Sürprizler devam ediyor kıymetli okuyucu. Dün bahsettiğimiz 6 Ekim 1998 tarihinde Varşova'da gerçekleştirilen "İnsancıl Konular" başlıklı konferansta malûm AGİT Bildirisinin Avrupa kurumlarının gündemine ve kayıtlarına geçmesini sağlayan üç kişi Veraka Graf, Varoujan Attarian ve Mihailis Haralambidis idi. Bu üçlü adı geçen bildiriyi "Halkların Hakları ve Kurtuluşları için Uluslararası Hareket Birliği" adına hazırladıklarını iddia ediyorlardı.
Geçen hafta Akşam gazetesinin "Pontus TV" başlıklı haberinde de şöyle bir cümle geçiyordu: "Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Yunanistan lehine faaliyetlerin yürütülmesinde baş rolü oynayan Yunanlılar'dan biri olan Mihalis Haralambidis tarafından kaleme alınan 'İki cephede mücadele ve Pontus soykırımının tanınması' adlı kitapta Yunanistan'ın Karadeniz ile ilgili planları ve hayallerine ayrıntılarıyla yer veriliyor." "Dostumuz" Mihailis Haralambidis'in 1998'den sonra tekrar nerede ve nasıl karşımıza çıktığını görüyor musunuz?
Biz görüyoruz da acaba "dostu" Yorgo'yu bu günlerde Ortadoğu'ya taşımaya çalışmakta olan bizim "Yishmail" (Albright prodüksiyonudur) Cem biliyor mu?
Cem ve Papandreu'ya önümüzdeki yıl Nobel Barış Ödülü verilirse şaşırmayın.
Haralambidis'in kitabında başka neler varmış biliyor musunuz..
"Pontus halkı adına büyük bir siyasi çaba başlattık. - Yunan Parlamentosu sonunda Pontuslu Yunanlılar'ın soykırıma uğradığını kabul etti ve 19 Mayıs Günü'nü soykırımı anma günü olarak benimsedi.- Trabzon İmparatorluğu'nun kurulmasından 800 yıl sonra (1204-2004) katliamcının, Pontuslular'ın Ayman'ı, Topal Osman'ın anıtının güzel Giresun'da bulunması, tarihe ve güzel Pontus toprağına büyük bir saygısızlıktır. - Avrupalı parlamenterlerle birlikte bunun yıkılışını isteyeceğiz.- Pontuslu aydınların hayatları tehdit altındadır. Hedef milliyetçilik duygusunu bastırmak ve onları yok etmek. - 800 yıldır tek yol, Balkanlar'ın ve Doğu Akdeniz'in, Romania'nın (Hayal ettiği büyük Pontus devletlerine verdiği isim) yeniden irtibatlandırılmasıdır.- Bölgedeki halklar hem bağımsız Girne hem de bağımsız Diyarbakır istiyor. - Küçük Asya ve Anadolu halklarının dirilişi, ilkbahardır. - Türkler Bozcaada, Gökçeada'nın ve Diyarbakır'ın Türkler'e ait olduğunu söylemesinler. - Pontus bölgesindeki Rize kökenli birisi olarak Mesut Yılmaz, Pontuslular'ın ve soykırımın dehşetlerinin bölgedeki tarihi mevcudiyeti ve yurtlarından koparılarak suç işlenilmesi konusunda doğrudan bilgi sahibidir.-Yılanın başını küçükken ezmek isteyen Osmanlı'nın tutkal ideolojisi 19 Mayıs 1919'da maşasını Samsun'a göndermiştir. -Özellikle kırsal kesimde Pontusça konuşulmakta, Pontus örf ve adetleri bilinçsiz olsa da hala yaşatılmaktadır. - Türk Devleti'nin patlamaya hazır bir bomba olarak gördüğü Karadeniz Bölgesi halklarını, büyük mücadeleler beklemektedir. - Karadeniz Bölgesi halklarının tek bir çatı altında toplanıp Türk devletinin örgütlenmiş gücüne karşı örgütlenerek mücadele etmeleri gerekmektedir. - İşlenen cinayetlerin sorumluları Kıbrıs'tan Kürdistan'a taşınan bu ırkçı Türk aparatının tümü ve General Karadayı'dır ve uluslararası bir mahkeme tarafından yargılanmaları gerekir.- Türk Devleti'nin asimilasyon politikasına rağmen halk kendisine hala kendisine 'Romei imes' (Ben Rum'um) demektedir."
