Nereden başlasam, ne yazsam bilemiyorum.
Açılım- saçılım rezaleti kapsamında 21 Mart günü Diyarbakır'da tanık olduğumuz manzarayı yazacağım ama bir türlü konuya giremiyorum.
40 bin kişinin katili terörist başından bir halk kahramanı çıkarılmasını mı yazsam,
fiilen ilan edilen Kürdistan'ı mı yazsam,
Türkiye Cumhuriyeti başbakanının Öcalan ile aynı cümleleri kurmasını mı yazsam...
Neyse bir yerden başlayalım.
***
21 Mart 2013 tarihini unutmayın.
Baharın başlangıcı sayılan 21 Mart Türkiye'de yeni bir sürecin de başlangıcı oldu.
O süreç açıkça ifade edelim bölünme süreci.
ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında İslam coğrafyasında başlatılan ve adına Arap baharı denilen süreç şimdi farklı bir versiyonla Türkiye'de.
İşte bu da bizim PKK baharımız!
Hayırlara vesile olsun, eş başkanlara selam olsun.
***
Terörist başıyla uzun süredir devam eden müzakereler sonucunda anlaşmaya varıldı.
Bazıları bu anlaşmayı " ver özerkliği, al başkanlığı" şeklinde özetliyor ki hiç de haksız sayılmazlar.
Evet...Hükümetimiz Türkiye'yi federatif bir yapıya götürecek yeni anayasa ve başkanlık sistemini BDP ile birlikte hayata geçirmeye kararlı görünüyor.
***
Terörist başının hasretle, özlemle beklenen mesajı Diyarbakır'da okundu. PKKlı teröristlerden silah bırakıp Türkiye'den çıkmalarını isteyen APO "Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakmak değil daha farklı bir mücadeleyi başlatmaktır" diyor.
İşin sırrı da zaten bu cümlede.
Bölücü örgüt yeni bir mücadele dönemi başlatıyor. 30 yıldır batı desteğiyle sürdürdükleri silahlı mücadeleden istediklerini alan örgüt artık Güneydoğu'yu Türkiye'den koparmak için siyasi mücadele dönemine giriyor.
***
Olayın özeti budur. Yandaş medyanın çizdiği pembe tablolar sizi aldatmasın.
Terörist başının mesajında dikkatimi çeken bir husus da Öcalan'ın Erdoğanla hemen hemen aynı cümleleri kullanmasıydı.
İşte size bir örnek.
Başbakan Erdoğan (9 Mart 2013- Siirt) "Yapılacak tek iş var. Silahlarınızı, ayaklarınızın altına alacaksınız. Siyasetinizi parlamentoda yapacaksınız. Fikriniz varsa fikrinizi dile getireceksiniz, düşünceniz varsa düşüncenizi dile getireceksiniz. İşte bunu yaptığınız anda muhatap bulursunuz''
Terörist başı Öcalan (21 Mart 2013- Diyarbakır) "Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyasi sürece kapı açılıyor. Artık silahlar sussun fikirler konuşsun noktasına geldik."
Ben fark göremiyorum, ya siz?
Zaten Erdoğan bu durumu kendisi de itiraf ediyor. Hollanda'da yaptığı açıklamada "Buradaki mesajlar zaten bizim aylardır, yıllardır söylediğimiz şeylerdir" diyor.
Ne güzel değil mi!
Öcalanla aynı frekansta bir başbakanımız var.
***
Her önemli gelişmede ne hikmet ise genellikle yurt dışında olan Erdoğan bu sefer de Hollanda'daydı.
Terörist başının açıklamasını orada değerlendirdi, "olumlu buluyorum" dedi.
Bir de hepimizi gülmekten yere yatıran Türk bayrağı çıkışını yaptı.
Şöyle söyledi; "Diyarbakır'da yapılan böyle bir çözüm süreci mitinginde orada Türk bayraklarının olması gerekirdi. Türk bayrağının orada olmayışı, aslında hala bu süreci olumsuz etkilemek gayreti içerisinde olanların, bana göre, bir provokatif yaklaşımıdır"
Güler misin ağlar mısın!
Başbakanımız PKK şovunda Türk bayrağı arıyor. Miting alanı terör örgütü bayrakları ve Apo bayraklarıyla dolu, sahneye maskeli PKK yandaşları çıkmış zafer marşları söylüyor, dev ekranda Apo klibi dönüyor, konuşmacıların iki kelimesinden biri Kürdistan, terörist başı yeni bir mücadele dönemine giriyoruz diyor, bizim başbakan da "Türk bayrağı da olsa iyi olurdu" diyor.
Sonra da "bunu şov olsun diye söylemiyorum" diyor.
Yahu yürü git işine...
***
Erdoğan yukarıda anlattığım rezilliğe karşı çıkanları da "marjinal" diye yaftalıyor.
Kendi adıma şunu söylüyorum, marjinalim elhamdülillah!
Yazımı şöyle bitirmek istiyorum.
40 bin kişinin katilinden bir halk kahramanı çıkaranlara,
Türkiye'yi adım adım bölünmeye götürenlere yazıklar olsun.
