Pencere

İnsanın Allah'ı hatırlayabilmesi, anabilmesi kadar güzel olan, insanın içine huzur veren, sonsuzluk duygusunu yaşatan daha ne vardır?
Sonsuzluk bizim zaman zaman aşina olmayı başarabildiğimiz bir duygudur ve sonsuzluğu hissedebilmek bu dünyada yaşarken bile içimize coşku ve sevinç verebilen, doldurabilen bir güzelliktir.
Sonsuzluk… İnsan söylerken bile etkilenebiliyor, uçsuz bucaksız ve ancak ölümden sonra, bu dünyada sevgi ile yaşamayı, affetmeyi, kusurları örtmeyi, iyilikler yapmayı, Allah'ı çok anmayı başarabilen ve Allah'ın sonsuz rahmetine kavuşan insanlar için ne güzel bir mükafattır.
Sonsuzluk, ebediyet, umut içinde olan insanlar için ne güzel bir hediyedir. Mümin olan umut eder, bir gün gerçekten rahmetlere gark olup Cennet ve Cemalullah ile müşerref olmayı;" Her kim Allah'a ve O'nun peygamberine itaat ederse, Allah onları içlerinde sonsuza dek oturmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. İşte büyük kurtuluş budur." (Nisa suresi, 13. ayet) Kur'an-ı Kerim'in her ayetinin mü'miniyiz çok şükür. Sonsuzluk vardır, matematikte bile var ve bir gün Allah'ın rahmetine kavuştuğumuzda o alem bütün güzellikleri ile bizleri kuşatmaya özlem duyuyor olabilir şimdiden.
Ömrümüzün kaçıncı günü, kaçıncı saati, kaçıncı nefesi olduğunu bilmiyoruz, ancak bildiğimiz bir hakikat var;" Her nefs ölümü tadacaktır." Eğer işin sonunda sonsuzluğa adım atmak varsa ölüm sen ne hoşsun dedirtebilir bizlere…
Bilmiyorum sizlere bir pencere açabildik mi? Belki sizin sonsuzluk pencereniz çoktan açıktı, siz de sonsuzluğu özlüyordunuz. Ara sıra pencereden bakıp dünya aleminin hüzünlerini unutuyordunuz. İşte bizler de böyle bir hissiyatın içindeydik ve böyle bir pencere açtığı için Rabbimize hamd etmekteydik.