-Anlamadım, istediğiniz gazete mi, dergi mi, kitap mı? Yeni mi çıktı? Yeni çıktı ise, bize gelmedi.
-Sattığınız gazeteleri öyle ayaküstü de olsa okuma fırsatınız, göz atma imkanınız oluyor mu?
-Ben çok okurum, iki arada bir derede fırsat bulur manşetleri bir güzel tararım, sonra da gün boyunca köşe yazılarından okumaya çalışırım. Hocam, istersen beni imtihan edebilirsin. Hangi gazetede kimler yazı yazıyorsa, aşağı-yukarı söyleyebilirim.
-Fehmi Koru hangi gazetede yazıyor?
-Yeni Şafak'ta.
-Peki ünlü bir şairimiz var, bazı şiirleri de bestelenmiş, radyolardan dinliyoruz...
-Anladım, Abdurrahim Karakoç'u diyeceksin, o da Vakit'te yazıyor.
-Peki sana zor bir soru! İsmi senin benim ismimize benzemeyen, dedelerimizin ismine de benzemeyen birini soracağım; Etyen Mahcupyan hangi gazetede yazıyor?
-Ben zannettim ki gerçekten zor soracaksın, onu bilmeyecek ne var, Zaman gazetesinde yazıyor.
-Peki, madem ki çok okurum diyorsun, söyle bakalım; birinci sayfasında en çok papaz, haham, haç gibi resimler yayınlayan gazete hangisi?
-O da Zaman. Bu dediğin şeyler beni son derece rahatsız ediyor. Zaman sayesinde, Fener Rum Patriğini, bizim çocuklar, müftümüzden, vaizimizden, hatta mahalle imamımızdan daha iyi tanıyor.
Bu gazete son zamanlarda çok değişti. Son zamanlarda dediğim, ben diyeyim sekiz, sen de on senedir bir kilise-papaz muhabbetidir gidiyor. Ben de anlayamadım. Bu gazetenin, Fethullah Gülen ile ilgisini, irtibatını biliyoruz. Fethullah Gülen niye böyle şeylere müsaade eder, anlamak zor. Biz kalktık, anamızdan-babamızdan, mahalledeki camimizin hocasından şunları öğrendik; Allah bir, Resul hak. Son din İslam, son kitap Kur'an, son peygamber de ahir zaman peygamberi Hz. Muhammed aleyhisselam. Bin dört yüz şu kadar yıldır bu hakikatler böyle. Şimdi kalkıp, bu saatten sonra, kiliseyi, papazı, haç işaretini, Yahudi yıldızını bu milletin gözüne sokarcasına sayfalarda, ekranlarda sergilemenin anlamı nedir bilemem?
-Sen, Gülen'in Papa'ya yazdığı ve bizzat eliyle götürüp takdim ettiği mektubu da okumuşsundur.
-O zamanlar, altı-yedi sene evvel Zaman'da ve Aksiyon dergisinde okumuştum, ama muhtevasını unuttum. Fakat şu ayaküstü kısa sohbetten anladım ki, o mektubu çıkarıp bir daha, satır satır, paragraf paragraf okumak lazım. Çünkü, dediğim gibi bu Zaman'a son zamanlarda bir haller oldu, milletimize ve milletin dertlerine sırt çevirmiş bir hâl aldı.
-O mektubun bir yerinde Fethullah Gülen, "Papalık Konseyi misyonunun bir parçası olmak için" Papa'nın huzurunda olduğunu yazıyor. Dolayısıyla siz de, Zaman adı ile Papalık Konseyi misyonunun parçasını satıyorsunuz. Demek ki sizde varmış ve yeni de çıkmamış. Bu, misyonun parçası olma meselesini de bir zahmet sen araştıracaksın artık.
-Sattığınız gazeteleri öyle ayaküstü de olsa okuma fırsatınız, göz atma imkanınız oluyor mu?
