Başbakan R. T. Erdoğan’ın, Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi’ndeki eş başkanlık hizmetinde ve özellikle Suriye’ye yönelik operasyonlar bağlamında verimi düşmüş olmalı… Ki Amerika, Mısır’ı yedeğe alıyor.
Obama Ankara’dakilere önemli bir çalım atıyor.
Hatırlayın, önceki hafta İsrail, Gazze’de yapacağını yapıyor, vuracağını vuruyor.
ABD ve İsrail, Erdoğan’a “Hamas’ı ateşkese ikna edin” haberi salıyor. Obama, Gazze’ye bomba yağdıran İsrail’in her şeyiyle yanında olduğunu hatırlattığı Tayland’ın başkenti Bangkok’taki konuşmasında, Erdoğan’a diplomatik bir fırça da atıyor.
Erdoğan Mısır’a soluğu alıyor, Ahmet Davudoğlu’nu timsah gözyaşları içinde Gazze’ye salıyor.
Bu esnada İsrail devre yapıyor.
İsrail, Erdoğan’ı, Filistin tarafının ateşkese ikna edilmesi konusunda ardarda arıyor. Ankara’dakiler, İsrail’in talebini karşılamak üzere seferber oluyor, Hamas’ı ikna ediyorlar.
Hamas’ın siyasi lideri Halid Meşal, ateşkesin perde arkasını “İsrailliler ateşkes için Türkiye’yi iki kanaldan arayarak bu yönde çaba göstermesini istedi” şeklinde açıklıyor.
Obama yönetimi ise, Erdoğan’a sürpriz bir çalım atıyor.
İsrail ile Hamas arasında imzalanan ateşkes anlaşmasını, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’la Kahire’de ortak bir basın toplantısı düzenleyen Mısır Dışişleri Bakanı Muhammed Kamil Amr duyuruyor.
BOP eş başkanı Erdoğan, Amerika tarafından kendisine ve Türkiye’ye atlan bu diplomatik çalımı, “Muhteşem Yüzyıl” çıkışıyla örtmeye çalışıyor. Obama’dan yediği çalımın telaşıyla bir çuval inciri berbat ediyor.
“Muhteşem Yüzyıl”dan bahisle “Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz” şeklinde bir çıkışla “Muhteşem Tayyib” çıkartmak üzere iken, “hukukun üstünlüğü”nü baltalayan refleksleriyle gaf üstüne gaf yapıyor. Daha önce birkaç kere yaptığı gibi, “Yargıya gerekeni söyledik, gereğini yapacaklar” refleksini yineliyor.
İş onunla da kalmıyor… “Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz” diyen Erdoğan, Sultan Süleyman’ın at sırtında gittiği yere o dönem henüz daha esamesi bile okunmayan Amerika, İngiltere veya Haçlı dünyasının eş başkanı veya kapı kulu olarak gitmediği bildiği halde efeleniyor. BOP eş başkanlığının üstüne adeta şal çekmek istiyor.
Bu arada “Sultan Süleyman’ın ömrünün 30 yılı at sırtında geçti” diyerek, cehl-i mürekkeb de izhar ediyor.
Zira Kanuni Sultan Süleyman, 46 yıllık padişahlığında batıya ve doğuya 13 sefer yapıyor. Bu seferlerin toplam süresi 160 ay, yani 13 buçuk yıl tutuyor. 32 buçuk yıl at sırtında değil, sarayda geçiyor.
İslam coğrafyasında Amerika’nın BOP taleplerinin gereğini anında yapmasına rağmen çalım yiyen Erdoğan, içeride “muhteşem” rollere takılıyor, “yargıya söyledik, tiz gereği yapıla” diyor. Fakat yine de İsrail ve Suriye bağlamında BOP foyasının ve yediği Amerikan çalımının ortaya çıkmasına mani olamıyor.
Erdoğan böyle bir vaziyette iken, Rusya Devlet Başkanı Putin imdadına yetişiyor.
Putin, 100 milyar dolarlık ekonomik çuvalla geliyor… Erdoğan’ın anladığı dilden konuşuyor.
Putin, NATO şapkasıyla Türkiye’ye yığılan eski tüfek Patriotlar konusunda ince ve zekice bir diplomasiyle Erdoğan’ı uyarıyor:
“Piyesin başında duvarda silah varsa piyesin sonunda o silah ateş edecektir derler.”
Lafın tamamını işte böyle söylüyor.
Suriye konusunda Putin’in söylediklerini okumaya çalışan bir Erdoğan profili görülüyor.
Esad yönetimine karşı Amerika ve İsrail’den de beter bir ağızla kraldan daha kralcı kesilen ve mangalda kül bırakmayan Erdoğan, munisleşiyor… Putin’in yanında Suriye lideri Esad’ın aleyhine bir ifade kullanmamaya özen gösteriyor.
Amerika, kendisinden kıtalarca uzak mesafedeki bölgemizi BOP ateşiyle yakıp kavuruyor. Putin ise burnunun dibindeki bu ateşi söndürmeye çabalıyor.
Erdoğan, bölgede ateşin sönmesini istiyorsa, bölgemizi ateşe veren Amerika’nın burnu doğrultusunda değil, bölgedeki ateşi söndürmeye çalışan Rusya ile işbirliğine gitmelidir.
