logo
26 ARALIK 2025


Prof Dr. Haydar Baş yıllar önce uyarmıştı

24.10.2004 00:00:00
Okuyacağınız aşağıdaki yazı, yıllar önce muhterem hocamın yaptığı, bugünümüze ışık tutan, ışık tutmak bir yana, günümüzde geldiğimiz vahameti o yıllardan haber veren ifadeleriyle doludur.

O yılların idarecileri bu uyarılara dikkat etseydi, bugün geldiğimiz hal zuhur etmeyecekti.

Bugün ülkeyi idareye talip olanlar şayet bu uyarıları dikkate alırsa; "zararın neresinden dönersek kardır" misali, çok ciddi kazanımlar mümkündür.

Bir kısım vatandaşların kızına, Amine ismi koymasının yasak olduğu ülkemizde, bir kısım vatandaşların işyerine ad koyduğu o efsunlu "Millenyum" meğer ne manaya geliyormuş.

Yazıyı okuyalım.

"Milenyum'un Türk milletini, daha doğrusu müslümanları ilgilendiren hiçbir yönü yoktur. Her ne kadar, gazete-dergi-televizyon reklamlarında bu kavram, farklı bir mana ile gündem ediliyorsa da milenyumun hakiki manası;

"Cenab-ı Hakk'ın, Hz. İsa'nın bedeninde aleme teşrif etmesidir." Muharref Hıristiyanlık inancında, Allah baba, oğlu İsa ve Ruhu'l Kudüs üçlüsünden oluşan bir inanç vardır. Buna da teslis akidesi denir. Kur'an'da Cenab-ı Vacibu'l Vücud Hazretlerinin reddettiği bu inancın; Allah'ın, Hz. İsa'ya hulul etmesi manasına gelir ki, korkunç derecede bir şirktir. Ama şimdi insanımız öyle mukallid duruma geldi ki, bize ne uzatıyorlarsa, "bu nedir, ne değildir?" diye hiç araştırmadan, önüne ve arkasına bakmadan alıp hemen hayatımıza geçiriyoruz.

Böyle yapınca da, hem manevi değerlerimizle, örfümüzle, adetimizle, geleneğimizle, hem de milli değerlerimizle kabul etsek de etmesek de maalesef ters düşüyoruz.

Her milletin millet olma vasıflarını ortaya çıkartan bir takım değerleri vardır. Bu değerlerin, o millet tarafından yaşanmasına, paylaşılmasına milli değerler diyoruz. Her milletin kendine mahsus milli değeri olur da tarihin en eski bir milleti olan Türk milletinin kendine mahsus bir değeri, milli bir karakteri, endazesi olmaz mı?

Elbette olacaktır. Milletler, bu değerlere sahip olduğu nispette vardır. Bunları kaybettiği nispette de tarih sahnesinden silinmek mecburiyetindedir. Yani siz kendinizi ne kadar kabul ederseniz, şahsiyetiniz o nispette güçlüdür. Ne kadar inkar ederseniz o nispette siz toplumda yoksunuz demektir.

Millet, kendini, kendi değerlerini kabul eden bir birey, bir şahsiyet olarak hayatına devam edebilmeli ki o milletin varlığı söz konusu olabilsin?

Sen, bu değerleri kabul etmiyorsun. Bir başka milletin kimliğine, yani bir başka olgunun kimliğine bürünmek istiyorsun. O zaman asıl değerlerini kaybedersen sen, sen olmaktan çıkarsın. Kimliğine bürünmek istediğin dünyanın bir insanı, bir vatandaşı, bir bireyi olursun. O zaman da sen, sen olmaktan çıkarsın. Millet olmaktan o zaman o millet maalesef mağdur olur.

Bir başka milletin mahkumiyetine, esaretine boyun eğmek mecburiyetinde kalır. Onun için tarihte dikkat ederseniz birçok savaşların asıl sebebi kimlikleri korumak içindir. Öyle değil mi? Yani her ne kadar görünen arazi davaları var ise de işin önünde veya arkasında; hakikatte o milletin kimliğini koruma mücadelesi vardır. Binaenaleyh biz de milli değerlerimize sahip çıkarak başka değerlerin esaretinden kurtulmak mecburiyet ve de mükellefiyetinde olduğumuzu hatırımızdan bir saniye dahi çıkarmamalıyız.

Nedir bu değerler? Bu değerler milletin örfüdür, adetleridir, gelenekleridir. Milletin dilidir, tarihidir, milletin kültürüdür. Milletin maneviyatıdır. Yani dinidir. Şimdi siz bu değerlerden müteşekkil manevi bir kimlik sahibisiniz. "Türk" dendiği zaman bu değerlerin vücuda getirdiği bir şahsiyet vardır. O şahsiyet bütün bunlardan müteşekkil bir kimliktir.

Şimdi sen bunun maneviyatını kırparsan, dilini kırparsan, örfünü kırparsan, adetini kırparsan, hülasa bunun ögelerini dağıtırsan ve bunun yerine başka şeyler ikame etmeye çalışır ve bu değerlere göre bir kimlik ortaya koymaya gayret edersen bu kimlik o zaman Türk kimliği olmaz. Hangi millete benzemek istemişseniz o milletten olursunuz. Zaten hadis-i şerifte bu denmiyor mu?

Allah'ın Sevgilisi onu beyan etmiyor mu? Şimdi biz, kendi kimliğimizi korumak mecburiyetinde ve mükellefiyetindeyiz."

Okuyacağınız aşağıdaki yazı, yıllar önce muhterem hocamın yaptığı, bugünümüze ışık tutan, ışık tutmak bir yana, günümüzde geldiğimiz vahameti o yıllardan haber veren ifadeleriyle doludur.

O yılların idarecileri bu uyarılara dikkat etseydi, bugün geldiğimiz hal zuhur etmeyecekti.

Bugün ülkeyi idareye talip olanlar şayet bu uyarıları dikkate alırsa; "zararın neresinden dönersek kardır" misali, çok ciddi kazanımlar mümkündür.

Bir kısım vatandaşların kızına, Amine ismi koymasının yasak olduğu ülkemizde, bir kısım vatandaşların işyerine ad koyduğu o efsunlu "Millenyum" meğer ne manaya geliyormuş.

Yazıyı okuyalım.

"Milenyum'un Türk milletini, daha doğrusu müslümanları ilgilendiren hiçbir yönü yoktur. Her ne kadar, gazete-dergi-televizyon reklamlarında bu kavram, farklı bir mana ile gündem ediliyorsa da milenyumun hakiki manası;

"Cenab-ı Hakk'ın, Hz. İsa'nın bedeninde aleme teşrif etmesidir." Muharref Hıristiyanlık inancında, Allah baba, oğlu İsa ve Ruhu'l Kudüs üçlüsünden oluşan bir inanç vardır. Buna da teslis akidesi denir. Kur'an'da Cenab-ı Vacibu'l Vücud Hazretlerinin reddettiği bu inancın; Allah'ın, Hz. İsa'ya hulul etmesi manasına gelir ki, korkunç derecede bir şirktir. Ama şimdi insanımız öyle mukallid duruma geldi ki, bize ne uzatıyorlarsa, "bu nedir, ne değildir?" diye hiç araştırmadan, önüne ve arkasına bakmadan alıp hemen hayatımıza geçiriyoruz.

Böyle yapınca da, hem manevi değerlerimizle, örfümüzle, adetimizle, geleneğimizle, hem de milli değerlerimizle kabul etsek de etmesek de maalesef ters düşüyoruz.

Her milletin millet olma vasıflarını ortaya çıkartan bir takım değerleri vardır. Bu değerlerin, o millet tarafından yaşanmasına, paylaşılmasına milli değerler diyoruz. Her milletin kendine mahsus milli değeri olur da tarihin en eski bir milleti olan Türk milletinin kendine mahsus bir değeri, milli bir karakteri, endazesi olmaz mı?

Elbette olacaktır. Milletler, bu değerlere sahip olduğu nispette vardır. Bunları kaybettiği nispette de tarih sahnesinden silinmek mecburiyetindedir. Yani siz kendinizi ne kadar kabul ederseniz, şahsiyetiniz o nispette güçlüdür. Ne kadar inkar ederseniz o nispette siz toplumda yoksunuz demektir.

Millet, kendini, kendi değerlerini kabul eden bir birey, bir şahsiyet olarak hayatına devam edebilmeli ki o milletin varlığı söz konusu olabilsin?

Sen, bu değerleri kabul etmiyorsun. Bir başka milletin kimliğine, yani bir başka olgunun kimliğine bürünmek istiyorsun. O zaman asıl değerlerini kaybedersen sen, sen olmaktan çıkarsın. Kimliğine bürünmek istediğin dünyanın bir insanı, bir vatandaşı, bir bireyi olursun. O zaman da sen, sen olmaktan çıkarsın. Millet olmaktan o zaman o millet maalesef mağdur olur.

