Projesiz, hazırlıksız olan siyasi partiler, eskiden olduğu gibi bugün de yine halkı aldatmaya çalışıyorlar. Bu partilerin ipliğini pazara çıkarması gereken medya da, maalesef onlara çanak tutuyor, destek veriyor. Çok yazık. Dahası, bir çok parti birbiriyle çelişen, içi boş vaatlerde bulunuyor. Onlara da göz yumuluyor. Bazı partilerin yaptığı ise çok ayıp. BTP'nin bir bütünlük, bir anlayış, bir model içerisinde sunduğu projelerinden birini aşırıyor, kendine mal etmeye uğraşıyor. Bunu yapan parti liderlerine birisi çıkıp da şunu sormuyor: "BTP 'milli ekonomik model' diyor. Siz ise 'liberal ekonomi' diyorsunuz. Birbirinin tamamen zıddı olan bir ekonomik modelden, diğer bir ekonomik modelin proje aşırması mümkün mü?".
Aslında proje aşıranlar, farkında olmadan büyük bir çelişkiye düşüyor, herşeyi yüzüne gözüne bulaştırıyorlar. Çünkü BTP'nin projeleri, milli ekonomik model içerisinde bir bütünlük arz ediyor. Her proje, bu bütünün bir parçasıdır. Parçanın bütündeki yerini ve önemini bilmeyen, parçayı da bilemez, tanıyamaz. Onun için proje aşıranlar, aşırdıkları projeyi uygulayamaz, uygulasa bile sonuç alamaz. Sadece halkı aldatmış olurlar.
Milli ekonomik model, bir anlayaşın eseridir. Diğer bir deyişle bu model, Kuvay-ı Milliye ruhunun ekonomiye dönük yüzüdür. Amerikalı uzmanlar heyeti 1933 yılında "Türkiye'nin İktisadi Bakımdan Umumu Bir Tetkiki" adlı bir rapor hazırlar ve bu raporun sunuşunda aynı tespitte bulunur. İbret-i alem olsun diye raporda geçen cümleleri aynen nakledelim: "Bu meyanda heba katılması icap eden hakim bir zihniyet mevcuttur ki, böyle bir tetkikle daha güçlendirmekle beraber insanda heyecanla karışık merak ve ilgi uyandırmaktadır. Memleket durgunluk hali yaşamıyor. Bilakis ilerleme hamleleri ve derin terakki hırsı ve liderlik hali faaliyettedir. Bu terakki hırsı ve liderlik amilleri eski iktisadi nizamı kabule razı olmadıkları gibi bugünkü kayıt ve sınırlamalar içinde kalmak niyetinde de değildirler. Onların gayeleri iktisadi hayatın yeniden tazimi işinde İstiklal Harbi'nin ve Cumhuriyetin kurulmasında amil olan gayri mümkünü mümkün kılan zorlayıcı fedakarlıklar, azim ve sebat ve uyanmakta olan milli vahdet duygularının iktisadi sahada da kendini göstermesini temin etmektir". Atatürk'ün uyguladığı model hakkında işte böyle diyorlardı. Bugün de BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, aynı şeyleri söylemiyor mu? Prof. Dr. Haydar Baş, ortaya koyduğu milli ekonomik model için şunları söyler: "Bu model merhum Atatürk'ün modelidir. Merhum Atatürk, 1923-1938 yılları arasında bu modeli uygulamıştır. Sonra gelenler bunu defnettiler. Biz ise şimdi onu diriltip çağa uygun hale getirdik."
Atatürk'ün uyguladığı bu model nasıl bir model idi? Bunu da Prof. Dr. Feridun Ergin'den dinleyelim: "Atatürk'ün modeli girişim alanlarında özel sektöre ve kamu sektörüne paralel fonksiyonlar tanıyan bir karma modeldir, bir orta yoldur. Modelin, iki sektörü ayıran sabit bir sınırı yoktur. Sınır çizgisi, şartlara bağlı olarak sağa veya sola kaydırılabilecektir. Ancak özel sektörün yerine devleti ikame etmek söz konusu değildir. Özel sektör faaliyetlerinin yetersiz kaldığı hallerde, devlet müdahale ederek girişimci duruma geçebilecektir". İşte bu modeli, çağa uygun hale getiren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Atatürk'ü referans almayı içine sindirimeyenler, "21. yüzyılda Atatürk'ü referans alan bir yere gidilmez" diyenler, utanmadan Prof. Dr. Haydar Baş'ın somut projelerini kapışma yarışına girişiyorlar. Böyle yapıp halkı kandıracaklarına asıl kaynağa dönseler olmaz mı? Bu kişilere ve parti liderlerine şöyle seslenmek istiyoruz: "Gelin, bu yoldan dönün." Milli ekonomik modeli kabul etmeden proje aşırmanız da mümkün değlidir. Sizin yapacağınız en hayırlı iş, bu modeli toptan kabul etmektir. Eğer böyle yaparsanız hem siz, hem millet kurtulur. Bu, daha iyi olmaz mı?