Aksi halde bu ateş, bölgeyi de, Türkiye’yi de, Erdoğan’ı da yakar!
Obama Ankara’dakilere önemli bir çalım atıyor.
Hatırlayın, önceki hafta İsrail, Gazze’de yapacağını yapıyor, vuracağını vuruyor.
ABD ve İsrail, Erdoğan’a “Hamas’ı ateşkese ikna edin” haberi salıyor. Obama, Gazze’ye bomba yağdıran İsrail’in her şeyiyle yanında olduğunu hatırlattığı Tayland’ın başkenti Bangkok’taki konuşmasında, Erdoğan’a diplomatik bir fırça da atıyor.
Erdoğan Mısır’a soluğu alıyor, Ahmet Davudoğlu’nu timsah gözyaşları içinde Gazze’ye salıyor.
Bu esnada İsrail devre yapıyor.
İsrail, Erdoğan’ı, Filistin tarafının ateşkese ikna edilmesi konusunda ardarda arıyor. Ankara’dakiler, İsrail’in talebini karşılamak üzere seferber oluyor, Hamas’ı ikna ediyorlar.
Hamas’ın siyasi lideri Halid Meşal, ateşkesin perde arkasını “İsrailliler ateşkes için Türkiye’yi iki kanaldan arayarak bu yönde çaba göstermesini istedi” şeklinde açıklıyor.
Obama yönetimi ise, Erdoğan’a sürpriz bir çalım atıyor.
İsrail ile Hamas arasında imzalanan ateşkes anlaşmasını, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’la Kahire’de ortak bir basın toplantısı düzenleyen Mısır Dışişleri Bakanı Muhammed Kamil Amr duyuruyor.
BOP eş başkanı Erdoğan, Amerika tarafından kendisine ve Türkiye’ye atlan bu diplomatik çalımı, “Muhteşem Yüzyıl” çıkışıyla örtmeye çalışıyor. Obama’dan yediği çalımın telaşıyla bir çuval inciri berbat ediyor.
“Muhteşem Yüzyıl”dan bahisle “Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz” şeklinde bir çıkışla “Muhteşem Tayyib” çıkartmak üzere iken, “hukukun üstünlüğü”nü baltalayan refleksleriyle gaf üstüne gaf yapıyor. Daha önce birkaç kere yaptığı gibi, “Yargıya gerekeni söyledik, gereğini yapacaklar” refleksini yineliyor.
İş onunla da kalmıyor… “Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz” diyen Erdoğan, Sultan Süleyman’ın at sırtında gittiği yere o dönem henüz daha esamesi bile okunmayan Amerika, İngiltere veya Haçlı dünyasının eş başkanı veya kapı kulu olarak gitmediği bildiği halde efeleniyor. BOP eş başkanlığının üstüne adeta şal çekmek istiyor.
Bu arada “Sultan Süleyman’ın ömrünün 30 yılı at sırtında geçti” diyerek, cehl-i mürekkeb de izhar ediyor.
Zira Kanuni Sultan Süleyman, 46 yıllık padişahlığında batıya ve doğuya 13 sefer yapıyor. Bu seferlerin toplam süresi 160 ay, yani 13 buçuk yıl tutuyor. 32 buçuk yıl at sırtında değil, sarayda geçiyor.
İslam coğrafyasında Amerika’nın BOP taleplerinin gereğini anında yapmasına rağmen çalım yiyen Erdoğan, içeride “muhteşem” rollere takılıyor, “yargıya söyledik, tiz gereği yapıla” diyor. Fakat yine de İsrail ve Suriye bağlamında BOP foyasının ve yediği Amerikan çalımının ortaya çıkmasına mani olamıyor.
Erdoğan böyle bir vaziyette iken, Rusya Devlet Başkanı Putin imdadına yetişiyor.
Putin, 100 milyar dolarlık ekonomik çuvalla geliyor… Erdoğan’ın anladığı dilden konuşuyor.
Putin, NATO şapkasıyla Türkiye’ye yığılan eski tüfek Patriotlar konusunda ince ve zekice bir diplomasiyle Erdoğan’ı uyarıyor:
“Piyesin başında duvarda silah varsa piyesin sonunda o silah ateş edecektir derler.”
Lafın tamamını işte böyle söylüyor.
Suriye konusunda Putin’in söylediklerini okumaya çalışan bir Erdoğan profili görülüyor.
Esad yönetimine karşı Amerika ve İsrail’den de beter bir ağızla kraldan daha kralcı kesilen ve mangalda kül bırakmayan Erdoğan, munisleşiyor… Putin’in yanında Suriye lideri Esad’ın aleyhine bir ifade kullanmamaya özen gösteriyor.
Amerika, kendisinden kıtalarca uzak mesafedeki bölgemizi BOP ateşiyle yakıp kavuruyor. Putin ise burnunun dibindeki bu ateşi söndürmeye çabalıyor.
Erdoğan, bölgede ateşin sönmesini istiyorsa, bölgemizi ateşe veren Amerika’nın burnu doğrultusunda değil, bölgedeki ateşi söndürmeye çalışan Rusya ile işbirliğine gitmelidir.
Aksi halde bu ateş, bölgeyi de, Türkiye’yi de, Erdoğan’ı da yakar!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019