Rahmetullah Efendi’nin İzmir Valisine cevabı
İzmir’in (Yunan) işgalinden önce yapılan bu kongreden sonra Ege bölgesi şehir ve kasabalarında ayrıca Redd-i İlhak Cemiyeti veya şubeleri kuruldu
13.01.2022 00:36:00
"İzmir'in (Yunan) işgalinden önce yapılan bu kongreden sonra Ege bölgesi şehir ve kasabalarında ayrıca Redd-i İlhak Cemiyeti veya şubeleri kuruldu.
İşgalden önce gerçekleşen bir mitingde, İzmir Müftüsü Rahmetullah Efendi, 'Kardeşlerim ciğerlerinizde bir soluk nefes kalmadıkça, damarlarınızda bir damla kan kalmadıkça, anavatanımızı düşmanlara teslim etmeyeceğinize Kur'an-ı Kerim'e el basarak birlikte yemin edelim' dedi.
Rahmetullah Efendi, İzmir Valisi İzzet Bey'in Yunan işgaline karşı çıkılmaması emri üzerine de, 'Vali Bey, bu sakalım, kanımla kızarabilir ama bu alna Yunan alçağını sükûnetle selamlamış olmanın karasını sürerek huzur-u İlahiye çıkamam' diye haykırmıştır."
Redd-i İlhak ismi altında olmayan daha Kasım 1918'de Manisa'da kurulan 'İstihla-ı Vatan/Vatan Kurtarmak' grubu gibi çeşitli kuruluşlar da vardı.
İzmir'in işgali sonrasında kurulan Aydın ve yöresindeki Aydın Heyet-i Milliyesi de mahalli bir teşebbüstür.
Şehrin işgal edildiği gün, Müftü Ahmet Hulusi Efendi, 15 Mayıs 1919 günü düzenlediği mitingde, Denizli halkına, "İşgal edilen memleket halkının silaha sarılması dinî bir görevdir" diye konuşma yapmıştır.
"17 Mayıs'ta ise Denizli Çal Müftüsü Ahmet İzzet (Çalgüner) Efendi de halkın millî harekâta katılmasına gayrete başlamıştı.
Bir toplantısında, 'Allah'ımız bir, Peygamberimiz bir, Kitabımız bir, vatanımız bir olduğuna göre muhafazasına mecburuz.
Mukaddesatımızı müdafaa için Allah'ın ve Peygamberin emirlerine uymak gereklidir. Çöken saray saltanatının yerine milletin kalbindeki iman nuru bir kat daha parlamıştır' diye konuşmuştur.
Bu arada Müftü Ahmet İzzet Efendi, toplantıda hazır bulunanlardan bir de imzalı senet almıştır. Çal halkından 20 kişinin imzaladığı senette, 'Cümlemiz dinimizi, vatanımızı, namusumuzu vikaye için size iştirak etmeye söz veriyoruz' yazar."
İşgalin tepkileri içinde 10 Haziran 1919'da kurulan Denizli Heyet-i Milliyesi şu beyannameyi yayınlamıştı:
"... Allah'ın büyüklüğüne güvenen namuslu ve mert kardeşler, silahlarıyla birer birer gelip bize el uzatıyorlar. Yarın Yunanlıların pis ve murdar ayakları altında inleye inleye ölmektense, bugün ya mertçesine ölmeye ya şerefle, namusla yaşamaya azmettik."
Denizli'de din adamlarımız gerçek aydınlar olarak halkı Millî Mücadele'ye karşı örgütlemeye çalışırken, İstanbul Hükûmeti bu başarılı girişimden korkmuştur.
Padişahın otoritesini kuvvetlendirmek maksadıyla Şehzade Abdürrahim Efendi başkanlığındaki heyet 25.4.1919'da Denizli'ye ulaşmıştır.
Heyet üyelerinden Süleyman Şefik Paşa, Denizli hükûmet konağı önünde toplanan halka bir konuşma yaptı.
Bu konuşmada mütareke hükümlerine uymanın millet ve memleket selameti için gerekli olduğu, halkın sükûn içinde iş ve güçleriyle uğraşmaları ve Hıristiyanlarla iyi geçinmeleri halinde herhangi bir tehlikenin söz konusu olmadığı irade buyuruldu. Bu arada hatip tarafından sözlerine başında padişahın bildirisi okundu ve selamı halka iletildi.
Kuvva hareketi imanlı vatanperverlerin gayretiyle büyürken, Müdafaa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Cemiyeti, 12.7.1919'da Denizli Kuvva-yi Milliyesi olarak kuruldu.
İstanbul Hükûmeti'nin, Takvim-i Vekayi'nin 3 Ağustos 1919 tarihli nüshasında yayınlanan talimatında, Mustafa Kemal ve arkadaşları asayişi bozmak için çeteler kuranlar olarak vasfedilecektir.
"Manisa'da Manisa Müftüsü Alim Efendi, Cemiyet-i İslamiyye adında bir örgüt kurmuş; işgal sonrasında Müftü Alim Efendi, Kırkağaç Müftüsü Hacı Rıfat Efendi, Burhaniye Müftüsü Mehmet Muhip Efendi, Edremit Müftüsü Hafız Cemal Efendi, Tire Müftüsü Sunullah Efendi Yunan işgalini dinî açıdan değerlendiren bir fetva vermişlerdir.
Ayrıca fetvada Yunanlılarla birlikte Damat Ferit hükûmetinin tel'in edildiği de vurgulanmıştır.
