Said-i Nursi'yi tanımaya devam edelim.Said Nursi, Kurtuluş Savaşı yıllarında, ilk başlarda açıktan daha sonra, Kurtuluş Savaşı'nın Mustafa Kemal ve arkadaşları yani Türk milleti lehine sonuçlanma ihtimalini sezdiği andan itibaren de gizliden işgal güçlerine destek vermiştir. Bu destek, özellikle Papaz Frew tarafından Said Molla'ya kurdurulan İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin işbirlikçisi Teali İslam ve Kürt Teali Cemiyetleri'ndeki aktif ve etkin üyeliği şeklinde tezahür ettiği gibi, Mustafa Kemal ve arkadaşlarını tıpkı İskilipli gibi "hain" ilan etme şeklinde de kendini göstermiştir.Somut bir örnek teşkil etmesi bakımından, Said Nursi'nin Kurtuluş Savaşı yıllarında Türk milletine adeta kan ağlatan, İslam aleminin en büyük düşmanları durumundaki İngiltere Başbakanı Lloyd George, Amerikan Başkanı Wilson ve Anadolu'yu bizzat işgal eden Yunanistan'ın lider Venizelos ile ilgili şu sözlerini aktaralım:"Din-i İslamı Hıristiyan dinine kıyas edip Avrupa gibi dine lakayıd olmak pek büyük bir hatadır. Evvela: Avrupa dinine sahiptir. Başta Wilson, Lloyd George, Venizolos gibi Avrupa büyükleri, papaz gibi dinlerinde mutaassıp olmaları şahiddir ki, Avrupa dinine sahiptir?" (Mektubat, Yeni Asya Neşriyat, s.312.)Türkiye topraklarını işgalin öncülüğünü yapan bu isimlerle ilgili Said Nursi'nin bu övgü dolu sözlerinin arka planında ona biçilen misyon yatmaktadır. Said Nursi'nin misyonu, tam da Mustafa Kemal'in tanımladığı İngilizlerin İslam siyasetini işaret etmektedir. Yani İslam'ı İslam adı altında bir yapı ile yok etmek, İslam'ı İslam'la yok etmek!Bugünlerin popüler tabiriyle ifade etmeye çalışırsak, ortada "paralel bir din" "paralel bir İslam" tehlikesi vardır. Ve bugün Başbakanın "Paralel devlet" diye tanımlayarak aslında asıl misyonu setrettiği bu yapının gerçek misyonu "paralel İslam"dır. Halef-selef ilişkisi bağlamında hem Said Nursi'nin hem de F. Gülen'in aynı misyonu devam ettirdiklerine ise şüphe yoktur.Önce Said Nursi'ye kulak verelim:"Ahir zamanda İsevilerin dindarları ehl-i Kuran'la ittifak edip müşterek düşmanları olan zendekaya (zındıklara) karşı dayanacakları gibi, şu zamanda ehl-i diyanet (dine bağlı) ve ehl-i hakikat (hakikata bağlı) değil, yalnız din daşı, meslektaşı, kardeşi olanlarla samimi ittifak etmek, belki Hıristiyanların hakiki dindar ruhanileri (din önderleri) ile dahi medarı ihtilaf (anlaşmazlık nedenleri) noktaları muvakkaten medarı münakaşa (geçici tartışma nedenleri) ve niza (kavga) etmeyerek düşmanları olan mütecaviz dinsizlere karşı ittifaka muhtaçtırlar."(Lem'alar, s.151.)Şimdi de Said Nursi'nin halefi F. Gülen'e kulak verelim:"İslam'da ve Katolik Hıristiyanlık'ta esas olan inanç hükümlerinden başka, her iki dindeki ahlaki esaslar da denilebilir ki aynıdır. Teferruat (ayrıntı) olan tali (yan) meseleleri bir tarafa bırakalım." (www.fgulen.org)Buradan da anlaşılacağı üzere Başbakan Erdoğan, F. Gülen'e bu hususta büyük haksızlık yapmaktadır. Çünkü Erdoğan'ın iddiasının aksine F. Gülen, selefi Said Nursi'nin izinden zerre sapmadan gitmektedir.Bugün Gülen'in ABD'nin kanatları altında yaşamasını ve özellikle ABD'nin Müslüman Irak'ı işgali sürecinde ve Mavi Marmara konusunda yaptığı "otorite" açıklamalarını eleştirenlerin unutmaması gereken husus, Gülen kendine biçilen misyonu devam ettiriyor. Tıpkı şu sözlerin sahibi selefi Said Nursi gibi:"Küre?i Arz'ın şimdiki en büyük devleti Amerika'nın bütün kuvvetiyle din hakikatlerine taraftar çıkması ve İslamiyetle Asya ve Afrika'nın saadet ve sükunet ve müsamaha bulacağına (barış bulacağına) karar vermesi ve yeni doğan İslam devletlerini okşaması ve teşvik etmesi ve onlarla ittifaka çalışması, kırk beş sene evvel olan müddeayı ispat ediyor, kuvvetli şahit olur." (Tarihçe? Hayat , 88, Arabi Hutba?i Şamiye Eserini tercümesi / Birinci Kelime / Haşiye, İçtima?i Reçeteler II/101.)
Emre Polat / diğer yazıları
- Çok özledim / 24.02.2021
- Trump’tan “dost” olmaz / 09.10.2019
- CHP’nin gafletini not ediyoruz / 02.10.2019
- Müteahhit devlet! / 30.09.2019
- Enkaz altında kaldılar / 28.09.2019
- IMF’ye koşa koşa giden muhalefet / 25.09.2019
- Hoş Geldin Atatürk / 22.11.2017
- Haydar Baş paniği ve Lozanda gizli madde yalanı / 26.04.2015
- Devletin vicdanı, kamunun vicdanını rahatlattı-2 / 30.04.2014
- Devletin vicdanı, kamunun vicdanını rahatlattı / 29.04.2014
- Trump’tan “dost” olmaz / 09.10.2019
- CHP’nin gafletini not ediyoruz / 02.10.2019
- Müteahhit devlet! / 30.09.2019
- Enkaz altında kaldılar / 28.09.2019
- IMF’ye koşa koşa giden muhalefet / 25.09.2019
- Hoş Geldin Atatürk / 22.11.2017
- Haydar Baş paniği ve Lozanda gizli madde yalanı / 26.04.2015
- Devletin vicdanı, kamunun vicdanını rahatlattı-2 / 30.04.2014
- Devletin vicdanı, kamunun vicdanını rahatlattı / 29.04.2014