-Ben çok okurum, iki arada bir derede fırsat bulur manşetleri bir güzel tararım, sonra da gün boyunca köşe yazılarından okumaya çalışırım. Hocam, istersen beni imtihan edebilirsin. Hangi gazetede kimler yazı yazıyorsa, aşağı-yukarı söyleyebilirim.
-Fehmi Koru hangi gazetede yazıyor?
-Yeni Şafak'ta.
-Peki ünlü bir şairimiz var, bazı şiirleri de bestelenmiş, radyolardan dinliyoruz...
-Anladım, Abdurrahim Karakoç'u diyeceksin, o da Vakit'te yazıyor.
-Peki sana zor bir soru! İsmi senin benim ismimize benzemeyen, dedelerimizin ismine de benzemeyen birini soracağım; Etyen Mahcupyan hangi gazetede yazıyor?
-Ben zannettim ki gerçekten zor soracaksın, onu bilmeyecek ne var, Zaman gazetesinde yazıyor.
-Peki, madem ki çok okurum diyorsun, söyle bakalım; birinci sayfasında en çok papaz, haham, haç gibi resimler yayınlayan gazete hangisi?
-O da Zaman. Bu dediğin şeyler beni son derece rahatsız ediyor. Zaman sayesinde, Fener Rum Patriğini, bizim çocuklar, müftümüzden, vaizimizden, hatta mahalle imamımızdan daha iyi tanıyor.
Bu gazete son zamanlarda çok değişti. Son zamanlarda dediğim, ben diyeyim sekiz, sen de on senedir bir kilise-papaz muhabbetidir gidiyor. Ben de anlayamadım. Bu gazetenin, Fethullah Gülen ile ilgisini, irtibatını biliyoruz. Fethullah Gülen niye böyle şeylere müsaade eder, anlamak zor. Biz kalktık, anamızdan-babamızdan, mahalledeki camimizin hocasından şunları öğrendik; Allah bir, Resul hak. Son din İslam, son kitap Kur'an, son peygamber de ahir zaman peygamberi Hz. Muhammed aleyhisselam. Bin dört yüz şu kadar yıldır bu hakikatler böyle. Şimdi kalkıp, bu saatten sonra, kiliseyi, papazı, haç işaretini, Yahudi yıldızını bu milletin gözüne sokarcasına sayfalarda, ekranlarda sergilemenin anlamı nedir bilemem?
-Sen, Gülen'in Papa'ya yazdığı ve bizzat eliyle götürüp takdim ettiği mektubu da okumuşsundur.
-O zamanlar, altı-yedi sene evvel Zaman'da ve Aksiyon dergisinde okumuştum, ama muhtevasını unuttum. Fakat şu ayaküstü kısa sohbetten anladım ki, o mektubu çıkarıp bir daha, satır satır, paragraf paragraf okumak lazım. Çünkü, dediğim gibi bu Zaman'a son zamanlarda bir haller oldu, milletimize ve milletin dertlerine sırt çevirmiş bir hâl aldı.
-O mektubun bir yerinde Fethullah Gülen, "Papalık Konseyi misyonunun bir parçası olmak için" Papa'nın huzurunda olduğunu yazıyor. Dolayısıyla siz de, Zaman adı ile Papalık Konseyi misyonunun parçasını satıyorsunuz. Demek ki sizde varmış ve yeni de çıkmamış. Bu, misyonun parçası olma meselesini de bir zahmet sen araştıracaksın artık.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Görmeyen gözler işitmeyen kulaklar ve ürpermeyen kalpler / 18.07.2025
- İmtiyazlı zümre doymak bilmiyor / 17.07.2025
- Hacım! Hayırlı olsun yeni yol arkadaşlarınız da!.. / 16.07.2025
- ‘Her kışın sonunda bir bahar olur’ / 15.07.2025
- Gül vekilim gül / 12.07.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- İmtiyazlı zümre doymak bilmiyor / 17.07.2025
- Hacım! Hayırlı olsun yeni yol arkadaşlarınız da!.. / 16.07.2025
- ‘Her kışın sonunda bir bahar olur’ / 15.07.2025
- Gül vekilim gül / 12.07.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025