Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) referandum sürecini gözlemlemek için 58 kişiden oluşan bir heyeti Türkiye'ye göndermişti.
Her seçimden sonra az çok olan tartışmalar evet ile hayır oranlarının birbirine çok yakın çıkması sonucu bu referandumda çok daha fazla yaşandı. Hala da devam ediyor.
Geçmişte Türkiye'deki siyasiler arasında yaşanan tartışmalarda artık bir de AGİT ve AKPM var. Üstelik bu Avrupa heyetinin üyeleri, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu bile geride bırakacak, eleştiri sınırını fazlasıyla aşan açıklamalar yapıyorlar.
Mesela bir tanesi iki buçuk milyon oyun şaibeli olduğunu açıklıyor, sanki oturup tek tek saymış gibi.
Daha referandumun resmi sonuçları bile açıklanmadan net rakam verebiliyor. Sonradan anlaşıldı ki AGİT ve AKPM heyetinin içinde en az 8 ya da 10 kişi, PKK terör örgütünün çeşitli toplantılarına katılmış, PKK terör örgütü lehine açıklamalar yapmış ve hatta ellerine bölücü terör örgütünün paçavrasını alıp fotoğraf çektirmiş.
Yani AGİT ve AKPM heyetindeki isimler Brüksel'den değil de Kandil'den seçilip Türkiye'ye gönderilseydi ancak bu kadar PKK'lı olunabilirdi.
Alın size birkaç örnek;
20 kişilik AKPM heyetinde bulunan Almanya Sol Parti üyesi Andrej Hunko, halk oylamasından önce "hayır" kampanyasına katıldı. Almanya'da da PKK yanlısı grupların toplantılarına katılan Hunko, Avrupa Konseyi kulislerinde "PKK'nın AKPM temsilcisi" olarak görülüyormuş.
AGİT ve AKPM heyetlerindeki diğer üyeler Avusturyalı Stefan Schennach, Alev Korun ve Zerife Yatkın da PKK'ya yakın isimler. Korun, 2014 yılında Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği önünde Kobani'ye destek eylemine katılarak "Kobani yalnız değildir" pankartı taşımış.
Danimarkalı üye Nikolaj Villumsen de aktif olarak "Hayır" kampanyasına katılmış ve hatta terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı YPG için geçmişte yardım toplamış.
Bu gözlemciler sadece gözlem yapmamışlar, aynı zamanda propaganda döneminde hayır kampanyasına da katılmışlar.
Bütün bunlar gösteriyor ki AGİT ve AKPM heyetlerinin gözlemleri şaibelidir ve dolayısıyla da kendileri şaibeli olan, tarafsız olamayan bu isimlerin açıklamaları ve tespitleri yok hükmündedir.
Türkiye'de hayır cephesinde safını belirlemiş olanlar, yaptıkları itirazlara dayanak olarak AGİT ve AKPM açıklamalarını gösterirlerse daha işin başında kaybetmiş olacaklardır. Çünkü bu taraflı kurumlar Kandil'in ağzıyla Türkiye'ye konuşuyorlar.
Bütün bunlar gösteriyor ki Avrupalı dostlarımız Türkiye'de tartışmaların bitmesini istemiyorlar.
Tartışmayan, asıl meselelerine yoğunlaşmış bir Türkiye onların işine gelmiyor. Haklı ya da haksız önemli değil, Türkiye bu tartışmalarla enerjisini harcasın istiyorlar.
Akl-ı selim ise bunların istediğinin tam tersini yapmayı gerektiriyor...
Her seçimden sonra az çok olan tartışmalar evet ile hayır oranlarının birbirine çok yakın çıkması sonucu bu referandumda çok daha fazla yaşandı. Hala da devam ediyor.
Geçmişte Türkiye'deki siyasiler arasında yaşanan tartışmalarda artık bir de AGİT ve AKPM var. Üstelik bu Avrupa heyetinin üyeleri, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu bile geride bırakacak, eleştiri sınırını fazlasıyla aşan açıklamalar yapıyorlar.
Mesela bir tanesi iki buçuk milyon oyun şaibeli olduğunu açıklıyor, sanki oturup tek tek saymış gibi.
Daha referandumun resmi sonuçları bile açıklanmadan net rakam verebiliyor. Sonradan anlaşıldı ki AGİT ve AKPM heyetinin içinde en az 8 ya da 10 kişi, PKK terör örgütünün çeşitli toplantılarına katılmış, PKK terör örgütü lehine açıklamalar yapmış ve hatta ellerine bölücü terör örgütünün paçavrasını alıp fotoğraf çektirmiş.
Yani AGİT ve AKPM heyetindeki isimler Brüksel'den değil de Kandil'den seçilip Türkiye'ye gönderilseydi ancak bu kadar PKK'lı olunabilirdi.
Alın size birkaç örnek;
20 kişilik AKPM heyetinde bulunan Almanya Sol Parti üyesi Andrej Hunko, halk oylamasından önce "hayır" kampanyasına katıldı. Almanya'da da PKK yanlısı grupların toplantılarına katılan Hunko, Avrupa Konseyi kulislerinde "PKK'nın AKPM temsilcisi" olarak görülüyormuş.
AGİT ve AKPM heyetlerindeki diğer üyeler Avusturyalı Stefan Schennach, Alev Korun ve Zerife Yatkın da PKK'ya yakın isimler. Korun, 2014 yılında Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği önünde Kobani'ye destek eylemine katılarak "Kobani yalnız değildir" pankartı taşımış.
Danimarkalı üye Nikolaj Villumsen de aktif olarak "Hayır" kampanyasına katılmış ve hatta terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı YPG için geçmişte yardım toplamış.
Bu gözlemciler sadece gözlem yapmamışlar, aynı zamanda propaganda döneminde hayır kampanyasına da katılmışlar.
Bütün bunlar gösteriyor ki AGİT ve AKPM heyetlerinin gözlemleri şaibelidir ve dolayısıyla da kendileri şaibeli olan, tarafsız olamayan bu isimlerin açıklamaları ve tespitleri yok hükmündedir.
Türkiye'de hayır cephesinde safını belirlemiş olanlar, yaptıkları itirazlara dayanak olarak AGİT ve AKPM açıklamalarını gösterirlerse daha işin başında kaybetmiş olacaklardır. Çünkü bu taraflı kurumlar Kandil'in ağzıyla Türkiye'ye konuşuyorlar.
Bütün bunlar gösteriyor ki Avrupalı dostlarımız Türkiye'de tartışmaların bitmesini istemiyorlar.
Tartışmayan, asıl meselelerine yoğunlaşmış bir Türkiye onların işine gelmiyor. Haklı ya da haksız önemli değil, Türkiye bu tartışmalarla enerjisini harcasın istiyorlar.
Akl-ı selim ise bunların istediğinin tam tersini yapmayı gerektiriyor...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024