Yolsuzluk ve rüşvetle suçlanan AKP'li 4 eski bakan Yüce Divan'a gitmekten Soruşturma Komisyonu'ndan AKP'li üyelerin oylarıyla kurtuldular.Şimdi söz TBMM Genel Kurulu'nda.Komisyonun Meclis'e sunacağı rapor en geç 29 Ocak'ta Genel Kurul'da nihai Yüce Divan oylaması yapılacak. Gizli oylama sonucu AKP'li eski bakanların Yüce Divan'a sevk edilebilmesi, en az 276 milletvekilinin bu yönde oy kullanması ile mümkün olacak. Bunun için en az 52 AKP milletvekilinin muhalefet ile birlikte hareket etmesi gerekiyor.Meclis Genel Kurulu'ndan AKP'li eski bakanların Yüce Divan'a gönderilmesi yönünde bir karar çıkması imkânsız değil ama çok zor. 700 bin TL'lik kol saatleriyle, içi para dolu ayakkabı ve çikolata kutularıyla, yatak odalarındaki para sayma makineleriyle ve sıfırlama tapeleriyle isimleri anılan AKP'li eski bakanların Genel Kurul'daki oylamada da Yüce Divan'a gitmekten kurtulmaları bize şu iki şeyi gösterecek:1- Türkiye'de siyasetin ne kadar kirlendiğini. Artık kendi kendini temizlemekten bile aciz olduğunu gösteriyor.2- Bu aklanma operasyonunu hazmederse milletin de ölçüyü iyice kaybettiğini gösterecek.Aklanma operasyonuna imza atan siyasilere basın mensupları 'vicdanınız rahat mı' diye sordular. Aldıkları cevap hep 'evet rahat' oldu.Neden rahat olmasın ki, çünkü geriye bir vicdan kırıntısı bile kalmamış. Bu kirlenmiş siyasetin içinde kendisi de kirlenmiş politikacıların ilk kaybettikleri şey vicdanları oluyor. Böyle politikacıların bu raddeden sonra çıkarları için istismar etmeyecekleri değer ve işlemeyecekleri cürüm kalmıyor.Son günlerdeki moda deyimle dananın kuyruğu asıl Haziran'daki seçimlerde kopacak. 949 TL asgari ücrete talim eden millet, bu 700 bin TL'lik saatleri, içi para dolu ayakkabı kutularını, yatak odalarındaki para sayma makinelerini rahatça hazmederse milletin elinde ne dana ne de dananın kuyruğu kalacak. Bu vahim durumda olan her şeyden ve her taraftan pis kokuların geldiği Türkiye'de ülkenin hem milli bütünlüğüne hem de dini bütünlüğüne yaptığı çalışmalarla sahip çıkan tek bir lider ve tek bir kadro var. Bunlar Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarıdır.Bu lider ve kadro yaptığı çalışmalarla hiçbir karşılık beklemeden hem dini bütünlüğümüze hem de milli bütünlüğümüze her türlü baskıya rağmen sahip çıkmaktadır.İçine düştüğü badirelerden bir türlü kurtulamayan Türkiye'nin gerçek sigortası, imza attığı çalışmalarla bunu ispatlayan Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarıdır. Bu kirli siyasetin panzehiri de Prof. Dr. Haydar baş ve kadrosudur. Kimsenin "daha iyisi yok, mecburen bunlara oy veriyoruz" demeye hakkı yok, çünkü milletimizin önünde Prof. Dr. Haydar Baş kadrosuyla birlikte güneş gibi parıldamaktadır. Milletimiz ya bu Bağımsız Türkiye güneşini takip edecek ya da Haziran'daki seçimde 'sürünmeye devam' diyecek.Karar hepimizin?
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023