Bir başka milletin mahkumiyetine, esaretine boyun eğmek mecburiyetinde kalır. Onun için tarihte dikkat ederseniz birçok savaşların asıl sebebi kimlikleri korumak içindir. Öyle değil mi? Yani her ne kadar görünen arazi davaları var ise de işin önünde veya arkasında; hakikatte o milletin kimliğini koruma mücadelesi vardır. Binaenaleyh biz de milli değerlerimize sahip çıkarak başka değerlerin esaretinden kurtulmak mecburiyet ve de mükellefiyetinde olduğumuzu hatırımızdan bir saniye dahi çıkarmamalıyız.

Nedir bu değerler? Bu değerler milletin örfüdür, adetleridir, gelenekleridir. Milletin dilidir, tarihidir, milletin kültürüdür. Milletin maneviyatıdır. Yani dinidir. Şimdi siz bu değerlerden müteşekkil manevi bir kimlik sahibisiniz. "Türk" dendiği zaman bu değerlerin vücuda getirdiği bir şahsiyet vardır. O şahsiyet bütün bunlardan müteşekkil bir kimliktir.

Şimdi sen bunun maneviyatını kırparsan, dilini kırparsan, örfünü kırparsan, adetini kırparsan, hülasa bunun ögelerini dağıtırsan ve bunun yerine başka şeyler ikame etmeye çalışır ve bu değerlere göre bir kimlik ortaya koymaya gayret edersen bu kimlik o zaman Türk kimliği olmaz. Hangi millete benzemek istemişseniz o milletten olursunuz. Zaten hadis-i şerifte bu denmiyor mu?

Allah'ın Sevgilisi onu beyan etmiyor mu? Şimdi biz, kendi kimliğimizi korumak mecburiyetinde ve mükellefiyetindeyiz."

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Müslim Karabacak / diğer yazıları
Sıcaklıklarda sert düşüş yaşanacak
İzlanda soğukları donduracak
Çünkü faize ödenen işçilikten yüksek!
2 bin 500 şirket konkordato ilan etti
Vatandaş 2025'te karta yüklendi
Kredi kartı borcu 2.6 trilyon
10 Mart Mutabakatı çöktü
Şam'dan dikkat çekici açıklama
Meyve üretimi düşüşte
Tarımda kriz devam ediyor
Rum papaza 'ulusal ötenazi' tepkisi
KKTC'den sert açıklama
Yakalanmasaydı İstanbul'a girecekti
Düzce'de yolcu otobüsünden 46 bin silah parçası çıktı
Nereye kadar çıkacak?
Gram altın 6 bin 234 TL
İşte gözaltındaki isimler
14'ü futbolcu toplam 29 kişi
Yüzde 20'lik kesim gelirin yarısını alıyor
Türkiye'de gelir adaletsizliği
Bahis soruşturmasında yeni dalga
Erden Timur dahil 24 kişi gözaltına alındı
Asgari ücret komisyonu kararı Resmi Gazete'de
1 yıl boyunca günlük 1101 TL
İsrail, Batı Şeria'da bir haftada 8 bin ağacı söktü
Tarım sektörünü sistematik hedef alıyor
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Allah’a kulluk ve hamd
SDG ile anlaşma yok!
Suriye'den resmi açıklama geldi
Sıcaklıklarda sert düşüş yaşanacak
İzlanda soğukları donduracak
Çünkü faize ödenen işçilikten yüksek!
2 bin 500 şirket konkordato ilan etti
Vatandaş 2025'te karta yüklendi
Kredi kartı borcu 2.6 trilyon
10 Mart Mutabakatı çöktü
Şam'dan dikkat çekici açıklama
Meyve üretimi düşüşte
Tarımda kriz devam ediyor
Rum papaza 'ulusal ötenazi' tepkisi
KKTC'den sert açıklama
Yakalanmasaydı İstanbul'a girecekti
Düzce'de yolcu otobüsünden 46 bin silah parçası çıktı
Nereye kadar çıkacak?
Gram altın 6 bin 234 TL
İşte gözaltındaki isimler
14'ü futbolcu toplam 29 kişi
Yüzde 20'lik kesim gelirin yarısını alıyor
Türkiye'de gelir adaletsizliği
Bahis soruşturmasında yeni dalga
Erden Timur dahil 24 kişi gözaltına alındı
Asgari ücret komisyonu kararı Resmi Gazete'de
1 yıl boyunca günlük 1101 TL
İsrail, Batı Şeria'da bir haftada 8 bin ağacı söktü
Tarım sektörünü sistematik hedef alıyor
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Allah’a kulluk ve hamd
SDG ile anlaşma yok!
Suriye'den resmi açıklama geldi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.