Özgüven, insanın kendine olan inancına ve inandığı değerler etrafında yaptığı mücadeleye denir. Her halükarda ümitsiz olmayıp "iman varsa imkân da vardır" anlayışından hareketle dini ve milli meselelerde teslimiyetçi bir anlayışta olmamaktır.Örneklendirecek olur isek, Hz. Musa (a.s)'nın kavminin Maide suresi 23 ve 51. ayetlerinde kıssası anlatılan Firavun'dan kurtulduktan sonra yaptıkları nankörlük ve Allah'ın peygamberini dinlememeleri veya "Musa orada güçlü bir kavim var, sen Rabbinle git savaş biz sonra geliriz'' demeleri yüzünden lanete uğramaları ve sonunda helak olmaları bizlere bir ibrettir.Efendimizin (s.a.a) Mekke'den Medine'ye hicretinde, O'nu öldürmek isteyen müşrikler her kabileden adamlar seçerek plan uyguladıklarında ise özgüvenin ve emre itaatin doruk noktasında olan Hz. Ali (a.s.) hiç korkmadan ve tereddüt etmeden Efendimizin yatağına yatmış, müşrikleri beklemekten çekinmemiştir. Yine Hayber'in fethinde de Hz. Ali Efendimiz özgüven ve kahramanlığını sergilemiş bizlere örnek olmuşlardır.Günümüzde ise farklı yollarla özgüven ya da teslimiyetçi anlayış sürmektedir. İnsanımızla değişik platformlarda görüştüğümüzde bâtılıların gücünden, onların izni olmadan bir şey yapamayacağımızdan, onlardan olmaz isek bize zarar verebileceklerinden bahsedildiğini maalesef müşahede etmekteyiz. Irak'taki işgali ele alacak olur isek, Irak halkı teslimiyetçiliklerinin kurbanı olup ülkelerini işgal ettirmiş ve bâtıla boyun eğmişlerdir. Biz de Türkiye olarak batıl güçlere lojistik destekler verip Müslüman ülkenin işgal edilmesine yardım etmiş ve bu yapılanlara göz yummuşuzdur. Hemen ardından Libya'da da aynı senaryo gerçekleşti. Ve Suriye? Bu gelişen olaylar Müslümanın özgüvenli olup olmama mücadelesidir. Müslümanların kendi kaynaklarını sömüren emperyalist zihniyete karşı olan ve bu bilinçle donatılmış kadrosu ile Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in şahsında Türk Milleti sınav vermektedir. Her zaman ve zeminde anlatılan Milli Ekonomi Modeli, dünyanın ve dolayısı ile insanlığın kurtuluşu olduğu ilim adamları ile anlatılıp ispat edilmiştir. Birçok ülkede uygulanıyor olan model, gerek yazılı ve görsel basın, gerekse kökleri dışarıda olan kurum ve kuruluşların çalışmalarıyla halkımızdan gizlenmek isteniyor. Türk halkı eğer bu gerçeğe ve halkın refahını sağlayacak bu modele kulak vermezse, sadece dünyada çekilecek sıkıntı ile kalmayıp, ahirette de büyük vebale girmiş olacaktır. İmam Gazali Hazretlerinin, "Zavallı insanoğlu fakirlikten korktuğu kadar cehennemden de korksaydı ikisinden de kurtulurdu'' hatırlatması çok manidardır.Eğer halkımız kendilerinden olan sese kulak vermezse, "Kişi sevdiğiyle beraberdir'' hadis-i şerifi gereği kendilerinden olmayanlarla ahirette beraber olacaklardır. Cesareti, feraseti ve ilmi ile Hz. Ali'nin dolayısı ile Ehl-i Beyt'in yolundan giden çok muhterem Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in yanında olmanın, dünyamızı ve ahiretimizi kurtaracak tek yol olduğunu hatırlatarak halkımızı özgüvene davet ediyorum.
Hasgül Talay / diğer yazıları
- Tıkıldık kaldık / 26.01.2021
- Yüzleşme zamanı / 05.06.2020
- Ramazan-ı Şerif’in bereketi / 21.05.2020
- Gönül dünyası / 03.05.2020
- Yeni yıl ve beklentiler / 02.01.2020
- Emine Bulut / 27.08.2019
- Milli servetimiz ve ormanlarımız / 24.08.2019
- Bayram izlenimlerim / 19.06.2018
- Şekerim çıkıyor / 28.02.2018
- Dost-düşman kavramı / 15.02.2018
- Yüzleşme zamanı / 05.06.2020
- Ramazan-ı Şerif’in bereketi / 21.05.2020
- Gönül dünyası / 03.05.2020
- Yeni yıl ve beklentiler / 02.01.2020
- Emine Bulut / 27.08.2019
- Milli servetimiz ve ormanlarımız / 24.08.2019
- Bayram izlenimlerim / 19.06.2018
- Şekerim çıkıyor / 28.02.2018
- Dost-düşman kavramı / 15.02.2018