Bundan dolayıdır ki, fetvayı veren din adamları, hem Yunan makamları, hem de İstanbul Hükûmeti tarafından idama mahkum edilmişlerdir." (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eseri sh: 257)
İşgalden önce gerçekleşen bir mitingde, İzmir Müftüsü Rahmetullah Efendi, 'Kardeşlerim ciğerlerinizde bir soluk nefes kalmadıkça, damarlarınızda bir damla kan kalmadıkça, anavatanımızı düşmanlara teslim etmeyeceğinize Kur'an-ı Kerim'e el basarak birlikte yemin edelim' dedi.
Rahmetullah Efendi, İzmir Valisi İzzet Bey'in Yunan işgaline karşı çıkılmaması emri üzerine de, 'Vali Bey, bu sakalım, kanımla kızarabilir ama bu alna Yunan alçağını sükûnetle selamlamış olmanın karasını sürerek huzur-u İlahiye çıkamam' diye haykırmıştır."
Redd-i İlhak ismi altında olmayan daha Kasım 1918'de Manisa'da kurulan 'İstihla-ı Vatan/Vatan Kurtarmak' grubu gibi çeşitli kuruluşlar da vardı.
İzmir'in işgali sonrasında kurulan Aydın ve yöresindeki Aydın Heyet-i Milliyesi de mahalli bir teşebbüstür.
Şehrin işgal edildiği gün, Müftü Ahmet Hulusi Efendi, 15 Mayıs 1919 günü düzenlediği mitingde, Denizli halkına, "İşgal edilen memleket halkının silaha sarılması dinî bir görevdir" diye konuşma yapmıştır.
"17 Mayıs'ta ise Denizli Çal Müftüsü Ahmet İzzet (Çalgüner) Efendi de halkın millî harekâta katılmasına gayrete başlamıştı.
Bir toplantısında, 'Allah'ımız bir, Peygamberimiz bir, Kitabımız bir, vatanımız bir olduğuna göre muhafazasına mecburuz.
Mukaddesatımızı müdafaa için Allah'ın ve Peygamberin emirlerine uymak gereklidir. Çöken saray saltanatının yerine milletin kalbindeki iman nuru bir kat daha parlamıştır' diye konuşmuştur.
Bu arada Müftü Ahmet İzzet Efendi, toplantıda hazır bulunanlardan bir de imzalı senet almıştır. Çal halkından 20 kişinin imzaladığı senette, 'Cümlemiz dinimizi, vatanımızı, namusumuzu vikaye için size iştirak etmeye söz veriyoruz' yazar."
İşgalin tepkileri içinde 10 Haziran 1919'da kurulan Denizli Heyet-i Milliyesi şu beyannameyi yayınlamıştı:
"... Allah'ın büyüklüğüne güvenen namuslu ve mert kardeşler, silahlarıyla birer birer gelip bize el uzatıyorlar. Yarın Yunanlıların pis ve murdar ayakları altında inleye inleye ölmektense, bugün ya mertçesine ölmeye ya şerefle, namusla yaşamaya azmettik."
Denizli'de din adamlarımız gerçek aydınlar olarak halkı Millî Mücadele'ye karşı örgütlemeye çalışırken, İstanbul Hükûmeti bu başarılı girişimden korkmuştur.
Padişahın otoritesini kuvvetlendirmek maksadıyla Şehzade Abdürrahim Efendi başkanlığındaki heyet 25.4.1919'da Denizli'ye ulaşmıştır.
Heyet üyelerinden Süleyman Şefik Paşa, Denizli hükûmet konağı önünde toplanan halka bir konuşma yaptı.
Bu konuşmada mütareke hükümlerine uymanın millet ve memleket selameti için gerekli olduğu, halkın sükûn içinde iş ve güçleriyle uğraşmaları ve Hıristiyanlarla iyi geçinmeleri halinde herhangi bir tehlikenin söz konusu olmadığı irade buyuruldu. Bu arada hatip tarafından sözlerine başında padişahın bildirisi okundu ve selamı halka iletildi.
Kuvva hareketi imanlı vatanperverlerin gayretiyle büyürken, Müdafaa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Cemiyeti, 12.7.1919'da Denizli Kuvva-yi Milliyesi olarak kuruldu.
İstanbul Hükûmeti'nin, Takvim-i Vekayi'nin 3 Ağustos 1919 tarihli nüshasında yayınlanan talimatında, Mustafa Kemal ve arkadaşları asayişi bozmak için çeteler kuranlar olarak vasfedilecektir.
"Manisa'da Manisa Müftüsü Alim Efendi, Cemiyet-i İslamiyye adında bir örgüt kurmuş; işgal sonrasında Müftü Alim Efendi, Kırkağaç Müftüsü Hacı Rıfat Efendi, Burhaniye Müftüsü Mehmet Muhip Efendi, Edremit Müftüsü Hafız Cemal Efendi, Tire Müftüsü Sunullah Efendi Yunan işgalini dinî açıdan değerlendiren bir fetva vermişlerdir.
Ayrıca fetvada Yunanlılarla birlikte Damat Ferit hükûmetinin tel'in edildiği de vurgulanmıştır.
Bundan dolayıdır ki, fetvayı veren din adamları, hem Yunan makamları, hem de İstanbul Hükûmeti tarafından idama mahkum edilmişlerdir." (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eseri sh: 257)