Son günlerde sosyal medyada dolaşan bir video var. Belki de görmüşsünüzdür.
Videoda bir pazarcı ucuz salatalık sattığı için pazarın dernek yetkilisi tarafından azarlanıyor. Ayrıntı gibi görülebilen bu video aslında çok önemli.
Çünkü dünya genelinde çoğu ülkede uygulanan, ülkemizde ise en vahşi şekliyle uygulanan serbest piyasa denen sömürü düzeninin küçük bir özeti bu video.
Pazarcıların tartışması Diyarbakır'da geçiyor.
Videoda pazarcı esnafı, 2 lira maliyeti olan salatalığı 4 liraya sattığını ve elde ettiği kazancın kendisine yettiğini söylüyor. '2 liraya alıp 8 liraya satıp fırsatçı olmayacağım' diyor.
Videoda pazarın dernek başkanı ise salatalığı 8 liradan satması gerektiğini söylediği pazarcıya, 'Ucuzsa ucuz, pahalıysa pahalı. Burada piyasaya uymak zorundasın. Ucuza satıp ortalığı karıştırma. Sen pazarı düşünmeden satış mı yapacaksın?" diyor.
Bu tartışma serbest piyasa denilen melanet sistemin olağan bir sonucudur.
Serbest piyasa, ekonomik faaliyetlerin tam rekabet şartları içinde serbestçe yapılabildiği, ekonomik sorunların çözümünün devletin ekonomiye müdahalesiyle değil, fiyat mekanizması aracılığı ile 'kendiliğinden' gerçekleştirildiği ekonomiye deniyor.
Ülkemizde ise devlet müdahale edemiyor, ancak bir pazarcı derneği bile fiyatları aracılar lehine en vahşi bir şekilde belirleyebiliyor.
Bir pazarcıya kendisine yeten bir kazançla salatalık satmasına dahi izin vermeyen bu çarpık sistem yüzünden bugün vatandaşlar dünyanın en çok zam görmüş sebzesini, meyvesini satın almak zorunda kalmaktadır.
Mesela herhangi bir üretici köyünde yetiştirdiği ürününü getirip şehirde satamaz.
Neden?
Çünkü kurallara göre o ürünün önce hale girmesi gerekiyor.
Böyle olunca da iktidarından muhalefetine herkesin eleştirdiği aracılar devreye girmektedir.
Bu yüzden Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) verilerine göre
Nisan ayında dalında 2 lira olan elma markette 11 liraya, 3.2 lira olan salatalık 16.10 liraya, 3.80 lira olan kabak 14.20 liraya, 3.10 lira olan karnabahar 11.60 liraya satıldı.
Bu sorun sadece sebze-meyvede değil, diğer pek çok üründe de yaşanıyor.
Hükümet ise çözüm bulamıyor.
Neden? Çünkü serbest piyasa hükümetin de elini kolunu bağlıyor.
'Vazgeçsin serbest piyasadan' diyenler olabilir.
Ancak Londra ve Washington'da borç para arayan bir iktidarın ve iktidar olduğunda aynı şeyleri yapacak bir muhalefetin yapabileceği bir şey değil bu.
Çünkü nasıl ki pazarda ucuz satmayı engelleyen üreticiye de tüketiciye de zarar veren ve aracıları kazandıran bir 'piyasa' var, siyasette de mevcut düzenin dışına çıkılmasını engelleyen bir 'piyasa' var…
Bu siyasi piyasaya göre davrananlar muhalefette de olsalar, farklı farklı söylemlerle aynı piyasanın değirmenine su taşırlar. Bundan dolayıdır ki iktidarlar değişse de piyasadaki bu denge hiç değişmez/değişmedi.
Ülkemizde pazardaki çarpık piyasaya isyan eden mert pazarcılar olduğu gibi siyasetteki çarpık piyasaya isyan eden Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) var.
Prof. Dr. Haydar Baş Hocam, Milli Ekonomi Modeli'ni yazarak hem pazardaki hem de siyasetteki bu çarpık piyasalara en büyük çomağı soktu.
Gerçek şu ki, Bağımsız Türkiye Partisi'nin ekonomi programını oluşturan Milli Ekonomi Modeli'nin formülleri uygulanmadan ne üretici kazanabilecek, ne de tüketici ekonomik fiyata istediğini satın alabilecek…
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023