Para dediğin nedir ki?
07.01.2019 00:00:00
Para, hayatı yaşarken ihtiyaçlarımızı, beğendiğimiz metaları elde edebilmek için kullandığımız bir takas aracıdır. Para için ne kadar yorulur uğraşırız! Neredeyse bir kuruşu için kırk takla atarız.
Paranın, biz insanlar için önemi büyüktür. Şarkının dediği gibi varlığı bir dert, yokluğu bin derttir, gerçekte de paranın yokluğunda çok dert var mı? Bu parayı icat edenler paradan ne anladılar da, başımızı bu kadar derde soktular!
Aslında parayı icat eden Lidyalılar, M.Ö. 7. yüzyılda altın ve gümüş paraları ticarette bir takas aracı olarak görüyorlardı. Lidyalıların o zamanki ticaret coğrafyalarında para bir takas aracı idi.
Bu arada Babil ve Mısır medeniyetleri gibi uzun zaman dünya sahnesinde kalabilmiş büyük medeniyetler, Lidyalıların tam tersine hiç para kullanmamışlardı. İnsanlar yeme içme ölçüsüne göre takasla hem maaşlarını alıyor hem de diğer ihtiyaçlarını takas usulüne göre karşılayabiliyorlardı.
Şimdi bu devirde takas usulüne göre ticaret yapıldığını bir düşünsenize! Veya altından, diğer değerli madenlerden müteşekkil paralarla şu anki dünya ticaretinin yapıldığını bir hayal etsenize ne kadar ilginç olurdu, değil mi? Bilmem kaç bin gros tonluk gemi yükü petrol için, bilmem kaç bin gros ton gemi dolusu su veya başka bir ürünün takas edildiğini!
Gerçekten de, dünya ticaretini çevirecek miktarda, değerli madenler toprak altından çıkartılmış mıdır? Dünya ticaretindeki, alış verişi çevirecek değerli maden var mıdır?
Bu problemleri ta milattan önce 118 yılında gören Çinliler, o tarihte deri para icat etmişler. Yine Çinliler bu deri paranın ağırlığından kurtulmak için bu sefer de milattan sonra 806 yılında, kâğıt parayı icat ederek ticarette işleri kolaylaştırmaya çalışmışlardı.
Çinliler bu icatlarının tadını tatlı tatlı çıkartırken, Amerikalılar 1690 yılında Devletler Birliğini kurabilmek için kalpazanca kâğıt para icadını kullanmaya başlamış.
Devlet kurmak için yapılan kalpazanlığı, kırmızı urbalıları vasıtasıyla görüp anlayan İngiltere'de, kâğıt parayı dünya ticaretinde sömürü aracı olarak kullanmak istedi. Tabi ki bu kadar da basit olmadı Sterlin'in, Pound'un dünya ticaretini sömürmesi.
Portekizli bir kadının, 1662'de (Portekiz Kralı 4. John'un kızı Catherine) İngiliz sarayına gelin gelmesiyle İngilizler çayla tanışmış oldular. Sonrasında çaya o kadar tutkun hale geldiler ki, bir anda ellerinde ne kadar altınları gümüşleri varsa, çay için Çinlilere vermek zorunda kaldılar.
İngilizlerin ellerindeki altın ve gümüş paralarının bitmesi neticesinde, çayın ödemesi için Çinlilere kâğıt parayı vermeye çalışmalarına, Çinliler yanaşmamış. Hem niye kabul etsinler ki kâğıt paranın mucidi Çinliler.
İngilizler de Çinlilere, siz bizi, çaya müptela ettiğiniz gibi, biz de sizi afyona müptela ederiz demişler ve sonrasında afyon ticaretini başlatarak yaklaşık kırk milyon Çinliyi uyuşturucu bağımlısı yapmışlar. Çin Hükümeti'nin bu ticareti yasaklamaya çalışması neticesinde de tarihte bilinen afyon savaşları (1839- 1842), (1856-1860) çıkmıştı.
Aslında ana sebep çayı satan Çin'in, karşılığında altın ve gümüş para isteyip icat ettiği kâğıt parayı kabul etmemesi idi. İngiltere'nin ise bu çaya bu kadar altın gümüş para vermeye gerek yok diyerek, değeri olmayan kâğıt parayı sömürü ticaretinin merkezine oturtmak istemesi idi.
İngilizler, değerli madenleri sömürebilmek, insanları köleleştirebilmek için kullandıkları silahların ve araçların arasına kâğıt parayı sokmayı başardılar. Çinlilerle yapıp kazandıkları bu savaşlar neticesinde İngilizler, Hong Kong başta olmak üzere, birçok bölgeyi işgal edip, Çin'in bütün limanlarında ticari imtiyazlar elde ettiler.
Günümüzde de Amerikan dolarının değerini korumak için yapılan savaşlara ne kadar da benziyor değil mi?
Ne dersiniz, kâğıt paradan kurdukları, sömürü işgal ve kapitalist düzensizliklerini, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli ile son verip, parayı insanca, özgürce yaşamanın aracı olarak emeğin karşılığı yapmaya?
Karar sizin!
Ali Nezir / diğer yazıları
- Kâmil kul, kâmil mü’min / 19.04.2024
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