Saygılar...
Açılım- saçılım rezaleti kapsamında 21 Mart günü Diyarbakır'da tanık olduğumuz manzarayı yazacağım ama bir türlü konuya giremiyorum.
40 bin kişinin katili terörist başından bir halk kahramanı çıkarılmasını mı yazsam,
fiilen ilan edilen Kürdistan'ı mı yazsam,
Türkiye Cumhuriyeti başbakanının Öcalan ile aynı cümleleri kurmasını mı yazsam...
Neyse bir yerden başlayalım.
***
21 Mart 2013 tarihini unutmayın.
Baharın başlangıcı sayılan 21 Mart Türkiye'de yeni bir sürecin de başlangıcı oldu.
O süreç açıkça ifade edelim bölünme süreci.
ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında İslam coğrafyasında başlatılan ve adına Arap baharı denilen süreç şimdi farklı bir versiyonla Türkiye'de.
İşte bu da bizim PKK baharımız!
Hayırlara vesile olsun, eş başkanlara selam olsun.
***
Terörist başıyla uzun süredir devam eden müzakereler sonucunda anlaşmaya varıldı.
Bazıları bu anlaşmayı " ver özerkliği, al başkanlığı" şeklinde özetliyor ki hiç de haksız sayılmazlar.
Evet...Hükümetimiz Türkiye'yi federatif bir yapıya götürecek yeni anayasa ve başkanlık sistemini BDP ile birlikte hayata geçirmeye kararlı görünüyor.
***
Terörist başının hasretle, özlemle beklenen mesajı Diyarbakır'da okundu. PKKlı teröristlerden silah bırakıp Türkiye'den çıkmalarını isteyen APO "Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakmak değil daha farklı bir mücadeleyi başlatmaktır" diyor.
İşin sırrı da zaten bu cümlede.
Bölücü örgüt yeni bir mücadele dönemi başlatıyor. 30 yıldır batı desteğiyle sürdürdükleri silahlı mücadeleden istediklerini alan örgüt artık Güneydoğu'yu Türkiye'den koparmak için siyasi mücadele dönemine giriyor.
***
Olayın özeti budur. Yandaş medyanın çizdiği pembe tablolar sizi aldatmasın.
Terörist başının mesajında dikkatimi çeken bir husus da Öcalan'ın Erdoğanla hemen hemen aynı cümleleri kullanmasıydı.
İşte size bir örnek.
Başbakan Erdoğan (9 Mart 2013- Siirt) "Yapılacak tek iş var. Silahlarınızı, ayaklarınızın altına alacaksınız. Siyasetinizi parlamentoda yapacaksınız. Fikriniz varsa fikrinizi dile getireceksiniz, düşünceniz varsa düşüncenizi dile getireceksiniz. İşte bunu yaptığınız anda muhatap bulursunuz''
Terörist başı Öcalan (21 Mart 2013- Diyarbakır) "Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyasi sürece kapı açılıyor. Artık silahlar sussun fikirler konuşsun noktasına geldik."
Ben fark göremiyorum, ya siz?
Zaten Erdoğan bu durumu kendisi de itiraf ediyor. Hollanda'da yaptığı açıklamada "Buradaki mesajlar zaten bizim aylardır, yıllardır söylediğimiz şeylerdir" diyor.
Ne güzel değil mi!
Öcalanla aynı frekansta bir başbakanımız var.
***
Her önemli gelişmede ne hikmet ise genellikle yurt dışında olan Erdoğan bu sefer de Hollanda'daydı.
Terörist başının açıklamasını orada değerlendirdi, "olumlu buluyorum" dedi.
Bir de hepimizi gülmekten yere yatıran Türk bayrağı çıkışını yaptı.
Şöyle söyledi; "Diyarbakır'da yapılan böyle bir çözüm süreci mitinginde orada Türk bayraklarının olması gerekirdi. Türk bayrağının orada olmayışı, aslında hala bu süreci olumsuz etkilemek gayreti içerisinde olanların, bana göre, bir provokatif yaklaşımıdır"
Güler misin ağlar mısın!
Başbakanımız PKK şovunda Türk bayrağı arıyor. Miting alanı terör örgütü bayrakları ve Apo bayraklarıyla dolu, sahneye maskeli PKK yandaşları çıkmış zafer marşları söylüyor, dev ekranda Apo klibi dönüyor, konuşmacıların iki kelimesinden biri Kürdistan, terörist başı yeni bir mücadele dönemine giriyoruz diyor, bizim başbakan da "Türk bayrağı da olsa iyi olurdu" diyor.
Sonra da "bunu şov olsun diye söylemiyorum" diyor.
Yahu yürü git işine...
***
Erdoğan yukarıda anlattığım rezilliğe karşı çıkanları da "marjinal" diye yaftalıyor.
Kendi adıma şunu söylüyorum, marjinalim elhamdülillah!
Yazımı şöyle bitirmek istiyorum.
40 bin kişinin katilinden bir halk kahramanı çıkaranlara,
Türkiye'yi adım adım bölünmeye götürenlere yazıklar olsun.
Saygılar...
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021