Gene son hafta içinde 1982 yılında Yunan Kültür Bakanı Melina Merküri'nin kurduğu 'Anavatanları Kurtarma Komitesi' tarafından bastırılmış, Sevr Anlaşması'ndaki sınırlara dönülen bir harita ortaya çıkarıldı. Haritada Türkiye toprakları; Yunanistan, Suriye, Kürdistan, Ermenistan ve Pontus Rum Devleti arasında paylaştırılmış. Türkiye Cumhuriyeti'ne bırakılan topraklar ise Sinop, Sivas, Kahramanmaraş, Mersin, Antalya'dan İstanbul'un Anadolu yakası sınırlarına dik bir çizgi içerisine sıkıştırılmış görünüyor.
Star'ın haberine göre de Yunan posta idaresi Türkiye'de son aylarda moda bir türküden esinlenerek "Koçari Pontus" isimli bir pul bastı. Pulda mahalli kıyafetli Karadenizliler var ve pul özellikle Yunanistan'dan Türkiye'ye gönderilen mektuplara yapıştırılıyor.
Şimdi iki soru: 1) Halâ Osman Ağa'nın heykelinin Giresun'a dikilmesine karşı çıkarak Haralambidis'ten fazla Yunanlılık mı taslıyorsunuz? 2) Gözünü Anadolu'ya dikmiş olan Yunanistan'ı tarihte ilk defa Ortadoğu'ya taşıyarak neye hizmet ediyorsunuz?
Türklüğün ve Türk Devleti'nin çıkarlarına mı?
Bakalım MGK'nın 26 Nisan toplantısında Pontus ve misyonerlik konusunun incelenmesine bu sefer kim, nasıl engel olacak, gücü yetecek mi?
Geçen hafta Akşam gazetesinin "Pontus TV" başlıklı haberinde de şöyle bir cümle geçiyordu: "Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Yunanistan lehine faaliyetlerin yürütülmesinde baş rolü oynayan Yunanlılar'dan biri olan Mihalis Haralambidis tarafından kaleme alınan 'İki cephede mücadele ve Pontus soykırımının tanınması' adlı kitapta Yunanistan'ın Karadeniz ile ilgili planları ve hayallerine ayrıntılarıyla yer veriliyor." "Dostumuz" Mihailis Haralambidis'in 1998'den sonra tekrar nerede ve nasıl karşımıza çıktığını görüyor musunuz?
Biz görüyoruz da acaba "dostu" Yorgo'yu bu günlerde Ortadoğu'ya taşımaya çalışmakta olan bizim "Yishmail" (Albright prodüksiyonudur) Cem biliyor mu?
Cem ve Papandreu'ya önümüzdeki yıl Nobel Barış Ödülü verilirse şaşırmayın.
Haralambidis'in kitabında başka neler varmış biliyor musunuz..
"Pontus halkı adına büyük bir siyasi çaba başlattık. - Yunan Parlamentosu sonunda Pontuslu Yunanlılar'ın soykırıma uğradığını kabul etti ve 19 Mayıs Günü'nü soykırımı anma günü olarak benimsedi.- Trabzon İmparatorluğu'nun kurulmasından 800 yıl sonra (1204-2004) katliamcının, Pontuslular'ın Ayman'ı, Topal Osman'ın anıtının güzel Giresun'da bulunması, tarihe ve güzel Pontus toprağına büyük bir saygısızlıktır. - Avrupalı parlamenterlerle birlikte bunun yıkılışını isteyeceğiz.- Pontuslu aydınların hayatları tehdit altındadır. Hedef milliyetçilik duygusunu bastırmak ve onları yok etmek. - 800 yıldır tek yol, Balkanlar'ın ve Doğu Akdeniz'in, Romania'nın (Hayal ettiği büyük Pontus devletlerine verdiği isim) yeniden irtibatlandırılmasıdır.- Bölgedeki halklar hem bağımsız Girne hem de bağımsız Diyarbakır istiyor. - Küçük Asya ve Anadolu halklarının dirilişi, ilkbahardır. - Türkler Bozcaada, Gökçeada'nın ve Diyarbakır'ın Türkler'e ait olduğunu söylemesinler. - Pontus bölgesindeki Rize kökenli birisi olarak Mesut Yılmaz, Pontuslular'ın ve soykırımın dehşetlerinin bölgedeki tarihi mevcudiyeti ve yurtlarından koparılarak suç işlenilmesi konusunda doğrudan bilgi sahibidir.