek rakamlar İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nün elinde bulunuyor" dedi.
Virüs şüphesiyle yatanlar sayılmıyor
Türkiye'de koronavirüs vaka sayısının 11 Nisan itibariyle 52 bini aştığına işaret eden Öztürk, bu sayının fiili durumu yansıtmadığına işaret ederek, şu tespitlerde bulundu: "Bu rakam, test yapılıp pozitif çıkanları gösteriyor. Oysa koronavirüs bulgularıyla hastaneye gelip, koronavirüs şüphesiyle tedavi altına alınanlar var. Bunlardan test yapılanların sonuçları 4 gün sonra çıkıyor. Dolayısıyla Sağlık Bakanlığı'nın test yapılmayan ya da sonucu çıkmayan fakat koronavirüs tedavisi gören hastaların sayısını da açıklaması gerekiyor. Bunların dosyasına COVID 19 yazmıyor." Bu durumun vefatlara da yansıdığını dile getiren Öztürk, şöyle konuştu: "Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) iki farklı kodu var: Testi pozitif çıkanlar da, şüpheli olanlar da COVID 19 olarak kodlanıyor. Çünkü ortada bir salgın var."
Organizasyon sorunlu
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk, ilk zamanlarda sağlık çalışanlarının ihtiyaç duyduğu ancak ciddi eksikliği hissedilen maske, eldiven, önlük, terlik gibi ekipman gereksiniminin önemli ölçüde giderildiğine işaret ederek, "Burada ciddi organizasyon eksikliği göze çarpıyor. Mesela İl Sağlık Müdürlüğü'nün elinde 3 aylık stok olabilir, Malzemeler depoda da olabilir. Ancak önemli olan personelin ihtiyacı halinde bu ekipmanı sağlayabilmektir. İşte burada yer yer sorunlar göze çarpıyor" şeklinde konuştu.
Doğru iş doğru zamanda yapılmalı
Salgına müdahalede en önemli vektörün 'hız vektörü' olduğunu hatırlatan Öztürk, "Ne demek bu? Doğru işi doğru zamanda yapmalı. Hastanelerde salgın öncesinde bir şey yapılmadı. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu rehber hazırladı. Çok güzel ancak gerisi yok! Dolayısıyla önlem alınmadı, hazırlık yapılmadı. Biz ise 10 Mart öncesinde İstanbul Tabipler Odası olarak bazı açıklamalarda bulunduk" dedi. Türkiye'nin ilk aşamada soğukkanlı hareket ettiğini kaydeden Dr. Öztürk, Bilim Kurulu'nun oluşturulmasının, ilaç stoku yapılamasının ve okulların zamanında tatil edilmesinin önemli ve doğru adımlar olduğunu kaydetti. Öztürk, "Ancak Sağlık Bakanlığı, bu hastalığın bu kadar hızlı yayılabileceğini kestiremedi" dedi.
Tedbirler 3 hafta geriden geliyor
Türkiye'de alınan tedbirlerin 3 hafta geriden geldiğine işaret eden Dr. Öztürk, "Zamanında tedbir alınamadığından İstanbul enfekte oldu, sonra da Anadolu'yu enfekte etti, oraya yaydı. İstanbul'dan tahminlerimize göre 3 milyon insan gitti. İstanbul bu noktada gözden çıkarıldı. Bu süreçte 'klinik şikayeti olmayan hastaneye gitmesin' dendi. Kamuoyunun baskısıyla test sayısı arttı. Test konusunda daha hızlı adımlar atılabilirdi. Üniversite hastaneleri ilk aşamada devreye sokulabilirdi" ifadelerini kullandı.
İstanbul'da durum ciddi
İstanbul'da açık alanda iki hastane yapılmasının megakentte durumun ne kadar vahim olduğunu ortaya koyduğunu savunan Dr. Öztürk, şunları söyledi: "Atatürk Havalimanı'na metro gidiyor. Burada olabilirdi. Orada otel de var, o kullanılabilirdi. Direkt havalimanı terminalini kullanmak zor olabilir. Bu binayı hastaneye dönüştürmek için harcanacak zaman ve parayla yeni bir hastane yapılabilir. Zira hastanede her odada lavaboya, genel mekanlarda laboratuvara vesaire ihtiyaç var. Kolay değil. Yenikapı, deprem açısından riskli. Orası dolgu... İkitelli Şehir Hastanesi'nin açılmasını önerdik, 20 Nisan'da açılacak. Ancak hastanenin binasının açılması tek başına yeterli olmuyor. Personel önemli. Orada ilk aşamada sistemi oturtmak karmaşık olabilir. Bu noktada sıkıntı yaşanabilir."
Her doktor tedavi edebilir
Anadolu'da İstanbul'a sağlık çalışanları naklinin sorulması üzerine de Dr. Öztürk, şunları söyledi: "Hastanelerde norma hizmetler azaltıldığı için ciddi kadro oluştu. Hastada ilk değerlendirmeyi göğüs, KBB yahut enfeksiyon hastalıkları uzmanları yapıyor. Ön safta onlar var. Ondan sonraki aşamada her doktor tedavide rol alabilir. Hepimiz tıp fakültelerinde okuduk. Zaten 3-5 ilaç kullanılıyor. İlaç tedarikinde sıkıntı bulunmuyor."
Sadi Konuk, mahalle hastanesi gibi
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk, hasta insanları diğer insanlardan ayırmak gerektiğine işaret ederek, "Burada şöyle bir durum yaşanıyor: Hasta normalde göz muayenesi için geliyor ancak muayene eden hekim enfekte oluyor! Hastane ortamları da enfeksiyon için müsait... Tamam maske, gözlük, önlük, terlik var. Lakin sağlık çalışanlarının dinlenme anında önlem zinciri kırılıyor. Doktorlar ve diğer sağlık çalışanları bazen aynı odada yatıyor. Örneğin İstanbul Bakırköy'deki Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi, pandemi hastanesi ancak mahalle hastanesinden farksız" şeklinde konuştu.
İstanbul Valiliği bizi çağırmıyor
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk, İstanbul Valiliği'nin öncülüğünde kurulan İl Pandemi Kurulu'nda bulunmadıklarını dile getirerek, "İBB'nin oluşturduğu Bilim Kurulu'nda varız. İl Pandemi Kurulu'nda olmamak bizde bir eksiklik yaratmaz. Ancak bu noktada merkezi yönetim, belediyeleri işin içine sokmak istemiyor" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.