Bugün emekli olacak Paşalardan Deniz Kuvvetleri Komutanı Alpkaya da diğer meslektaşları gibi giderayak sert konuştu.
Alpkaya, veda konuşmasında "Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü ve Cumhuriyetimizin laik ve demokratik yapısını tehdit eden iç ve dış kaynaklı bölücü ve köktendinci faaliyetler maalesef Cumhuriyet'in 80. yılında da varlıklarını devam ettirmektedirler" dedi.
Kendisi gibi emekliliği gelen meslektaşlarının uzun cümlelelerle, çelişkili mantıkla ortaya koyduğunu kısa ve net olarak özetliyor Alpkaya Paşa.
Dün ve bugün özetleyip aktarmaya çalıştığım Paşalarımızın konuşmaları daha çok hayıflanma, korku ve özellikle siyasî iradeye dönük suçlama kokuyor.
Emekliliğe iki üç gün kala yapılan bu sert konuşmaları Genelkurmay Başkanı Özkök dahi tasvip etmedi.
Türkiye'nin geldiği noktada sorumsuz konuşmalar yerine çokça tefekküre, çözüme dönük kollektif aklı seferber etmeye ihtiyacımız var.
Cumhuriyetimizin 80. yılında sivil-asker, aydın-vatandaş hep birlikte başımızı iki elimizle tutup düşünmemiz gereken şeyler var.
Ben Paşa olsaydım iyi niyetle, içtenlikle, açıklıkla düşünmeye davet ederdim.
Ne oldu bize?
Şehitlerimizin kanıyla kurulan Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti neden milletini insan hakları, adalet, refah ve güvenlik noktasında tatmin edemedi de devletine küstürdü? Neden Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençliğimiz ithal ideolojiler uğruna birbiriyle boğuşmaya mahkûm edildi?
Neden Çanakkale'de tek bir beden ve ruha dönüşen milletimiz bölünme eşiğine geldi? Neden ekonomide bağımsızlığı bir ülkü olarak belirleyen Atatürk'ün yolunda gidilmedi de IMF'nin uluslararası tefecilerin kucağına düşüldü? Neden milli ordumuz, milli güçlü savunma altyapısına kavuşturulmadı da 4 milyonluk İsrail savunma sanayiine mahkûm olduk?
Neden 80 yıl önce dağılan tüm imparatorluklar yeniden güçlü konuma gelirken Osmanlı İmparatorluğu'nun varisi Türkiye Cumhuriyeti Anadolu coğrafyasında dahi tutunamaz hale getirildi?
Ve dünyanın 4. büyük ordusu Peşmergelerle eşit muameleye nasıl tutulabildi?
Koca Mehmetçiğimiz Süleymaniye'de nasıl çuvala sokuldu?
İmam Hatip, başörtüsü meseleleriyle meşgul edilip insanı ile didiştirildiği için asıl dış tehdidi göremediği için mi acaba adiye düşünürdüm.
Bence komutanlarımız başta olmak üzere milletin önünde olan insanlar bu çuvalla yüzleşmeli!
Cumhuriyetimizin 80. yılında niçin çuvalladığımız sorusuna verilecek cevap çuval sırrında gizli.
Bu sırrı çözen Gordion düğümünü çözen İskender'in kılıcı gibi Türkyie'nin meselelerini çözer.
Milletimiz böyle babayiğitleri bekliyor.
Müjdeli işaretleri almıyor da değil.
Alpkaya, veda konuşmasında "Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü ve Cumhuriyetimizin laik ve demokratik yapısını tehdit eden iç ve dış kaynaklı bölücü ve köktendinci faaliyetler maalesef Cumhuriyet'in 80. yılında da varlıklarını devam ettirmektedirler" dedi.
Kendisi gibi emekliliği gelen meslektaşlarının uzun cümlelelerle, çelişkili mantıkla ortaya koyduğunu kısa ve net olarak özetliyor Alpkaya Paşa.
Dün ve bugün özetleyip aktarmaya çalıştığım Paşalarımızın konuşmaları daha çok hayıflanma, korku ve özellikle siyasî iradeye dönük suçlama kokuyor.
Emekliliğe iki üç gün kala yapılan bu sert konuşmaları Genelkurmay Başkanı Özkök dahi tasvip etmedi.
Türkiye'nin geldiği noktada sorumsuz konuşmalar yerine çokça tefekküre, çözüme dönük kollektif aklı seferber etmeye ihtiyacımız var.
Cumhuriyetimizin 80. yılında sivil-asker, aydın-vatandaş hep birlikte başımızı iki elimizle tutup düşünmemiz gereken şeyler var.
Ben Paşa olsaydım iyi niyetle, içtenlikle, açıklıkla düşünmeye davet ederdim.
Ne oldu bize?
Şehitlerimizin kanıyla kurulan Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti neden milletini insan hakları, adalet, refah ve güvenlik noktasında tatmin edemedi de devletine küstürdü? Neden Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençliğimiz ithal ideolojiler uğruna birbiriyle boğuşmaya mahkûm edildi?
Neden Çanakkale'de tek bir beden ve ruha dönüşen milletimiz bölünme eşiğine geldi? Neden ekonomide bağımsızlığı bir ülkü olarak belirleyen Atatürk'ün yolunda gidilmedi de IMF'nin uluslararası tefecilerin kucağına düşüldü? Neden milli ordumuz, milli güçlü savunma altyapısına kavuşturulmadı da 4 milyonluk İsrail savunma sanayiine mahkûm olduk?
Neden 80 yıl önce dağılan tüm imparatorluklar yeniden güçlü konuma gelirken Osmanlı İmparatorluğu'nun varisi Türkiye Cumhuriyeti Anadolu coğrafyasında dahi tutunamaz hale getirildi?
Ve dünyanın 4. büyük ordusu Peşmergelerle eşit muameleye nasıl tutulabildi?
Koca Mehmetçiğimiz Süleymaniye'de nasıl çuvala sokuldu?
İmam Hatip, başörtüsü meseleleriyle meşgul edilip insanı ile didiştirildiği için asıl dış tehdidi göremediği için mi acaba adiye düşünürdüm.
Bence komutanlarımız başta olmak üzere milletin önünde olan insanlar bu çuvalla yüzleşmeli!
Cumhuriyetimizin 80. yılında niçin çuvalladığımız sorusuna verilecek cevap çuval sırrında gizli.
Bu sırrı çözen Gordion düğümünü çözen İskender'in kılıcı gibi Türkyie'nin meselelerini çözer.
Milletimiz böyle babayiğitleri bekliyor.
Müjdeli işaretleri almıyor da değil.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014