Bir milletin, birkaç kuşağının adeta genleri ile oynamışsınız, dirençleriyle oynamış ve sıfırlamışsınız. Önceleri ağladığı şeylere güler, güldüğü şeylere ağlar hale getirmişsiniz. "Sizi yükselteceğim", diyerek ellerinden tuttuğunuz, evlerinden aldığınız, kimi zaman evlerini de aldığınız genç nesillerin tabanlarını, tavanlara yapıştırmışsınız; onların feryadlarını dinleyip pişmiş kelle gibi sırıtıyorsunuz...Kimi ebeveynlerin yürekleri yanıyor, ciğerleri kanıyor, içleri kan ağlıyor. Ciğer parelerinin tavanda asılı hallerini görüp sizin ağlarınızdan kurtarmaya koşuyorlar. Fakat siz, binbir çeşit laf cambazlığı ile, çocukların başaşağı asılıyor görünmelerinin bir göz yanılgısı olduğunu, şimdiki zamanların, zamane anlayışının ölçülerine göre yükselmenin ve ileri gitmenin böyle olduğunu anlatıp duruyorsunuz. Hem hava boşluğunda, hem de inanç boşluğunda, göz yaşları içinde figan eden o gençlerin aslında şarkılar, türküler söylediğini, gözyaşlarının da sevinçten kaynaklandığını milyonlara yutturmaya çalışıyor ve de tüm dişlerinizi göstere göstere sırıtıyorsunuz!..Sizin öncülüğünüzde ve uluslararası para babalarının profesyonel tefecilerin desteğiyle, gezegenimizin dört bir yanında devasa buhar kazanlarının kurulduğunun, bu kazanlarda, genç dimağların inançlarının, kültürlerinin, örf ve geleneklerinin buharlaştırıldığını söyleyenlere, bir bir ispat edenlere karşı da sadece ve sadece pişkin pişkin sırıtıyorsunuz.Dünyanın kaymağını yiyen, yetimin yoksulun alınteri ve el emeği ile semiren, palazlanan tefeci kuruluşları ile dirsek temaslarınızı, hatta sarmaş dolaş vaziyetlerinizi de yine sırıtarak izah edip "hizmet uğruna" diyerek geçiştiriyorsunuz. "Bu uluslararası sermaye çevreleri, kendi emellerinin, kendi çıkarlarının dışında çalışmalara, gelişmelere, hizmetlere destek verir mi? Kendi çarklarına hizmet etmeyen hizmetleri destekler mi?" sorularını da yine sırıtarak geçiştiriyorsunuz.Dünyanın dört bir yanında da dev kazanlarda, insanî değerler, İslamî değerler, Tevhidî ilkeler ve ölçüler, modern yöntemlerle buharlaştırılıyor, sonra damıtılıyor, kalan iskeletlerden yepyeni bir insan türü oluşturuluyor. Bu yeni insan tipi, bu yeni insan türü, anlayış, algılayış ve temsil kabiliyeti itibariyle, tam da kurulmak istenen sömürge imparatorluğunun, taşı-tuğlası, demiri, çimentosu, çarkının dişlileri mesabesinde bir insan türü...Biliyorum, sizler; ütüden buharlaşma aşamasından geçmiş olanları, şu an bu yazıyı okurken de, bitirdikten sonra da pişmiş kelle gibi sırıtacaksınız!Sırıtın bakalım! Gün gelecek, sırıtmanız da maske olmaktan çıkacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025