Aslında proje aşıranlar, farkında olmadan büyük bir çelişkiye düşüyor, herşeyi yüzüne gözüne bulaştırıyorlar. Çünkü BTP'nin projeleri, milli ekonomik model içerisinde bir bütünlük arz ediyor. Her proje, bu bütünün bir parçasıdır. Parçanın bütündeki yerini ve önemini bilmeyen, parçayı da bilemez, tanıyamaz. Onun için proje aşıranlar, aşırdıkları projeyi uygulayamaz, uygulasa bile sonuç alamaz. Sadece halkı aldatmış olurlar.
Milli ekonomik model, bir anlayaşın eseridir. Diğer bir deyişle bu model, Kuvay-ı Milliye ruhunun ekonomiye dönük yüzüdür. Amerikalı uzmanlar heyeti 1933 yılında "Türkiye'nin İktisadi Bakımdan Umumu Bir Tetkiki" adlı bir rapor hazırlar ve bu raporun sunuşunda aynı tespitte bulunur. İbret-i alem olsun diye raporda geçen cümleleri aynen nakledelim: "Bu meyanda heba katılması icap eden hakim bir zihniyet mevcuttur ki, böyle bir tetkikle daha güçlendirmekle beraber insanda heyecanla karışık merak ve ilgi uyandırmaktadır. Memleket durgunluk hali yaşamıyor. Bilakis ilerleme hamleleri ve derin terakki hırsı ve liderlik hali faaliyettedir. Bu terakki hırsı ve liderlik amilleri eski iktisadi nizamı kabule razı olmadıkları gibi bugünkü kayıt ve sınırlamalar içinde kalmak niyetinde de değildirler. Onların gayeleri iktisadi hayatın yeniden tazimi işinde İstiklal Harbi'nin ve Cumhuriyetin kurulmasında amil olan gayri mümkünü mümkün kılan zorlayıcı fedakarlıklar, azim ve sebat ve uyanmakta olan milli vahdet duygularının iktisadi sahada da kendini göstermesini temin etmektir". Atatürk'ün uyguladığı model hakkında işte böyle diyorlardı. Bugün de BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, aynı şeyleri söylemiyor mu? Prof. Dr. Haydar Baş, ortaya koyduğu milli ekonomik model için şunları söyler: "Bu model merhum Atatürk'ün modelidir. Merhum Atatürk, 1923-1938 yılları arasında bu modeli uygulamıştır. Sonra gelenler bunu defnettiler. Biz ise şimdi onu diriltip çağa uygun hale getirdik."
Atatürk'ün uyguladığı bu model nasıl bir model idi? Bunu da Prof. Dr. Feridun Ergin'den dinleyelim: "Atatürk'ün modeli girişim alanlarında özel sektöre ve kamu sektörüne paralel fonksiyonlar tanıyan bir karma modeldir, bir orta yoldur. Modelin, iki sektörü ayıran sabit bir sınırı yoktur. Sınır çizgisi, şartlara bağlı olarak sağa veya sola kaydırılabilecektir. Ancak özel sektörün yerine devleti ikame etmek söz konusu değildir. Özel sektör faaliyetlerinin yetersiz kaldığı hallerde, devlet müdahale ederek girişimci duruma geçebilecektir". İşte bu modeli, çağa uygun hale getiren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Atatürk'ü referans almayı içine sindirimeyenler, "21. yüzyılda Atatürk'ü referans alan bir yere gidilmez" diyenler, utanmadan Prof. Dr. Haydar Baş'ın somut projelerini kapışma yarışına girişiyorlar. Böyle yapıp halkı kandıracaklarına asıl kaynağa dönseler olmaz mı? Bu kişilere ve parti liderlerine şöyle seslenmek istiyoruz: "Gelin, bu yoldan dönün." Milli ekonomik modeli kabul etmeden proje aşırmanız da mümkün değlidir. Sizin yapacağınız en hayırlı iş, bu modeli toptan kabul etmektir. Eğer böyle yaparsanız hem siz, hem millet kurtulur. Bu, daha iyi olmaz mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018