-Yılanın başını küçükken ezmek isteyen Osmanlı'nın tutkal ideolojisi 19 Mayıs 1919'da maşasını Samsun'a göndermiştir. -Özellikle kırsal kesimde Pontusça konuşulmakta, Pontus örf ve adetleri bilinçsiz olsa da hala yaşatılmaktadır. - Türk Devleti'nin patlamaya hazır bir bomba olarak gördüğü Karadeniz Bölgesi halklarını, büyük mücadeleler beklemektedir. - Karadeniz Bölgesi halklarının tek bir çatı altında toplanıp Türk devletinin örgütlenmiş gücüne karşı örgütlenerek mücadele etmeleri gerekmektedir. - İşlenen cinayetlerin sorumluları Kıbrıs'tan Kürdistan'a taşınan bu ırkçı Türk aparatının tümü ve General Karadayı'dır ve uluslararası bir mahkeme tarafından yargılanmaları gerekir.- Türk Devleti'nin asimilasyon politikasına rağmen halk kendisine hala kendisine 'Romei imes' (Ben Rum'um) demektedir."
Gene son hafta içinde 1982 yılında Yunan Kültür Bakanı Melina Merküri'nin kurduğu 'Anavatanları Kurtarma Komitesi' tarafından bastırılmış, Sevr Anlaşması'ndaki sınırlara dönülen bir harita ortaya çıkarıldı. Haritada Türkiye toprakları; Yunanistan, Suriye, Kürdistan, Ermenistan ve Pontus Rum Devleti arasında paylaştırılmış. Türkiye Cumhuriyeti'ne bırakılan topraklar ise Sinop, Sivas, Kahramanmaraş, Mersin, Antalya'dan İstanbul'un Anadolu yakası sınırlarına dik bir çizgi içerisine sıkıştırılmış görünüyor.
Star'ın haberine göre de Yunan posta idaresi Türkiye'de son aylarda moda bir türküden esinlenerek "Koçari Pontus" isimli bir pul bastı. Pulda mahalli kıyafetli Karadenizliler var ve pul özellikle Yunanistan'dan Türkiye'ye gönderilen mektuplara yapıştırılıyor.
Şimdi iki soru: 1) Halâ Osman Ağa'nın heykelinin Giresun'a dikilmesine karşı çıkarak Haralambidis'ten fazla Yunanlılık mı taslıyorsunuz? 2) Gözünü Anadolu'ya dikmiş olan Yunanistan'ı tarihte ilk defa Ortadoğu'ya taşıyarak neye hizmet ediyorsunuz?
Türklüğün ve Türk Devleti'nin çıkarlarına mı?
Bakalım MGK'nın 26 Nisan toplantısında Pontus ve misyonerlik konusunun incelenmesine bu sefer kim, nasıl engel olacak, gücü yetecek mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Mümtaz / diğer yazıları
- Ekonomi, İslam ve Rusya / 01.04.2006
- Küresel aktörler, bölgesel piyonlar / 20.12.2005
- 'Namkör' kedi / 16.07.2002
- Cılkı çıkan siyaset / 15.07.2002
- İsmail Cem'in sakladıkları / 14.07.2002
- Cem fotoğrafları / 13.07.2002
- Vitesten atan siyaset / 12.07.2002
- Freni patlayan siyaset / 11.07.2002
- "Nankör kedi" / 10.07.2002
- "Bindir bir alamete" politikası / 09.07.2002
- Küresel aktörler, bölgesel piyonlar / 20.12.2005
- 'Namkör' kedi / 16.07.2002
- Cılkı çıkan siyaset / 15.07.2002
- İsmail Cem'in sakladıkları / 14.07.2002
- Cem fotoğrafları / 13.07.2002
- Vitesten atan siyaset / 12.07.2002
- Freni patlayan siyaset / 11.07.2002
- "Nankör kedi" / 10.07.2002
- "Bindir bir alamete" politikası / 09.07.2002