Peygamber Efendimiz, son derece cömert ve mükrim idi. Hiç bir dilenciye "Yok" diyerek cevab vermezdi. Eğer yanlarında verilecek bir şey bulunmazsa, ya ashabından ödünç alarak verir yahut yarın gel, gibi bir şey söylerdi.
Peygamber Efendimiz, son derece cömert ve mükrim idi. Hiç bir dilenciye "Yok" diyerek cevab vermezdi. Eğer yanlarında verilecek bir şey bulunmazsa, ya ashabından ödünç alarak verir yahut yarın gel, gibi bir şey söylerdi. Huneyn savaşında ganimet mallanndan bir vadide toplanmış olan develer için, Safvan ibni Umeyye: "Ne iyi develer!" demekle, Peygamber Efendimiz: "Öyle ise, onlar senin olsun," deyip bu yüz deveyi Safvan'a bağışlamıştı. Saffan bu ikramı görünce: "Bu kadar cömertlik ancak peygamberlerde bulunur,"diyerek hemen Müslüman olmuştur. Oysa ki, Müslüman olmak için evvelce dört ay süre almış bulunuyordu.Peygamber Efendimiz, son derece yüksek bir cesarete, kuvvet ve kahramanlığa sahib idi. Bir çok savaşlarda nice zırh giymiş kahramanlar kaçmaya mecbur kaldıklarını gördükleri halde o sebat etmiştir. Uhud ve Huneyn savaşlarında gösterdiği metinlik ve cesaret, her türlü düşüncenin üstündedir.Bir gece Medine dışından korkunç bir gürültü işitilmişti. Düşman tarafından bir baskın olduğu sanılmıştı. Herkesten önce Hazreti Peygamber kılıcını kuşanarak gürültü tarafına koşmuş ve başkaları daha yeni hazırlanırken kendisi geri dönerek: "Korkacak bir şey yok!" diye halkı sukunete kavuşturmuştu. Hazreti Ali der ki:"Savaşlarda Hazreti Peygamber kadar düşmana yaklaşan bir kimse bulunmazdı. Bir çok kez, savaş kızışıp başımız dara düşünce, Hazreti Peygambere sığınırdık."Hazreti Peygamber Efendimiz yaratılışça pek fasih (açık ifadeli) idi. Yüksek maksatlarını açıkça ve parlak bir şekilde söylerdi. Huzurlarına gelen elçilerin konuşmalarına pek açık bir şekilde karşılık verirdi. Onun mübarek sözleri arasında bir çok manaları toplayan öyle yüksek parçalar vardır ki, onlara Cevami'ül Kelim" denir.Yine onun mübarek sözleri arasında öyle güzel ve hikmet dolu parçalar vardır ki, bunlara "Bedayi 'ül Hikem" denilir. Şu anlamdaki hadisi Şerifler, bu ahlak ve hikmet esaslarından bazısıdır:''Hikmetin başı Allah korkusudur."''Insanlar altın ve gümüş madenleri gibidir.""Insanlar, tarak dişleri gibi, hukuk bakımından eşittirler""Kendi değerini bilen kişi helak olmaz"''Kendisi için istediğini senin için de istemeyen kimsenin dostluğunda hayır yoktur.''"Kendisi için sevdiğini, kardeşi için de sevmedikçe, kişinin imanı kamil olmaz "''Yalan yere yemin etmek yurdları harabeye çevirir "Emaneti, sana güvenen kimseye teslim et; sana hiyanet edene sen hiyanet etme""Eski dostluğu devam ettirmek, imandandır"."Alışverişinde en çok ziyan eden o kimsedir ki, başkasının dünyası uğrunda, kendi ahiretini yitirir""Kardeşinin uğradığı musibetten dolayı sen sevinç gösterme; yoksa Yüce Allah onu kurtarır da seni musibete düşürür"
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Peygamber Efendimiz, son derece cömert ve mükrim idi. Hiç bir dilenciye "Yok" diyerek cevab vermezdi. Eğer yanlarında verilecek bir şey bulunmazsa, ya ashabından ödünç alarak verir yahut yarın gel, gibi bir şey söylerdi. Huneyn savaşında ganimet mallanndan bir vadide toplanmış olan develer için, Safvan ibni Umeyye: "Ne iyi develer!" demekle, Peygamber Efendimiz: "Öyle ise, onlar senin olsun," deyip bu yüz deveyi Safvan'a bağışlamıştı. Saffan bu ikramı görünce: "Bu kadar cömertlik ancak peygamberlerde bulunur,"diyerek hemen Müslüman olmuştur. Oysa ki, Müslüman olmak için evvelce dört ay süre almış bulunuyordu.Peygamber Efendimiz, son derece yüksek bir cesarete, kuvvet ve kahramanlığa sahib idi. Bir çok savaşlarda nice zırh giymiş kahramanlar kaçmaya mecbur kaldıklarını gördükleri halde o sebat etmiştir. Uhud ve Huneyn savaşlarında gösterdiği metinlik ve cesaret, her türlü düşüncenin üstündedir.Bir gece Medine dışından korkunç bir gürültü işitilmişti. Düşman tarafından bir baskın olduğu sanılmıştı. Herkesten önce Hazreti Peygamber kılıcını kuşanarak gürültü tarafına koşmuş ve başkaları daha yeni hazırlanırken kendisi geri dönerek: "Korkacak bir şey yok!" diye halkı sukunete kavuşturmuştu. Hazreti Ali der ki:"Savaşlarda Hazreti Peygamber kadar düşmana yaklaşan bir kimse bulunmazdı. Bir çok kez, savaş kızışıp başımız dara düşünce, Hazreti Peygambere sığınırdık."Hazreti Peygamber Efendimiz yaratılışça pek fasih (açık ifadeli) idi. Yüksek maksatlarını açıkça ve parlak bir şekilde söylerdi. Huzurlarına gelen elçilerin konuşmalarına pek açık bir şekilde karşılık verirdi. Onun mübarek sözleri arasında bir çok manaları toplayan öyle yüksek parçalar vardır ki, onlara Cevami'ül Kelim" denir.Yine onun mübarek sözleri arasında öyle güzel ve hikmet dolu parçalar vardır ki, bunlara "Bedayi 'ül Hikem" denilir. Şu anlamdaki hadisi Şerifler, bu ahlak ve hikmet esaslarından bazısıdır:''Hikmetin başı Allah korkusudur."''Insanlar altın ve gümüş madenleri gibidir.""Insanlar, tarak dişleri gibi, hukuk bakımından eşittirler""Kendi değerini bilen kişi helak olmaz"''Kendisi için istediğini senin için de istemeyen kimsenin dostluğunda hayır yoktur.''"Kendisi için sevdiğini, kardeşi için de sevmedikçe, kişinin imanı kamil olmaz "''Yalan yere yemin etmek yurdları harabeye çevirir "Emaneti, sana güvenen kimseye teslim et; sana hiyanet edene sen hiyanet etme""Eski dostluğu devam ettirmek, imandandır"."Alışverişinde en çok ziyan eden o kimsedir ki, başkasının dünyası uğrunda, kendi ahiretini yitirir""Kardeşinin uğradığı musibetten dolayı sen sevinç gösterme; yoksa Yüce Allah onu kurtarır da seni musibete düşürür"
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri